DEVAM: 64- RESULULLAH
(SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'İN (SON) HASTALlĞININ ANLATILMASI HAKKINDA GELEN
HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
أبو معاوية،
عَن الأعمش،
عَن مسلم، عَن
مسروق، عَن
عائشة؛ قالت:
-
كان النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
يتعوذ بهؤلاء
الكلمات
((أذهب البأس.
رب الناس.
واشف أنت
الشافي. لا
شفاء إلا
شفاؤك. شفاء
لا يغادر سقما))
فلما ثقل
النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ في
مرضه الذي مات
فيه أخذت بيده
فجعلت أمسحه
وأقولها. فنزع
يده من يدي ثم
قال: ((اللهم
اغفر لي
وألحقني
بالرفيق الأعلى)).
قالت: فكان
هذا آخر ما
سمعت من كلامه
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ.
Aişe (r.anha)'dan
şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (şeytanlardan ve
hastalıklardan) şu kelimelerle Allah'a sığınırdı
أذهب البأس.
رب الناس.
واشف أنت
الشافي. لا
شفاء إلا
شفاؤك. شفاء
لا يغادر سقما
«Ey insanların
Rabbi şu hastanın hastalığını gider ve şifa buyur. Ancak sen şifa verirsin.
Senin şifandan başka hiç bir şifa yoktur. (Bu hastaya) öyle bir şifa ver ki O
şifa hiçbir hastalığın izini bırakmayacak. » Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
vefat ettiği hastalığında onun elini
tuttum Ve bu kelimeleri okuyup onun mubarek vücuduna elimi sürmeye başladım.
Sonra elini benim elimden çekip çıkardı. Daha sonra: اللهم اغفر
لي وألحقني
بالرفيق
الأعلى
«Allahım beni mağfiret
eyle ve beni refik-i a'la'ya eriştir. buyurdu.» Aişe (r.amha) demiştirki: Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim son sözü bu idi.
Diğer tahric:
Buhari de bu iki hadisi rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: ilk hadiste Nebi (s.a.v.)'in hastalığındaki
üfIemesi, kuru üzüm yiyenin üfIemesine benzetilmiştir. Sindi: Yani çekirdekli
kuru üzüm yiyen kişinin, çekirdeği ağzından atarken üfIemesine benzetilmiş,
diyor
Miftahu'l-Hace
yazarı da: Kuru üzüm yiyen kişinin, kuru üzümün üstündeki hafif tozu ve toprağı
gidermek için hafifçe üflediği gibi Nebi (s.a.v.) hastalığın ve zayıfIığın
şiddetinden dolayı mübarek vücuduna üflerdi, diyor. Bu arada Sindi'nin
yukarıdaki benzetme şeklini de tekrarlıyor
Nebi (s.a.v.)
sağlığında muhterem eşlerinin odalarında sırayla gecelerdi. Son hastalığının
ilk günlerinde nöbet işini aynen tatbik ettiği; ağırlaşınca bütün eşlerinin
muvafakatıyla Aişe (r.anha)'nın odasında devamlı kaldığı ve eşlerinin sırayla
Aişe (r.anha)'nın odasında Onun yanında kaldıkları, bu hadisten anlaşılıyor.
Nebi (s.a.v.)
ağırlaştığında Abba (r.a.) ile Ali b. Ebi Talib (r.a.) Onun koltuklarına
girmişler ve kendisi onlara dayanarak Aişe (r.anha)'nın odasına götürülmüş;
hastalık nedeniyle ayakta tutunamadığı için mübarek ayakları yerde sürünerek
götürülmüştÜr.
İkinci hadiste
Nebi (s.a.v.) «AIlah'ım! Bana mağfiret eyle. Ve beni refik-i a'la'ya
eriştir." demiştir..
Refik-i
a'la'dan kasdedilen ma'na hususunda müteaddit beyanlar vardır.
İbn-i İshak ve
Cevheri'ye göre ''Refiki A'la" Cennet'tir. Hattabi• «Refik-i A'la"
Nebi (s.a.v.)'in mübarek ruhu, yüksek makamlara yükselirken kendisine refakat
eden meleklerdir, demiştir.
Şarih Kirmani:
Refik-i A'la, Nisa suresi 69.ayetinde: "Güzel refik" diye
vasıflandırılan Nebiler, sadık kullar, şehidler ve salih insanlardır, demiştir,
Bu yorum, bundan sonra gelecek hadis'e daha uygundur, Ahmed b. Hanbel'in
rivayetine göre bu yorum Aişe (r.anha)'dan da nakledilmiştir,