SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 1619 >>

DEVAM: 64- RESULULLAH (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'İN (SON) HASTALlĞININ ANLATILMASI HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI

 

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْنُ أَبِي شَيْبَة. حَدَّثَنَا أبو معاوية، عَن الأعمش، عَن مسلم، عَن مسروق، عَن عائشة؛ قالت:

 - كان النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ يتعوذ بهؤلاء الكلمات ((أذهب البأس. رب الناس. واشف أنت الشافي. لا شفاء إلا شفاؤك. شفاء لا يغادر سقما)) فلما ثقل النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ في مرضه الذي مات فيه أخذت بيده فجعلت أمسحه وأقولها. فنزع يده من يدي ثم قال: ((اللهم اغفر لي وألحقني بالرفيق الأعلى)). قالت: فكان هذا آخر ما سمعت من كلامه صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ.

 

Aişe (r.anha)'dan şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (şeytanlardan ve hastalıklardan) şu kelimelerle Allah'a sığınırdı

 

أذهب البأس. رب الناس. واشف أنت الشافي. لا شفاء إلا شفاؤك. شفاء لا يغادر سقما

 

«Ey insanların Rabbi şu hastanın hastalığını gider ve şifa buyur. Ancak sen şifa verirsin. Senin şifandan başka hiç bir şifa yoktur. (Bu hastaya) öyle bir şifa ver ki O şifa hiçbir hastalığın izini bırakmayacak. » Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat ettiği hastalığında  onun elini tuttum Ve bu kelimeleri okuyup onun mubarek vücuduna elimi sürmeye başladım. Sonra elini benim elimden çekip çıkardı. Daha sonra:   اللهم اغفر لي وألحقني بالرفيق الأعلى

 

«Allahım beni mağfiret eyle ve beni refik-i a'la'ya eriştir. buyurdu.» Aişe (r.amha) demiştirki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğim son sözü bu idi.

 

 

Diğer tahric: Buhari de bu iki hadisi rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA: ilk hadiste Nebi (s.a.v.)'in hastalığındaki üfIemesi, kuru üzüm yiyenin üfIemesine benzetilmiştir. Sindi: Yani çekirdekli kuru üzüm yiyen kişinin, çekirdeği ağzından atarken üfIemesine benzetilmiş, diyor

 

Miftahu'l-Hace yazarı da: Kuru üzüm yiyen kişinin, kuru üzümün üstündeki hafif tozu ve toprağı gidermek için hafifçe üflediği gibi Nebi (s.a.v.) hastalığın ve zayıfIığın şiddetinden dolayı mübarek vücuduna üflerdi, diyor. Bu arada Sindi'nin yukarıdaki benzetme şeklini de tekrarlıyor

Nebi (s.a.v.) sağlığında muhterem eşlerinin odalarında sırayla gecelerdi. Son hastalığının ilk günlerinde nöbet işini aynen tatbik ettiği; ağırlaşınca bütün eşlerinin muvafakatıyla Aişe (r.anha)'nın odasında devamlı kaldığı ve eşlerinin sırayla Aişe (r.anha)'nın odasında Onun yanında kaldıkları, bu hadisten anlaşılıyor.

 

Nebi (s.a.v.) ağırlaştığında Abba (r.a.) ile Ali b. Ebi Talib (r.a.) Onun koltuklarına girmişler ve kendisi onlara dayanarak Aişe (r.anha)'nın odasına götürülmüş; hastalık nedeniyle ayakta tutunamadığı için mübarek ayakları yerde sürünerek götürülmüştÜr.

 

 

İkinci hadiste Nebi (s.a.v.) «AIlah'ım! Bana mağfiret eyle. Ve beni refik-i a'la'ya eriştir." demiştir..

 

Refik-i a'la'dan kasdedilen ma'na hususunda müteaddit beyanlar vardır.

İbn-i İshak ve Cevheri'ye göre ''Refiki A'la" Cennet'tir. Hattabi• «Refik-i A'la" Nebi (s.a.v.)'in mübarek ruhu, yüksek makamlara yükselirken kendisine refakat eden meleklerdir, demiştir.

Şarih Kirmani: Refik-i A'la, Nisa suresi 69.ayetinde: "Güzel refik" diye vasıflandırılan Nebiler, sadık kullar, şehidler ve salih insanlardır, demiştir, Bu yorum, bundan sonra gelecek hadis'e daha uygundur, Ahmed b. Hanbel'in rivayetine göre bu yorum Aişe (r.anha)'dan da nakledilmiştir,