65- NEBİ (SALLALLAHU
ALEYHİ VE SELLEM)'İN VEFATI VE DEFNİNİN ANLATILDIĞI BAB
حَدَّثَنَا
علي بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثَنَا أبو
معاوية، عَن
عَبْدُ
الرحمن بْن
أبي بكر، عَن
ابن أبي
مليكة، عَن
عائشة؛ قالت: - لما
قبض رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ،
وأبو بكر عند
امرأته، ابنة
خارجة،
بالعوالي.
فجعلوا
يقولون: لم يمت
النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ.
إنما هو بعض
ما كان يأخذه
عند الوحي.
فجاء أبو بكر،
فكشف عَن
وجهه، وقبل
بين عينيه
وقال: أنت
أكرم على
اللَّه أن
يميتك مرتين.
قد، والله!
مات رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ.
وعمر في ناحية
المسجد يقول:
والله! ما مات
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ. ولا
يموت حتى يقطع
أيدي أناس من
المنافقين،
كثير،
وأرجلهم. فقام
أبو بكر فصعد
المنبر فقال:
من كان يعبد
اللَّه فإن اللَّه
حي لم يمت. ومن
كان يعبد
محمدا فإن
محمدا قد مات.
وما محمد إلا
رسول قد خلت
من قبله الرسل.
أفإن مات أو
قتل انقلبتم
على أعقابكم.
ومن ينقلب على
عقبيه فلن يضر
اللَّه شيئا
وسيجزي اللَّه
الشاكرين. قال عمر:
فلكأني لم
أقرأها إلا
يومئذ.
Aişe (r.anha)'den
şöyle demiştir: Ebu Bekir (r.a.) Avali de oturan eşi bint-i Harice (r.ama)'nın
yanında ilen Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefat edince Sahabiler
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ölmemiş ancak vahiy geldiği zaman Onu tutan
hal'in bir parçası Onu tutmuş demeye başladılar. Ebu Bekir (r.a.) biraz sonra
geldi. Doğruca Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in odasına girdi. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mubarek yüzünü açtı, iki gözünün arasını
hürmetle öptü ve:
Ya Resulallah!
Babam, anam sana kurban olsun. Vallahi Allah senin üzerinde iki ölüm
birleştirmeyecektir. Vallahi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şüphesiz
vefat etmiştir, dedi. Ömer (r.a.) da mescidin bir tarafında:
-- Vallahi
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ölmemiştir münafıklardan çok
insanların ellerini ve ayaklarını kesmedikçe ölmeyecektir, diyordu. Biraz sonra
Ebu Bekit (r.a.) minbere çıkarak: Kim Allah'a ibadet ediyor idiyse şüphesiz
Allah diridir, ölmemiştir. Ve kim Muhammed'e ibadet ediyor idiyse şüphesiz
Muhammed ölmüştür. dedi. Ve:
وَمَا
مُحَمَّدٌ إِلاَّ
رَسُولٌ قَدْ
خَلَتْ مِن
قَبْلِهِ الرُّسُلُ
أَفَإِن
مَّاتَ أَوْ
قُتِلَ انقَلَبْتُمْ
عَلَى
أَعْقَابِكُمْ
وَمَن يَنقَلِبْ
عَلَىَ
عَقِبَيْهِ
ضُرَّ اللّهَ
شَيْئاً
وَسَيَجْزِي
اللّهُ
الشَّاكِرِينَ
Muhammed, ancak
bir Nebi'dir. Ondan önce de Nebiler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya
öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri
dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır.
[Al-i İmran 144] ayetini okudu. Ömer (r.a.) demiştir ki: ''Ben O ayeti sanki o
güne kadar hiç okumamıştım.''
Diğer tahric:
Buhari
AÇIKLAMA: Avali: Medine civarında bulunan bir takım köylere
verilen isimdir. Mescid-i Nebevi'ye bir mİl mesafede bulunan Sunh köyü de
Avali'den birisi idi. Ebu Bekir (r.a.)'in eşi bint-i Harice (r.anha) o köyde
ikamet ediyordu. Kastalani'nin beyanına göre Nebi (s.a.v.) Ebu Bekir (r.a.)'e
eşinin yanına gitmesi için izin vermiştir. Buhari'nin rivayetine göre:
Ebu Bekir
(r.a.) atına binerek köyden doğruca Mescid-i Nebevi'nin yanına geldi ve orada
atından inerek mescide girdi.
Hiç kimse ile
konuşmadan Aişe (r.anha)'nın odasına girdi. Nebi (s.a.v.)'in mübarek yüzünü
açtı, sonra üzerine kapanıp öptü ve ağladı. Sonra: Babam, anam sana feda olsun.
ValIahi Allah senin üzerinde iki ölümü birleştirmiyecektir, dedi.
Kastalani
"İki ölümü birleştirmiyecektir." ifadesi ile ilgili olarak şöyle
demiştir
Bazılarına göre
bu ifade hakiki manasında kullanılmıştır. Bazı kimseler, Nebi (s.a.v.)'in bazı
adamların ellerini keseceğini sanıyorlardı. Eğer onların dediği doğru olsaydı
Nebi (s.a.v.)'in ikinci kez vefat etmesi gerekirdi. Ebu Bekir (r.a.) bu iddiayı
reddetmeye işaret etmiş oluyor. Ve Nebi (s.a.v.)'in Allah katında çok yüce
değeri bulunduğu için Allah, Onu iki defa öldürmiyeceğini haber vermiştir. Eski
ümmetler zamanında ise Allah bazı kimseleri iki defa öldürmüş ve Kur'an bunlardan
haber vermiştir. Bu olaylardan birisi Bakara suresinin 259'ncu ayetinde haber
verlliyor. En açık ve uygun yorum budur.
Bazılarına göre
yukardaki ifadenin manası şudur: Nebi (s.a.v.) başkaları gibi kabirde ikinci
defa ölmiyecektir. Çünkü diğer ölüler kabre gömüldükten sonra meleklerin
sualleri için dirilir, sonra ölürler. Bu yorum, Davudi'nin yorumudur.
Başka bir kavle
göre ikinci ölümden maksad, üzüntü çekmektir. Çünku ilk ölümün kederinden sonra
O, herhangi bir kederle karşılaşmıyacaktır.
En garib yorum,
ikinci ölümden maksad, şeriatın ölmesidir, diyenlerin yorumudur. Yani: Allah
senin üzerinde senin ölümünü ve senin şeriatının ölümünü birleştirmiyecektir.
Ebu Bekir (r.a.)'in o gün minbere çıktığında yaptığı konuşmada söylediği :
"Kim Allah'a ibadet ettiyse şüphesiz Allah diridir, ölmemiştir. Ve kim
Muhammed'e ibadet ettiyse, Muhammed ölmüştür." sözü bu son yorumu te'yid
eder.
Buhari'nin bir
rivayetinde İbn-i Abbas (r.a.): Sahabiler o derece şaşkına dönmüşlerdi ki, bu
ayeti Ebu Bekir (r.a.) okuyuncaya kadar Allah'ın bu ayeti indirdiğini sanki
bilmiyorlardı da Ebu Bekir (r.a.)'den öğreniyorlardı. İşiten her sahabi bu
ayeti okumaya başlamıştı, demiştir.
Buhari'nin Said
b. el-Müseyyeb'den olan rivayetine göre Ömer (r.a.) o günkü halini şöyle anlatmıştır;
"Vallahi Ebü Bekir (r.a.) Al-i İmran ayetini okuyuncaya kadar, Nebi
(s.a.v.)'in vefat ettiği kanısında değilim. Ondan ayeti işitince dehşet içinde
kaldım. Ayaklarım beni tutmaz olmuştu."
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
Ölünün yüzünü
açıp bakmak ve öpmek meşrudur