DEVAM: 11- YOLCULUKTA
iFTAR ETMEK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
المصفى
الحمصي. حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بْن
حرب، عَن عبيد
اللَّه بْن
عمر، عَن
نافع، عَن ابن
عمر؛ قَالَ:
-
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسلَّمْ:
((ليس من البر
الصيام في
السفر)).
فِي
الزَوائِد:
إسناد حديث
ابن عمر
صَحِيْح. لأن
مُحَمَّد بْن
المصفى، ذكره
ابن حبان في
الثقات. ووثقه
مسلمة
والذهبي في
الكاشف. وقال
أبو حاتم:
صدوق. وقال
النسائي:
صالح. وباقي
رجال الإسناد
على شرط
الشيخين.
İbn-i Ömer
(r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
sjiiyle buyurdu, demiştir:
«Yolculukta oruç
tutmak birr (matlub ibadet) den değildir.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisinin senedi sahihtir, Çünkü ravi
Muhammed bin el-Musaffa'yı İbn-i Hibban sikalar arasında zikretmiş; Mesleme ve
el-Kaşif'te Zehebi Onu sika saymışlar; Ebu Hatim: 0, çok sadıktır, demiş; Nesai
de: °salihtir, demiştir, İsnadın kalan ricali, Buhari ve Müslim'in şartı
üzerinedirler.
İbn-i Ömer
(r.a.)'in hadisi Zevaid türündendir. Tahavi de bunu rivayet etmiştir,
Buhari, Müslim,
Ebu Davud, Darimi, Beyhaki ve Nesai bunun bir benzerini Cabir bin Abdillah (r.a.)'den
rivayet etmişlerdir,
AÇIKLAMA: Ka'b (r.a.)'ın Taberi'deki rivayeti uzun olup
mealen şöyledir: "Şiddetli bir sıcakta biz Resulullah (s.a.v.) ile beraber
sefere çıktık. Cemaatımızdan bir adamı, hasta gibi bir ağacın gölgesi altında
uzanmış olarak gördük. Resulullah (s.a.v.): ''Arkadaşınızın nesi var, neresi
ağrıyor?'' diye sordu. Sahabiler: Hastalığı yoktur. Lakin oruçludur. Sıcaklık
ona çetin gelmiştir, diye cevap verdiler. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.):
"Yolculukta oruç tutmanız, matlub ibadet değildir. Allah'ın size verdiği
ruhsata sarılınız.'' buyurdu."
Zahiriyye ve
Şia mezhebIerine mensub bazı alimler, bu hadisin zahirini delil göstererek:
Yolculukta oruç tutmak günahtır ve tutulan oruç, geçersizdir, demişlerdir. Bu
görüş, Ebu Hureyre, Ömer, İbn-i Ömer ve Zühri (r.a.)'den de nakledilmiştir.
Ahmed, Evzai ve
İshak: Yolculukta oruç tutmak caizdir, tutmamak efdaldır, demişlerdir.
Ebu Hanife,
Malik ve Şafii'nin dahil oldugu cumhur'a göre gücü yetenler için oruç tutmak
efdaldır.
Hattabi bu
babtaki hadislere şöyle cevap vermiştir: Bu hadisler; durumu yukarıda
belirtilen, yani oruç tuttuğu için hasta gibi halsiz düşen kimselere mahsustur.
Çünkü (1663 nolu) hadis ve benzeri hadislerde Nebi (s.a.v.)'in yolculukta oruç
tuttuğu belirtilmiş ve (1662 nolu) hadiste Nebi (s.a.v.) Hamza el-Eslemi (r.a.)'i
yolculukta oruç tutup tutmamakta serbest bırakmıştır. Eğer oruç tutmak matlup
olmasaydı, onu serbest bırakmazdı.
Şafii bu
babtaki hadisleri yolculuk ruhsatını kabul etmekten imtina edenlere
yorumlayarak: Farz veya nafile oruç tutan bir kimse, hasta gibi perişan bir
hale düşmesine rağmen ve Allah Ona ruhsat vermesine rağmen oruç tutmakta
diretirse Onun tuttuğu oruç, matlub bir ibadet olmaktan çıkar. Hadisin manası
şöyle olabilir: Yolculukta oruç tutmak farz olan ve terkedilmesi günah sayılan
ibadet değildir, demiştir.
Tahavi de:
Hadisteki "Bin"den maksad, mükemmel ibadettir. Maksad, yolculukta
tutulan orucun ibadet cinsinden ihrac edilmesi değildir. Çünkü bazen yolculukta
oruç tutmamak daha efdal ve
daha matlub
ibadet olur. Mesela savaşta düşmanla karşılaşmak üzere olan bir mü'min, daha
gÜçlü olmak için oruç tutmazsa daha çok sevap kazanır, demiştir