SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SİYAM

<< 1676 >>

DEVAM: 16- KUSAN ORUÇLU HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI

 

حَدَّثَنَا عبيد اللَّه بْن عَبْدُ الكريم. حَدَّثَنَا الحكم بْن موسى. حَدَّثَنَا عيسى بْن يونس. ح وحَدَّثَنَا عبيد اللَّه. حَدَّثَنَا علي بْن الحسن بْن سليمان، أبو الشعثاء. حَدَّثَنَا حفص بْن غياث، جميعا عَن هشام، عَن ابن سيرين، عَن أبي هُرَيْرَة،  - عَن النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ قال: ((من ذرعه القيء، فلا قضاء عليه. ومن استقاء، فعليه القضاء)).

 

Ebu Hureyre (r.a.'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir; «İradesi dışında kusan oruçluya kaza gerekmez. Kendini kusturana kaza gerekir.»

 

 

AÇIKLAMA: Fedale (r.anh)'in hadisi Zevaid türündendir. Ancak bunun bir benzerini Ebu Davud, Ebu'd-Derda (r.anh)'dan rivayet etmiştir. Oradaki rivayette Ebu'd Derda (r.anh): "Resulullah (s.a.v.) kustu ve sonra orucunu bozdu." demiştir. Sevban da Ebu'd-Derda (r.anh)'ın bu hadisini te'yid etmiştir.

EI-Menhel yazarı, Ebu'd-Derda (r.anh)'ın hadisini şöyle yorumlamıştır; Resulullah (s.a.v.) nafile oruç tutmuştu ve kendi iradesiyle kustu. Bir ma'zeret dolayısıyla bunu yaptı. Çünkü Allah Teala: «Amellerinizi iptal etmeyiniz.» buyurmuştur. Bu hadis, alimlerce böyle yorumlanmıştır.

 

Tirmizi de: Bu hadisin manası şudur: Peygamber (s.a.v.) nafile oruç tutmuştu, kustu ve zayıf düştü. Bu nedenle de orucunu bozdu. Bu durumu açıklayan bazı rivayetler vardır, demiştir.

Tirmizi'nin işaret ettiği rivayet, müellifin bu hadisidir. Çünkü bu hadiste Peygamber (s.a.v.)'in o günü nafile oruçla geçirmeyi itiyad haline getirdiği belirtilmiştir. Hadisteki kusma işi isteyerek kusma anlamına yorumlanınca, bundan sonra gelen hadise ters düşmez.

 

Sindi'nin beyanına göre Beyhaki şöyle demiştir: Bu hadisin isnadı, münakaşa götürür durumundadır. Eğer sahih ise kendini kusturan anlamına yorumlanır.

Beyhaki'nin demek istediği yorum şudur: Oruçlu kendini kusturma ihtiyacını duymuş ve bu yüzden kendini kusturmuştur.

 

EI-Menhel yazarı, bu hadisin açıklaması bahsinde şöyle der: "Yani oruçluyken iradesi dışında kusan bir kimsenin orucu bozulmaz. Ve o gün kaza etmesi gerekmez. Kusmuk ağız dolusu da olsa hüküm budur. Dört mezhep imamı böyle hükmetmişlerdir. Cumhura göre kusmuk ağza gelip dışarı atılması mümkünken ondan bir şeyin boğaza dönmemesi şarttır. Aksi halde, yani dışarı atılması mümkünken bunu yapmayıp bir kısmı boğaza geri dönecek olursa, kaza etmek gerekir.

 

Hanefi alimlerinden Muhammed b. el-Hasan'a göre agza gelen kusmuk; kendiliğinden geri dönerse, oruç bozulmaz.

 

Hanefi alimlerince sahih sayılan kavil budur. Ebu Yusuf'a göre, kusmuk ağız dolusu olursa kendiliğinden geri dönmesiyle bile oruç bozulur. Yani Muhammed'e göre kişinin iradesi esastır. Ebu Yusuf'a göre ağız dolusu olması esastır. Bu esaslardan hareketle dört mesele doğar:

 

1- Kusmuk, ağız dolusundan az olup kendiliğinden geri döndüğü zaman Ebu Yusuf ile Muhammed'in ittifakıyla oruç bozulmaz. Çünkü Muhammed'in esas saydığı irade durumu yoktur. Ebu Yusuf'un esas saydığı ağız dolusu durumu yoktur.

 

2- Kusmuk ağız dolusundan az olup bunu iradesiyle yuttuğu zaman Ebu Yusuf'a göre oruç bozulmaz. Çünkü ağız dolusu durumu yoktur. Seçkin kavil de budur. Muhammed'e göre bozulur. Çünkü iradesiyle yutmuştur.         ,

 

3- Kusmuk ağız dolusu olup tamamı veya bir parçası kendlliğinden geri döndüğü zaman irade durumu bulunmadığı için Muhammed'e göre oruç bozulmaz. Sahih olan da budur. Ağız dolusu olduğu için Ebu Yusuf'a göre bozulur.

 

4- Kusmuk ağız dolusu olup tamamını veya bir parçasını iradesiyle yuttuğu zaman, ikisinin ittifakıyla oruç bozulur.

 

Hadisin ikinci cümlesinin manası şudur: Kişi oruçluyken kendisini kusturursa orucu bozulur ve kaza gerekir. Ali. İbn-i Öıner, Zeyd b. Erkam, dört mezhep. imamları ve başka alimlerin (r.anhum) kavli budur.

 

İbn-i Mes'ud (r.anh), İkrime. Rabia ve el-Kasım'a göre kusmuk iradesiyle boğaza dönmedikçe kusmanın hiçbir çeşidiyle oruç bozulmaz. Fakat birinci görüş kuvvetlidir.