27- ORUÇ TUTMAK
İSTEDİĞİ HALDE CÜNÜB OLARAK SABAHLAYAN ADAM HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة،
ومُحَمَّد
بْنُ
الصَّبَّاح.
قالا: حَدَّثَنَا
سُفْيَان بْن
عيينة عَن
عمرو بْن
دينار، عَن
يحيى بْن
جعدة، عَن عَبْد
اللّه بْن
عمرو القاري؛
قَالَ: - سمعت
أبا
هُرَيْرَة
يقول: لا. ورب
الكعبة! ما
أنا قلت ((من
أصبح، وهو
جنب، فليفطر)).
محمد صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
قاله.
فِي
الزَوائِد:
إسناده
صَحِيْح. رواه
الإمام أحمد
من هذا الوجه،
وذكره
البخاري
تعليقا. وفي
الصحيحين: أن
أبا
هُرَيْرَة
سمعه من
الفضل. وزاد
مسلم. ولم
أسمعه من
النَّبي
صلَّى اللَّه
عليه وسلَّم. قال
السندي: قال
شيخنا أبو
الفضل: هذا
إما منسوخ أو
مرجوج. لما في
الصحيحين أن
رَسُول اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسلَّمْ
كان يدركه
الفجر وهو جنب
من أهله. ثم
يغتسل ويصوم.
ولمسلم من
حديث عائشة
التصريح بأنه
ليس من
خصائصه. وعنده
أن أبا
هُرَيْرَة رجع
عن ذلك حين
بلغه هذا
الحديث.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Hayır. Ka'be Rabbine yemin ederim ki! «Cünüb olarak
sabahlayan kimse, orucunu bozsun (bozmuş olur)» sözünü ben söylemiş değilim. Bu
sözü Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) söylemiştir.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahihtir. İmam Ahmed bunu bu yolla rivayet
etmiştir. Buhari de ta'liken zikretmiştir. Ebu Hureyre (r.a.)'in bu hadisi
el-Padl (r.a.)'den işittiği, Buhari ve Müslim'de bildirilmiştir. Müslim Ebu
Hureyre (r.a.)'in: "Ve ben bu hadisi Peygamber Is.a.v.)'den işitmedim''
sözünü ilave etmiştir.
AÇIKLAMA: Bu hadisin zahirine göre cruca niyetlenen ve cünüb
olarak fecir'den sonraya kadar boy abdesti almıyanın orucu bozulur Fadi bin
Abbas (r.a.), Usame bin Zeyd (r.a.) ve Ebu Hureyre (r.a.): Bilerek veya
unutarak boy abdestini fecir doğuncaya kadar almayan cünüb'ün orucu bozulmuş olur,
demişlerdir. Tavus, Urve b. Zübeyr ve İbrahim Nehai'ye göre bile bile guslünü
fecir doğuncaya kadar geciktiren cünübün orucu bozulur.
Hasen-i Basri
ve bir rivayete göre İbrahim Nehai: Farz oruç bozulur, nafile oruç bozulmaz,
demişlerdir.
Cumhurun
görüşünü, bundan sonra gelen Aişe (r.anha) ve Ümmü Seleme (r.anha)'nın
hadisleri bahsinde anlatacağım. Şimdi Ebu Hureyre (r.a.)'in bu hadisi hakkında
alimleı'in görüşlerini nakledelim:
Sindi: Şeyhimiz
Ebu'l-Fadl (r.a.)'in hadisi ya mensuhtur veya Buhari ile Müslim'de rivayet
olunan Aişe (r.anha) ve Ümmü Seleme (r.anha)'nın (bu kitapta 1703,
1704).hadisleri karşısında kuvvetsiz kalır. Çünkü o hadislerde Peygamber
(s.a.v.)'in eşlerine yaklaşmasından dolayı cünüb olarak sabahladığı ve fecirden
sonra boy abdestini aldığı, orucuna da devam ettiği belirtilmiştir. Aişe
(r.anha)'nın Müslim'deki hadisinde bu durumun Peygamber (s.a.v.)'e mahsus
hükümlerden olmadığı belirtilmiştir. Müslim'in bildirdiğine göre Aişe (r.anha)
ile Ümmü Seleme (r.anha)'nın hadisleri Ebu Hureyre (r.a.)'a ulaşınca kendi
hadisinden rücu' etmiştir, demiştir.
EI-Menhel
yazarı da Ebu Hureyre (r.a.)'in hadisi ile ilgili olarak özetle şöyle der:
"Ebu
Hureyre (r.a.)'ın hadisi, Aişe (r.anha) ve Ümmü Seleme (r.anha)'nın hadisleri
ile mensuhtur . ''Ramazan gecesi eşlerinize yaklaşmanız, size helal kılındı. ..
" (Bakara 187) ayeti de onun mensuhluğunu te'yid eder. Çünkü ayet, Ramazan
gecesinin tümünde cinsi münasebetinin mübahlığını gerektirir. Şafağın doğmasına
bitişik olan gecenin son anı da gecenin bir parçasıdır. O kısa anda ailesine
yaklaşan kişi bizzarure cünüb olarak sabahlamış olur. Diğer tareftan Beyhaki ve
Tahavi'nin bir senedIe Ebu Bekir b. Abdirrahman (r.a.)'dan rivayet ettiklerine
göre Ebu Hureyre (r.a.) kendi hadisinden rücu' etmiştir. Ebu Bekir bin
Abdirrahman (r.a.) şöyle demiştir: Ben babamla beraber Medine emiri Mervan b.
el-Hakem (r.anh)'ın yanındaydık. Ebu Hureyre (r.a.)'in mezkur hadisi emir'e
anlatıldı. Bunun üzerine Mervan, babama: Sana yemin ederim. Sen behemehal Aişe
(r.anha) ve Ümmü Seleme (r.anha)'nın yanlarına giderek bu mes'eleyi onlardan
soracaksın dedi. Ebu Bekir (r.a.) diyor ki: Bunun üzerine babam gitti, ben de
beraberinde gittim. Nihayet Aişe (r.anha)'nın yanına vardık. Babam: Ey
Mü'minlerin annesi! Biz Mervan (r.anh)'ın yanındaydık. Ebü Hureyre (r.anh)'in
"Cünüb olarak sabahlayanın orucu bozulur.'' dediği Mervan'a anlatıldı,
dedi. Aişe (r.anha): Ebu Hureyre'nin dediği fenadır. Ey Abdurrahman! Resulullah
(s.a.v.)'ın yapageldiğinden vaz geçer misin? dedi. Bunun üzerine babam: Hay!r
valIahi! dedi. Aişe (r.anha): Ben, Resulullah (s.a.v.) hakkında şahitlik
ediyorum ki ihtilam değil, eşine yaklaşmaktan dolayı cünüb olarak sabahladı.
Sonra o gün oruçlu olurdu, dedi. Ebu Bekir (r.anh) demiştir ki: Sonra biz
oradan çıkarak Ümmü Seleme (r.anha)'nın yanına girdik. Babam aynı meseleyi ona
sordu, o da Aişe (r.anha)'nın dediği gibi cevap verdi. Bunun üzerine biz çıkıp
Mervan (r.anh)'ın yanına vardık ve babam Aişe (r.anha) ile Ümmü Seleme
(r.anha)'nın söylediklerini Mervan'a anlattı. Bunun üzerine Mervan babama: Ey
Eba Muhammed! Yemin ederim. Sen benim bineğime bineceksin. Çünkü bineğim
kapıdadır. Ve Ebü Hureyre (r.a.)'e gideceksin. Kendisi el-Akik'deki yerindedir.
Ve bu durumu ona haber vereceksin. dedi. Bunun üzerine babam bindi, ben de
onunla beraber bindim. Nihayet Ebü Hureyre (r.anh)'ın yanına vardık. Babam bir
süre onunla sohbet ettikten sonra durumu kendisine anlattı. Bunun üzerine Ebu
Hureyre (r.anh): Bu mesele hakkında benim kesin bilgim yoktur. Birisi bana
söylemiştir, dedi. Ebu Hureyre (r.anh)'in hadisinin mensuh olmadığı
farzedildiği takdirde Aişe (r.anha) ile Ümmü Seleme (r.anha)'nın hadisleri
tercih edilir. Çünkü iki sahabinin rivayetiyle sabittir. Ebu Hureyre (r.a.)'ın
hadisi ise bir sahabinin rivayetidir. Bilhassa bu iki sahabi Peygamber
(s.a.v.)'in eşleridir. Onlar onun ahvalini herkesten daha iyi bilirler. Sonra
onların rivayeti, yukarıdaki ayete muvafıktır. Makul olanı da budur. Çünkü
oruçlu gündüz ihtilam olur. Ve orucun bozulmadığı hakkında icma' vardır. iki
rivayetin eşit olduğu farz edilse, Ebu Hureyre (r.anh)'ın hadisi efdal olana
işarettir diye yorum yapılır. Çünkü efdal olan, cünübün fecirden önce
gusletmesidir. Aişe (r.anha) ile Ümmü Seleme (r.anha)'nın hadisi, gus!ün
fecir'den sonraya bırakılmasının caizliğini bildirir, diye yorum yapılır.