5- BİR MALI İSTİFADE
(EDEN)İN BABI
حَدَّثَنَا
نصر بْن علي
الجهضمي.
حَدَّثَنَا
شجاع بْن
الوليد.
حَدَّثَنَا
حارثة بْن مُحَمَّد،
عَن عمرة، عَن
عائشة؛
قَالَت:
-
سمعت رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
يقول: ((لا زكاة
في مال، حتى يحول
عليه الحول)).
فِي
الزَوائِد:
إسناده ضعيف
لضعف حارثة
بْن مُحَمَّد،
والحديث رواه
الترمذي من
حديث ابن عمر
مرفوعاً
وموقوفاً اهـ. قال
السندي: قلت:
لفظه ((من
استفاد مالاً
فلا زكاة عليه
حتى يحول عليه
الحول)). رواه
عَن ابن عمر
مرفوعاً
بإسناد فيه
عَبْدُ الرحمن
بْن زيد بْن
أسلم. وقَالَ:
وهو ضعيف في
الحديث كثير
الغلظ.ضعفه
غير واحد.
وقال هذا أصح.
ورواه غير
واحد موقوفاً.
Aişe
(r.anha)'den; Söyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den
işittim. Buyurdu ki: «Bir malın üzerinden bir yıl geçinceye kadar onda hiç
zekat yok tur.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: İbn•i Ebi'r•Rical olan ravi Harise bin Muhammed zayıf olduğu
için bu isnad zayıftır, Tirmizi bu hadisi İbn-i Ömer (r.a.)'den merfu' ve
mevkuf olarak rivayet etmiştir,
AÇIKLAMA: Bu hadIs Zevaid türündendir, Tirmizi, Darekutni ve
Beyhaki bunun bir benzerini İbn-i Ömer (r.a.)'den merfu olarak rivayet
etmişlerdir Orada'daki rivayete göre Resulullah (s.a.v.); ''Kim bir malı
istifade ederse (Yani elde ederse) o malı üzerinden bir yıl geçinceye kadar o
kimsenin boynunda zekat yoldur.'' buyurmuştur
Tirmizi, merfu'
olarak rivayet ettiği bu hadisin senedindeki ravi Abdurrahman bin Zeyd
el-Eslem'in zayıf olduğunu belirtmekte, ayrıca bunu İbn-i Ömer (r.a.)'den
mevkuf olarak rivayet ederek, bunun daha sıhhatli olduğunu bildirmekte ve bunun
başka sahabilerden de rivayet edildiğ'ini söylemektedir
İstifade: Bir
şeyi elde etmek, kazanmak ve ona sahip olmak demektir. Bu babın başlığında ve
Tirmizi'nin rivayetinde geçen bu kelimeden alınma mazi fiili, bir malı elde
etmek ve sahip olmak manasını ifade eder,
Müellifin
rivayetinin umumiliği dolayısıyla çıkan sonuç, gerek sene başında ve gerekse
sene içerisinde elde edilen malın üzerinden bir yıl geçinceye kadar ondan
zekatın olmayışıdır Zekat için yılın beşlangıcı sayılan tarihte elde edilen ve
zekata tabi olan, bir malın üzerinden bir yıl geçmedikçe onda zekat olmadığı
malumdur Altın, gümüş, para, ticaret malı, koyun, keçi, sığır ve devenin zekatı
için bu hüküm mevcuttur. Ancak buğday, arpa, üzüm gibi tarım ürünlerinin zekatı
bu mahsullerin kaldırıldığı mevsimde ödenir Bu nevi malların üzerinden bir yıl
geçmesi şartı söz konusu değildir Bu hususta alimlerin icmaı vardır.
Yıl içinde elde
edilen mallara gelince; bu mallar yıl başından beri elde bulunan ve zekata tabi
mal çeşidinden olabilir. Başka çeşitten olabilir. Aynı çeşitten olduğu
takdirde, eldeki maldan kazanılmış olabilir, miras ve hibe gibi başka yollardan
kazanılmış olabilir Bu çeşitlerin hepsi "İstifade edilen" yani elde
edilen mallardandır Bu çeşitlerden hangisinin yıllanması şarttır'? hangisinin
şart değildir? yılbaşından beri elde bulunan malın yılı dolunca zekatı
verilirken yıl içinde elde edilmiş olan malın da zekatı verilir mi?
Tuhfe yazarı
şöyle der. "Yıl içinde elde edilen mal iki çeşittir. Birincisi yıl
başından beri elinde bulunan ve zekata tabi nisab tutarındaki mal nevinden
olanıdır Örneğin. Adamın elinde on deve vardır Yıl içinde bir kaç deve daha
elde eder
İkincisi: Yıl başından
beri elinde bulunandan başka bir çeşit maldır. Örneğin. Adamın elinde
yılbaşından beri on devesi vardır. Yıl esnasında bir kaç koyun sahibi olur
İkinci şıkka
ait durumlarda yıl esnasında kazanılan ve zekata tabi olan mal yıl başından
beri elde bulunan mala yıl hesabı bakımından eklenmez. Kazanıldığı tarihten
itibaren ne zaman bir yıl dolarsa o zaman zekatı çıkarılır. Bu hususta alimler
ittifak halindedir
Birinci şıkka
ait durumlardaki malda iki tür olabilir.
Şöyle ki, yıl
içinde elde edilen mal, yıl başından beri elde bulunan maldan kazanılmış
olabilir. Ticaret mallarından yıl içinde kazanılan kar ve zekata tabi koyun,
keçi, inek ve develerden doğma hayvanlar buna misal gösterilebilir. Bu tür
kazançlar yıl hesaplaması bakımından asıl mala tabidir Aslının yılı dolunca
onun yılı da dolmuş sayılır. Örneğin yıl başında 20.000.- lira ile ticarete
başla yan bir kimse yıl esnasındaki ticareti ile 10.000.- lira kazandığı
takdirde yıl sonunda hem sermayenin hem de kazancının zekatını çıkaracaktır.
Verdigim örnekde 30.000.- liranın zekatını çıkaracaktır. Zekata tabi
hayvanların durumu da böyledir. Bu tür kazançların, asıl mala eklenmesinin
gerektiğine ait bu hüküm hususunda alimlerin icmaı vardır.
İkinci tür
kazanılan mal ise asıl maldan doğma olmayıp hibe, miras ve satın alma gibi
yollarla elde edilen mallardır. Örneğin: yıl başından beri adamın 5 devesi
varken yıl içinde, babasının ölÜmü dolayısıyla miras olarak kendisine 10 deve
kalmış olur. BöyIelce 15 deve sahibi olmuş olur. Yıl içinde kazanılan 10 deve
yılın dolması yönünden 5 deveye eklenir mi? yoksa kazanıldıgı tarihten itibaren
onun için ayrı tir yıl hesabı mı tutulur?
Bu hususta
ihtilaf vardır. Şöyle ki: Ebu Hanife'ye göre yıl içinde elde edilen bu tür
mallar yıl başından beri elde bulunan mallara eklenerek yıl sonunda hepsinin
zekatı çıkarılır
Malik, Şafii ve
Ahmed'e göre, eklenmez. Yıl içinde kazanılan bu tür mallar, kazanıldığı tarih
esas tutularak ayrı olarak hesaplanır ve kazanıldığı tarihden itibaren ne zaman
yılı dolarsa o zaman zekatı çıkarılır
Bu üç imamın
delili ibn-i Ömer (r.a.)'den rivayet edilen yukarıdaki hadistir Aişe
(r.anha)'mn hadisi de bunlar için bir delil sayılabilir."
Tuhfetü'l.Ahvezi'den
alınan yukarıdaki izah esnasında verilen misaller benim tarafımdan ilave
edilmiştir. (Haydar Hatipoğlu)