1- NİKAH'IN FAZİLETİ
HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
عَبْد اللّه
بْن عامر بْن
زرارة. حَدَّثَنَا
علي بْن مسهر،
عَن الأعمش،
عَن إبراهيم،
عَن علقمة بْن
قيس؛ قَالَ:
-
كنت مع عَبْد
اللّه بْن مسعود
بمنى. فخلا به
عثمان. فجلست
قريبا منه. فقال
له عثمان: هل
لك أن أزوجك
جارية بكراً
تذكرك من نفسك
بعض ما قد
مضى؟ فلما رأى
عَبْد اللّه
أنه ليس له
حاجة سوى هذا،
أشار إلي
بيده. فجئت
وهو يقول: لئن
قلت ذلك، لقد
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ: ((يا
معشر الشباب!
من استطاع
منكم الباءة
فليتزوج. فإنه
أغض للبصر
وأحصن للفرج.
ومن لم يستطع،
فعليه
بالصوم، فإنه
له وجاء)).
Alkane bin Kays
(r.a.h)'den: Şöyle demiştir: Ben, Mina'da Abdullah bin Mes'ud (r.a.)'ın
beraberinde idim. Osman (bin Affan) (r.a.) (bir ara) onunla özel görüştü. Ben
de Abdullah'ın yakınında oturdum. Osman, Ona:
— Senin (gençlik
döneminde) geçen (neşe ve kuvvetin)in bazısını sana hatırlatacak genç bir kızla
seni evlendirmeme arzun var mı? dedi. Abdullah, Osman'ın bu (soru) dan başka
bir işi olmadığını görünce, (yanlarına varmam için) bana eliyle işaret etti.
Ben de vardım. (O sıra) Abdullah (O'na) şöyle diyordu: Eğer sen (evlenmeyi
teşvik edici) bunu söylersen şüphesiz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Ey gençler topluluğu,
sizlerden kimin evlenme külfetine gücü yeterse evlensin! Çünkü evlenme, gözü
(haram'dan) son derece men edicidir. İffeti de o oranda koruyucudur. (Evlenme
masrafına) gücü yetmeyen kimsede (nafile) oruç tutsun. Çünkü şüphesiz oruç,
şehvet için kuvvetli bir kırıcıdır.»
Diğer tahric.
Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Beyhaki de bunu rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Müellifin (İbn-i Macenin) rivayetinin zahirine
göre Osman (r.a.) İbn-i Mes'ud (r.a.)'ı Mina'da cemaattan tenha bir tarafa götürüp
ona evlenmesini teklifinde bulunurken Alkame (r.a.) da onların yakınında
oturmuş ve evlenme teklifine ait Osman (r.a.)'ın sözünü duymuştur. AbduIIah
(r.a.) da Osman (r.a.)'ın bu işten başka bir diyeceğinin bulunmadığını
anlayınca Aikame (r.a.)'ı yanlarına çağırmıştır. Ebu Davud'un rivayetinin
zahirine göre ise Osman (r.a.) Abdullah (r.a.)'ı tenha. bir tarafa götürmek
isterken, Abdullah (r.a.) Alkame (r.a.)'ı da yanlarına çağırmış ve Alkame
(r.a.) da onların yanına vardıktan sonra Osman (r.a.) evlendirme teklifinde
bulunmuştur. Fakat Buhari'nin rivayetinin zahiri, Müellifin rivayetinin
zahirine benzer. Yani Osman (r.a.) Abdullah (r.a.)'a evlendirmeyi teklif
ettikten sonra Abdullah (r.a.) Alkame (r.a.)'i yanlarına çağırmıştır.
EI-Menhel'in
Tekmile sahibi şöyle der: "Rivayetlerin arasını şöyle bulmak mümkündür:
Osman (r.a.) Abdullah (r.a.)'a.yaptığı evlenme teklifini Alkame (r.a.)'ın
gelişinden sonra muhtemelen tekrarlamıştır. Çünkü Abdullah (r.a.)'ın bu konu
hakkında Alkame (r.a.)'ın bilgi sahibi olmasını istediğini Osman sezmiştir.
Abdullah (r.a.)'ın Osman (r.a.)'a verdiği cevap, iki manaya yorumlanabilir.
Birincisi;
Osman (r.a.)'ı teyid etmektir. Yani senin yaptığın evlenme teklifi ve teşviki
Resülullah (s.a.v.) de yapmıştır Lakin benim evlenmeye ihtiyacım yoktur.
İkincisi; Osman
(r.a.)'ın teklifini reddetmektir. Yani evlenme teklifi gençlere yapılmalıdır.
Çünkü Peygamber (s.a.v.)'in hadisteki hitabı gençlere mahsııstur. Ben genç
değilim. Bu nevi teklifler genç yaştakilere yapılmalıdır.
Hadiste geçen;
... kelimesi dört şekilde okunabilir. En meşhur ve fasih okunuş
"el-Biiet"dir. İkincisi "el-Biit", üçüncüsü
"el-Bii" ve dördüncüsü "el-Biihat"dır. Bu kelimenin asıl
manası cinsel ilişkidir. Sonra nikah akdi anlamında da kullanılmıştır .
Hadiste iki manaya
yorumlanabilir. Cinsel ilişki olsun, evlenme akdi olsun her iki mananın
neticesi şu olur: «Ey gençler, evlenme akdi veya meşru cima' için gereken
masraflara gücü yeteniniz evlensin ... " Şu halde hangi mana kastedilirse
edilsin gaye, bunun için gerekli masraf ve külfettir.
Biiet
kelimesini masraf ve külfet manasına yorumlamak zorunluluğunun sebebi şudur:
Eğer asıl manası olan cima' kastedilmiş olsaydı, buna yani cima'ya gücü yetmeyenIerin
şehvetlerini dindirmeleri için oruç tutmaları tavsiyesi anlamsız kalırdı. Çünkü
cima'ya gücü yetmeyenin şehveti yoktur ki, bunu oruçla dindirmesi tavsiye.
edilsin."
EVLENMENİN
MEŞRUTİYETİNDEKİ HİKMETLER :
1. Bu kitabın
8. babındaki Ebu Hureyre (r.a.)'in hadisi ile Ahmed, Tabarani, Hakim
ve..başkalannın Enes (r.a.)'den merfu olarak rivayet ettikleri hadisten
anlaşıldığı gibi Peygamber (s.a.v.), ümmetinin çoğalmasını istemiş ve kıyamet
günü diğer Ümmetlere karşı ümmetinin çokluğu ile iftihar etmiştir
2. Evlenmek
insanı zina ve fuhuştan ve bunlara yol açan uygunsuz hareketlerden korur.
Tercemesini verdiğimiz Alkame (r.a.)'ın hadisi bu hikmeti açıkca belirtmiştir.
3. İnsan
nesIinin en mükemmel ve tertemiz bir şekilde devamını sağlamak ve korumaktır.
4. İffetli kız
ve kadınların şeref ve haysiyetini her türlü şaibeden uzak tutmak, zulüm,
cinayet ve benzeri bazı müessif olaylara meydan vermemek.
5. Beraber
yaşayan erkek ile kadının arasında sevgi, şefkat ve mutlu yaşama ortamının
hazırlanmasında katkıda bulunmaktır.
Rum suresi 7. ayeti ile 1847 nolu hadiste bu hikmete işaret vardır.
EVLENMENİN
ŞER'! HÜKMÜ
Cumhura göre
evlenmenin asıl hükmü müstehablıktır . ." Çünkü 1846 nolu ve benzeri
hadislerde Peygamber (s.a.v.) evlenmenin zat-i Nebevilerinin yolu olduğunu
belirtmiştir. Ayrıca farz ibadetleri beyan buyururken evlenmeden bahsetmemiştir
Yani evlenmeyi farzlardan saymamıştır Ashab-ı Kiram büyük, küçük her çeşit
farzlara ait emirleri O'ndan nakletmişlerdir. Hiç birisi bunun farziyetine ait
bir şey söylememiştir. Üstelik Ashab arasında bekar kalanlar da vardı.
Peygamber (s.a.v.) bunlara karşı çıkmamış ve itirazda bulunmamıştır.
Zahiriye
mezhebinin mensubları Kitab ve Sünnet'teki evlenme emirlerinin zahirine bakarak
vacip olduğuna hükmetmişler ise de yukarda özetlediğim gerekçe müvacehesinde bu
görüş reddedilmiştir
Cumhur'a göre
evlenmenin şer'i hükmü durum ve şartlara gÖre degişir. Şöyle ki :
1. Evlenmediği
takdirde zina ve fuhuş yapacagı ve bundan korunamıyacagı muhakkak olan bu tehlikeden
başka bir çare ile kendisini muhafaza edemiyeceğine inanan için evlenmek
Farz'dır.
2. Evlenmedigi
takdirde zina - fuhuş yapmaktan korkan, kendisine hakim olmadığı için bakması
haram olan kadınlara bakmaktan veya el iIe istimna (şehvetini dindirme)
etmekten kendisini koruyamayan kimse için evlenmek Vacib'dir.
Yukarda iki
hüküm, evlenme masrafını sağlayabilen, mevcut malı veya çalışmakla karısının
nafakasını temin edebilen ve alacağı kadına zulüm etmek korkusu olmayana
mahsustur. Bu şartlar olmadıkça evlenmek farz veya vacip olmaz.
3, Evlenme
masrafına ve nafakaya muktedir olup zina ve benzeri harama düşme korkusu
olmamakla beraber, normalolarak cinsel ilişkiye gücü yeten, evlenecegi kadına
zulüm etmek endişesi olmayan kimse için evlenmek, Sünnet-i Müekkede'dir
4. Bir harama
girmek endişesi olmamakla beraber, şehvet duygusu ile evlenmek isteyen ve
evlenmenin Peygamber (s.a.v.)'in bir sünnet ve yolu olduğunu hesaba katmadan
evlenmek mübah'tır. Mamafih, şehvet ihtiyacını gayr-i meşru yolla değil de
meşru yolla giderme yolunu tutması, günah yolunu tıkamasına vesile olduğu için
yine sevabsız değildir.
5. Evleneceği
kadının haklarına riayet etmemekle zulüm etmekten korkan için evlenmek tahrimen
mekruh'tur
6. Karısının
haklarına riayet etmeyeceğine ve böylece ona zulüm edeceğine inanan kimse için
evlenmek haramdır. Çünkü evlenmek nefsi haramdan korumak ve sebep olacağı
çocuklarından hayır ve sevap kazanmak için meşru kılınmıştır. Zulüm etmekle ise
harama girmiş olacaktır. Bir zararı defetmek ve yararı celbetmeye tercih
edilir.
Şehvet sahibi
olmakla beraber, harama girmemek bakımından nefsinden emin olanlar ile şehveti
olmayanların evlenmeleri veya evlenmemeleri hakkında bu kitabın 2. babında da
biraz bilgi vermeyi düşünüyorum
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1. Kişi,
evlenme ihtiyacı olduğunu halinden sezen din kardeşine evlenme teklifini
yapması müstehabtır.
2. Bakire ve
genç kızla evlenmek müstehabtır Bu hususun izahını 7. babta vereceğim.
3. Şehvet
duygusunu dindirmek yönünden evlenmeye muhtaç olmakla beraber. evlenme
masrafını yapmaktan aciz olan kimsenin şehvetini dindirmesi için bol bol oruç
tutması müstehabtır.
4. Şehvet
yönünden evlenme ihtiyacını duyup masraf ve nafakaya muktedir olan için
evlenmek müstehabtır. Bu hususta ayrıntılı bilgi yukarda verilmiştir