DEVAM: 11- BAKİRE VE
DUL KADIN'DAN (NİKAH İÇİN) EMİR İSTEME BABI
حَدَّثَنَا
عيسى بن حماد
المصري.
أنبأنا اليث
بن سعد، عَن
عَبْد اللّه
بْن عَبْدُ
الرحمن بْن
أبي حسين، عَن
عدي بن عدي
الكندي، عَن
أبيه؛ قَالَ: - قال
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ: ((
الثيب تعرب عن
نفسها، والبكر
رضاها صمتها)).
فِي
الزَوائِد:
رجال إسناده
ثقات إلا أنه
منقطع. فإن
عدياً لم يسمع
من أبيه عدي
بن عميرة. يدخل
بينهما المرس
بن عميرة.
قاله أبو حاتم
وغيره. لكن
الحديث له
شواهد صحيحة.
Adiy (bin Amire)
el-Kindi (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Dul kadın, nefsinin arzusunu açıkça söyler.
Bakire de rızası onun susmasıdır.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedindeki rayiler sika zatlardır. Ancak sened
munkati'dir. Çünkü ravi Adiy (bin Adiy) babası Adiy bin Amire (r.a.)'dan hadis
işitmemiştir. İkisinin arasına el-Urs bin Amre girer. (Ki aracı olan el-Urs,
senedde yoktur. Bunu Ebu Hatim ve başkası söylemiştir. Lakin bu hadis için
sahih şahidIer vardır.
AÇIKLAMA: İbni Abbas (r.a.)'ın hadisini Şafii, Ahmed,
Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir.
Hadisteki
"EI-Eyyim" kelimesi Arap dilinde eşi olmayan bekar veya dul erkek ve
kadın manasında kullanılır. Fakat bu hadiste dul kadın manasında
kullanılmıştır. Burada bakireye karşılık kullanıldığı için hadisin zahirine
göre kocasının ölümü veya boşaması dolayısıyla dul kalmış kadın demektir.
Hadis dul kadının
evlenmesi hususunda velisinden daha çok hak ve yetki sahibi olduğuna delalet
eder. Bu nedenle onun emri olmadan velisi tarafından nikahı yapılamaz. Bu
hükümle ilgili hadisdeki ifade dul kadının evlenmesi hususunda velisinin de hak
sahibi olduğuna fakat kadının hakkının onunkinden fazla olduğuna delalet eder.
Bunun içindir ki veli o dul kadını kendisine denk bir erkekle evlendirmek
isterse fakat kadın kabul etmezse velisi tarafından icbar edilemez
(zorlanamaz). Şayet dul kadın kendisine denk bir erkekle evlenmek isteyip
velisi imtina ederse veli icbar edilir. Buna rağmen veli israrda bulunursa kadı
tarafından o kadının nikahı kıyılır. Nevevi fıkıhçıların bu hükmünün bu
hadisten alındığını Müslim'in şerhinde açıklamıştır.
Bakire kadının
evlenmesi için velisi tarafından izin istenen bakirenin izin istendiğinde
susması dinen izin sayılır.
Ebu Hureyre
(r.a.)'ın hadisini Kütüb-i Sitte sahipIeri rivayet etmişlerdir.
Adiy (r.a.)'ın
hadisi ise Zevaid türündendir. Fakat notta belirtildiği gibi sahih şahidIeri
vardır. Görüldüğü gibi onun hadisindeki hüküm daha önce geçen İbni Abbas (r.a.)
ve Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadislerindeki hükümlerin aynısıdır.
Bu babta
rivayet edilen hadislerden anlaşıldığı gibi dul kadının nikahının yapılması
onun açık emir ve müsaadesine bağlıdır. Muvafakatı istendiğinde susması yeterli
sayılamaz. Fakat bakire kadının nikahının yapılması için izni istendiğinde dil
ile izin vermesi şart değildir; susması kafidir.
Yukardaki
hadislerden bahis konusu edilen bakire ve dul kadından maksat, erginlik çağına
varmış olan kadınlardır. Henüz bu çağ'a varmamış olanlardan izin almak
anlamsızdır. Bu çağa gelmemiş olan bakire veya dul kızların nikahları ile
ilgili hükümler bundan sonra gelecek olan 13. ve 14. bablardaki hadisler
bölümünde anlatılacaktır.
Burada bazı
noktalar hakkında alimlerin görüşlerini belirtmek gerekir. Şöyle ki :
1. Erginlik
çağına varmış olan bakire kızdan izin alınmadan,
2. Erginlik
çağına varmış olup dul olan kadından izin alınmadan, babaları tarafından veli
sıfatıyla akdedilecek nikahın hükmü nedir? Bu husustaki alimlerin görüşlerini
anlatalım:
EI-Menhel'in
Tekmile yazarı El u Davud'un "İstrınar" babındaki Ebu Hureyre (r.a.)
ve İbni Ömer (r.a.)'ın hadisleri şerhinde ezcümle şöyle der:
1. Erginlik
çağına varmış olan bakire kızlardan izin alınmadan babaları tarafından
nikahları kıyıldığı takdirde, kıyılan nikahın sahih olup olmadığı hususunda
alimler ihtilaf etmişlerdir. İlim ehlinin ekserisinin görüşüne göre,' kız,
yapılan nikaha rıza göstermediği takdirde o nikah hükümsüzdür.
Medine ehlinin
bazısına göre babanın kıydırdığı nikahtan bakire kız hoşlanmasa bile o nikah
caizdir. Malik, Şafii, İbni Ebi Leyla, el- Leys, Ahmed ve İshak'ın kavli de
budur.
2. Erginlik
çağına ermiş olan dul kadından müsaade alınmadan yapılan nikah tüm alimlerce
hükümsüzdür. Dul kadının babası ondan müsaade almadan nikahını kıydırdıktan
sonra durumu duyan kızı rıza göstermezse yine nikah tüm alimlerce hükümsüzdür.
Hadislerdeki
dul kadın tabirinden maksat sıhhatlı veya fasit bir evlenme yahut vat-ı şüphe
ile bakireliği giderilmiş olan kadın manası kastedilmiştir. Yine hadislerdeki
bakire tabirinden maksat, bakirelik zarı her hangi bir temasla giderilmemiş
veya atlama, aşırı kan akma gibi hastalıkla bakireliği zail olmuş olan kadın,
demektir.
Gayri meşru
cinsel temasla kızlığı bozulmuş olan kadın bakire hükmüde mi, dul hükmünde mi?
Bu hususta
alimler arasında ihtilaf vardır:
1. Ebu Hanife
ve Malik'e göre bu kadın bakire hükmündedir.
2. Şafii.
Ahmed. Ebu Yusuf ve Muhammed'e göre bu kadın dul kadın hükmündedir.
Bakire kadının
susması ve hiç bir şey söylememesi halindeki hüküm hususunda da şöyle bir
ihtilaf vardır:
1. Malikiler'e
göre, bakire kadından izin istendiğinde bir şey söylemeden kaçarsa veya
ağlarsa, yahut oturduğu yerden kalkarsa veya hoşlanmadığına delalet eden bir
belirtisi bulunursa, izin ve rızasının olmadığı anlaşılır ve nikahı kıyılamaz.
2. Şafiiler'e
göre mezkur hareketlerin hiç birisi nikah kıymaya mani değildir. Ancak bakire,
ağlayıp, bağırırsa ve buna karşı olduğunu davranışları ile bildirirse o zaman
iznin olmadığı anlaşılır.