SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1878 >>

14- BABALARINDAN BAŞKA KİMSELERİN KIYDIKLARI KÜÇÜK YAŞTAKİ (BAKİRE VEYA DUL) KIZLARIN NİKAH (IN HÜKMÜNÜN BEYANI) BABI

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ الرحمن بن إبراهيم الدمشقي. حَدَّثَنَا عَبْد اللّه بْن نافع الصائغ. حَدَّثَني عَبْد اللّه بْن نافع، عَن أبيه، عَن ابْن عُمَر؛  - أنه حين هلك عثمان بن مظعون ترك ابنة له. قَالَ ابْن عُمَر: فزوجنيها خالي قدامة، وهو عمها، ولم يشاورها. وذلك بعد ما هلك أبوها. فكرهت نكاحه، وأحبت الجارية أن يزوجها المغيرة بن شعبة، فزوجها إياه.

 

فِي الزَوائِد: إسناده موقوف. وفيه عَبْد اللّه بن نافع، مولى ابن عمر، متفق على تضعيفه.

 

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Osman bin Maz'un (r.a.) vefat ettiği zaman, (geride yetim) bir kızını bıraktı. İbn-i Ömer: Kızın amcası olan dayım Kudame (bin Maz'un) (r.a.) ona danışmadan nikahını bana yaptı. Bu (nikah) İşi kızın babasının ölümünden sonra oldu. Kız, amcasının yaptığı nikah işinden hoşlanmadı ve el-Muğire bin Şu'be (r.a.) ile evlendirmesini arzuladı. (Kız buluğ çağına vardıktan) sonra amcası onu el-Muğire (r.a.) ile evlendirdi.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun isnadı mevkuftur. Ve İbn-İ Ömer (r.a.)'ın mevlası Nafi'in oğlu Abdullah isimli ravi senedde bulunuyor ki onun zayıflığı üzerinde ittifak vardır.

 

AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisi Ahmed ve Darekutni de rivayet etmişlerdir. Tirmizi'nin "Yetim kızı zorla evlendirmek" babındaki hadislerin şerhi bölümünde Tuhfe yazarı Ahmed ile Darekutni'nin rivayet ettikleri bu hadisi daha uzun bir metin halinde rivayet etmişlerdir.

 

O rivayet merfu' hükmünde olup meali şöyledir; İbn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Osman bin Maz'un (r.a.) vefat etti ve Havle binti Hakim bin Ümeyye bin Harise bin el-Evkas isimli karısından doğma bir kızını bıraktı. (Yani yetim bir kızı kaldı.) Osman bin Maz'un, (o kız için) kardeşi Kudame (bin Maz'un) (r.a.)'yı vasi tayin etmiş idi. Osman ve Kudame benim dayılarımdı. Ben de Osman bin Maz'un'un kızını (dayım) Kudame'den istedim. Kudame de nikahımızı kıydı. Sonra el-Muğire bin Şu'be (r.a.), (kızın anasının yanına) girerek onu mala rağbet ettirdi. Bunun üzerine kızın anası ona kanmak istedi. Kız da anasının arzusuna uydu. Bunun üzerine kız ile anası (benden) imtina ettiler. Nihayet onların işi Resulullah (s.a.v.)'e intikal etti. Bunun üzerine Kudame: Ya Resulallah! Bu, benim erkek kardeşimin kızıdır. Kardeşim beni ona vasi tayin etti. Ben de onunla halasının oğlunun nikahını kıydım. Ben ne küf'ülük (emsallik) ne de yararlılık hususunda onun hakkında bir kusur işlemedim. Lakin o, bir kadındır. Ve sırf anasının arzusuna uydu, dedi. İbn-i Ömer demiştir ki: Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.); ''O, yetim bir kızdır. (Erginlik çağına varıp) izni olmadan nikahı yapılamaz'' buyurdu,

 

İbn-i Ömer: "Vallahi, ben unu nikahladıktan sonra (böylece) benimle alaka-sını kesti. Buluğ çağına vardıktan) sonra onu Muğire bin Şu'be ile evlendirdiler."

 

Tirmizi de aynı babta; 'İlim ehli, erginlik çağına varmamış olan (dul veya bakire) yetim bir kızın nikahının kıyılıp kıyılmaması husıisunda ihtilaf etmişlerdir. Şöyle ki: Alimlerin bir kısmı, yetim kızın nikahı kıyıldığı takdirde, kız büluğ çağına varıncaya kadar bu nikah mevkuf (durdurulmuş) olur. Kız büluğ çağına varınca o nikahı kabul veya fesih etmek hususunda serbesttir, görüşünü beyan etmişlerdir. Tabiilerin bazısının ve başka bir kısım alimlerin kavli de budur.

 

Bazı alimler de: Büluğ çağına varmadıkça yetim kızın nikahı yapılamaz. Ve nikah husıisunda muhayyerlik yoktur, demişlerdir. Süfyan-i Sevri, Şafii ve onlardan başka bazı alimlerin kavli budur, demişlerdir. Ahmed ve İshak da: Yetim kız dokuz yaşına varınca nikahı kıyılır, o da razı olursa, nikah caizdir. Sonra büluğ çağına vardığında onun muhayyerlik hakkı yoktur, demişlerdir. Bu iki alim Aişe (r.anha)'nın (1876 nolu) hadisini delil göstermişlerdir.'ayrıca Aişe (r.anha)'nın: "Bir genç kız dokuz yaşına girince artık o, kadındır." mealindeki eserini de delil göstermişlerdir, demiştir.

 

ERGİNLİK ÇAĞINA VARMAMIŞ BAKİRE VEYA DUL YETİM KIZIN NİKAHINI VELİSİ VEYA VASiSİ KIYABİLİR Mİ?

 

Bu babta Müellif'imizin rivayet ettiği ve Ahmed ile Darekutni'nin daha geniş bir metinle rivayet edip mealini yukarıya aldığım İbni Ömer'ın hadisine göre nikahı geçersizdir.

 

Bu husustaki alimlerin görüşlerini yukarda Tirmizi'den naklen beyan ettim.

EI-Menhel'in Tekmile yazarı da Ebu Davud'un "İstimar" babı ile "Küçük kızların tezvici" babında rivayet olunan hadislerin açıklaması bölümünde bu hususu uzun uzun anlatmıştır. Ben oralardaki bilgilerin bir kısmını özetliyerek buraya aktarmayı uygun buldum.

 

1. Ebu Hanife'nin arkadaşları, Evzai ve başka bazı alimler: Yetim kızın velileri onun nikahını kıyabilirler. Kız büluğ çağına. varınca. nikahını feshedebilir, demişlerdir. Bunlardan yalnız Ebu Yusuf'a göre, kız baliğ olunca feshedemez, demiştir. Bunların bir delili: ''....Onlar(la evlendiğiniz zaman onlar) hakkında adalete riayet edemiyeceğinizden korkarsanız, (onlarla evlenmeyip) sizin için helal olan kadınlarla ... evleniniz. (Nisa 3)

 

Bu ayet, erginlik çağına. varmamış dul veya bakire yetim kızın babadan başka. velileri tarafından nikahının kıyılabileceğine delalet eder. Çünkü bu ayette geçen "Yetama" kelimesi "Yetime"nin çoğuludur. "Yetime" kelimesinin hakiki manası erginlik çağına. ermemiş babasız bakire veya dul kız demektir. Ayet, yetim kızın mehir hususunda aldatılmaması şartıyla nikahının kıyılmasına izin vermiştir. Şu halde böyle kızın nikahı kıyılamaz, diyenler kuvvetli bir delile muhtaçtırlar.

 

(Tuhfe yazarı da yukardaki ayetten çıkarılan bu hükümle ilgili bilgiyi el-Hafız'dan naklen vermiştir.)

 

2. Şafii, Sevri, Malik, Ahmed ve Cumhur'a göre böyle bir yetim kızın baba babasından başka hiç bir velisi onun nikahını kıyamaz. Kıyarsa hükümsüz ve batıldır. Ancak erginlik çağına varınca nikahı kıyılabilir. Bunların delili Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai'nin Ebu Hureyre (r.a.)'den merfu' olarak rivayet ettikleri şu hadistir: Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu, demiştir: ''Yetim kızın evlenmesi hususunda izni istenir. Eğer (izni istenince) susarsa onun susması (nikahının kıyılması için) izindir. Eğer nikahtan açıkça veya bir belirtiyle) imtina ederse onun üzerinde (nikah kıymaya) cevaz yoktur.»"

 

Şafii bu hadisin zahirini delil göstermiştir. Bu grubtaki alimlere göre hadiste geçen "Yetime" kelimesinden maksad erginlik çağına varmış olan babasız kızdır. Bu çağa varmadan önce yetim sayıldığı için bu ifade kullanılmıştır. Bu kelime ile küçük yaştaki yetim kız manası kasdedilmemiştir. Çünkü bu çağdaki bir küçükten izin almak manasızdır.

 

3. Ahmed ve İshak'a göre yetim kız dokuz yaşına vardığında nikahı kıyılıp kendisi de rıza gösterirse kıyılan nikah caizdir ve büluğ çağına varınca nikahm kabul veya feshi hususunda muhayyerlik hakkı yoktur. Bunların delili Aişe (r.anha)'nın (1876 nolu) hadisidir. Lakin bu hadis onlar için delil olamaz. Çünkü Aişe (r.anha) dokuz yaşında iken büluğ çağına varmış idi.

Alimlerin cumhuru bülüğ çağına varmamış yetim kızın nikahının vasi tayin edilmiş yabancı kişi tarafından da kıyılamayacağına ittifak etmişlerdir. Yalnız Şüreyh, Urve, Hammad ve Malik bin Enes: Vasi büluğ çağına varmamış yetim kızın nikahını kıyabilir, demişlerdir.

 

Reyehli de: Vasi yetimin velisi ise nikahını kıyabilir. Çünkü kız büluğ çağına varınca kıyılan nikahı feshedebilir, demişlerdir."