29- MAK'ADLARlNDA
KADıNLARA VARMAKTAN NEHİY BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بن
عبد الملك بن
أبي الشوارب.
حَدَّثَنَا
عبد العزيز بن
المختار، عن
سهيل بن أبي
صالح، عن
الحارث بن
مخلد، عن أبي
هُرَيْرَة،
- عن
النَّبِيّ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلمْ؛
قَالَ ((لا
ينظر اللَّه
إلى رجل جامع
امرأته في
دبرها)).
فِي
الزَوَائِد:
إِسْنَاده
صحيح. لأن بن
مخلد ذكره ابن
حبان في
الثقات. وباقي
رجال الإسناد ثقات.
قَالَ
السندي:
والحديث قد
رواه أبو داود
والترمذي
بلفظ قريب من
هذا.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir: «Makadında karısıyla cima eden adam'a Allah (rahmet bakışı
ile) bakmıyacaktır.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: 'Bunun senedi sahihtir. Çünkü İbni Hibban, ravi el-Haris bin
Muhalled'i sikalar içinde zikretmiştir. Senedin kalan ravileri sika zatlardır:
Sindi de: Ebu
Davud ve Tirmizi bu hadisi, buradaki metne yakın bir metinle rivayet etmişler,
demiştir.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin açıklanması ile
ilgili olarak Sindi şöyle der: Allah Teala'nın bakmasından maksat, ahiret günü
ilahi rahmete müstehak kılınacak öncü mü'minler'e rahmet bakışıdır. Yani bu
kötü fiil'i işleyen bir kimse, mü'min olarak ölse bile anılan kafile içinde yer
alamayacaktır. Hadis böyle yorumlanınca bu fiil'i işleyen bir mü'minin ebedi
olarak ilahi rahmetten tamamen mahrum kılınacagı manası çıkmaz. Böyle bir
mananın çıkarılması zaten hatalıdır. Çünkü; "Şüphesiz Allah (Teala) zatına
ortak koşulması (günahı) nı bağışlamaz. Bundan başkasını dilediği kimse için
bağışlar ... " (Nisa 48) ayeti Allah'ın küfürden başka günahları dilediği
kimse için bağışlıyacağına delalet eder, Bağışlaması rahmet bakışı ile olur.
Allah'ın rahmeti olmadıkça hiç bir kimse Cennet'e giremez. Zerre miktarı imanı
olanların netice itibarı ile yani azabını çektikten sonra da olsa Cennetlik
olduğu nasslarIa sabittir. Şu halde bu şeni fiili işleyen kişi mü'min ise,
günahının cezasını çektikten sonra veya Allah dilediği takdirde daha önce
Cennetlik olabilir. Bu da ilahi rahmet sayesinde gerçekleşir. Hal böyle olunca
bu kötü fiili işleyenin, ilahi rahmetten tamamen mahrum kılındığı manası
kastedilmemiş olur. Ve yukarıda anlatılan mananın kastedildiği anlaşılır.
Notta Ebu
Davud'un ve Tirmizi'nin bu hadisi, buradaki metne yakın sözlerle rivayet
ettikleri söylenmişti. Ebu Davud, Ahmed ve Nesai'nin Ebu Hureyre (r.a.)'den
merfu' olarak rivayet ettikleri hadisin meali şöyledir: «Makadında karısına
varan kimse mel'undur.»
Tirmizi'nin
İbni Abbas /r.a.)'dan merfu' olarak ri.vayet ettiği hadis ise mealen şöyledir:
«Makadda bir
erkeğe veya bir kadına varan adama Allah bakmıyacaktır.»
Hulasa gerek
müellifimizin ve gerekse diğer müelliflerin rivayet ettikleri yukardaki hadisler,
adamın, helalı olan karısıyla makadda cima' etmesinin şiddetli tehdidi mücip,
kötü ve çirkin bir fiil olduğuna delalet ederler. Yabancı bir kadınla veya bir
erkekle bu fiili işleyen kişi ise maazallah zina etmiş sayılır.
Adamın kendi
karısıyla makadda cima etmesi selef ve halef alimlerinin cumhuru, tüm
fıkıhçılar ve bütün hadisçiler tarafından haram sayılmıştır. Delilleri
yukarıdaki hadisler, bundan sonra gelen hadisler ve benzeri hadislerdir.