DEVAM: 41- NİKAH
KIYILIRKEN KOŞULAN ŞART (IN YERİNE GETİRİLMESİ) BABI
حَدَّثَنَا
أبو كريب.
حَدَّثَنَا
أبو حالد، عن
ابن جريح، عن
عمرو بن شعيب،
عن أبيه، عن
جده؛ -
قَالَ: قَالَ
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم:
((ماكان من
صداق أو حباء أو
هبة قبل عصمة
النكاح فهو
لها. وما كان
بعد عصمة
النكاح فهو
لمن أعطيه أو
حبي. وأحق ما
يكرم الرجل
به، ابنته أو
أخته)).
Amr bin Şuayb'ın
dedesi (Abdullah bin Amr bin el-As) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Nikah akdinden önce
(verilmiş) olan mehir, hediye ve hibe kadınadır. Ve nikah akdinden sonra
(verilmiş) olan (mal) kime verilmiş veya hediye edilmiş ise onadır. Adama ikram
edilmeye en uygun vesile onun kızı veya kız kardeşidir.»
Diğer tahric:
Nesai ve Hakim de bunu rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Hiba: Hediye ve bağış manalarına gelir. Kocanın
mehirden ayrı olarak hibe yolu ile veya hibeden bahsetmeden verdiği maldır.
Hadiste hibe kelimesi de geçtiği için 'Hiba' kelimesinden maksat, hibe ismi
anılmadan verilen maldır. Bu kelimeyi hediye diye terceme ettim.
Sindi'nin
beyanına göre hadisten kastedilen mana şudur: Nikah akdinden önce kadın
velisinin koca tarafından aldığı şeylerin tümü kadına aittir. O'na teslim
etmesi gerekir. Nikah akdinden sonra velinin koca tarafından aldığı şeyler ise
kendisinedir.
Hattabi: Veli,
mehirden başka bir şeyin kendisine verilmesini şart koşmuş ise, nikah akdinden
sonra kendisine verilen o şey ona aittir, diye yorum yapmak gerekir, demiştir.
Veli nikah
akdinde mehirden başka kendisine bir şeyin verilmesini şart koşsa, kocanın bu
şartı yerine getirmeye mecbur olup olmadığı hususunda alimler arasında ihtilaf
vardır.
Bazı alimler
bunu da kadının kadınlığından yararlanmanın mübah kılınması şartlarından sayıp
kocanın bunu yerine getirmek zorunda olduğunu söylemişlerdir.
Velinin
kendisine verilmek üzere şart koştuğu şeyin ödenmesinin gerektiğine
hükmedenler, bu şeyin kime ait olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Şöyle ki:
İbni Ebi Rabah,
Tusr ve Zühri'ye göre bu mal karıya aittir. Veliye ait değildir. Ömer bin
AbdülAziz'in de böyle hükmettiği rivayet olunmuştur. Süfyan-i Sevri ve Ebu
Ubeyd de bu görüştedirIer.
Ali bin Hüseyin
ile Mesruk'a göre bu mal veliye aittir.
Bazı alimler
ise şöyle demişlerdir: Eğer veli kadının babası ise, kendisine verilmesi şart
koşulan mal kendisine verilir. Başka bir yakını ise ona değil, kadına verilir.
Hadisin zahirine
göre nikah akdinden önce kocanın verdiği mehir, hediye ve hibeyi kim teslim
alırsa alsın bunların tümü kadına aittir. Veli olsun başkası olsun kocadan
aldığını kadına vermekle mükelleftir. Nikah akdinden sonra koca kime hediye ve
hibe verirse onadır.
Hadisin
sonundaki "Adama ikram edilmeye en uygun vesile onun kızı veya kız
kardeşidir" cümlesinden maksat şudur: Bir adamın kızı veya kız kardeşi ile
evlenen kimse adama ikramda bulunmanın en uygun ve en liyakatlı fırsat ve
münasebetini bulmuş olur. Bu iyi münasebetle adama ikram etmelidir. Bu yolla
yapılan ikram en iyi ve en uygun yolla yapılmış bir ikram olur,
NİKAH AKDİNDEN
ÖNCE VEYA SONRA KADIN TARAFINA VERİLEN HEDİYE İLE İLGİLİ ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ
1- Malikiler'e
göre; nikah akdinden önce veya akid esnasında, kadına, velisine veya başkasına
koca tarafından hediye edilen şeyler, şart koşulsun koşulmasın mehir
hükmündedir. Ve mehir hükmüne tabidir. Nikah akdinden sonra koca tarafından
karıya veya, veiisine, yahut başka yakınına hediye edilen şeyler, kime hediye
edilmiş ise ona ait olur ve mehir hükmüne tabi değildir.
2- Hanefi
alimlere göre; evlenme işinin gerçekleştirilip çabuklaştırılması amacı ile
koca, karının yakınlarına bir şey verirse onu geri alabilir. Çünkü, bir nevi
rüşvet hükmündedir. Kccanın, nikah akdinden önce karıya verdiği şeylerin hediye
veya mehirden sayılması hususunda mahalli örf adete göre hükmedilmesi uygun
görülmüştür. Eğer gönderilen hediyeler, örf ve adette mehirden sayılmıyorsa,
hediye hükmündedir. Karı ile koca arasında bu hususta bir ihtilaf vuku bulursa,
koca bu eşyayı mehir olarak gönderdiğini ispat etmedikçe, hediye olduğunu
savunan karının sözü muteberdir.
3- Şafii
mezhebine göre veli nikah akdini kıymak için kendisine bir şey verilmesini
isteyemez. Bunda israr ettiği takdirde velilik yetkisinden düşer. Ama
istenmediği veya şart koşulmadığı halde koca kendi gönlünden kopan bir hediyeyi
nikah akdinden sonra karının velisine veya başka yakınlarına sunarsa bir
sakıncası yoktur. Nikah akdinden önce sunulan hediyelerde ise alınması haram
olan başlık kokusu bulunduğu için bundan sakınmak takvaya en uygun olanıdır.
Nikah akdinden sonra verilen hediyeler mehir hükmünde değildir.
4- Hanbeli
mezhebine göre nikah akdinden önce koca tarafından gönderilen hediyeler kız
verme va'di ile alınmış olur. Kız verilmediği takdirde bu hediyeler geri
alınabilir.
Nikah akdinden
sonra koca tarafından verilen hediyeler, mehirden sayılmaz. Ve kadından geri
alınamaz. Ancak boşama işi kadın yönünden doğacak olursa koca mehiri geri
aldığında bu tür hediyeyi de geri alabilir.
Yukarıdaki
hususlar geniş ve ayrıntılı bilgi ister. Bu bakımdan Fıkıh kitaplarına baş
vurmak gerekir.