DEVAM: 47- (KUMA) KADINLAR
ARASINDA (GECELERİ) EŞiT OLARAK BÖLMEK BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة. و
مُحَمَّد بن
يحيى. قالا:
حَدَّثَنَا
يزيد بن
هارون. أنبأنا
حماد بن سلمة،
عن أيوب، عن أبي
قلابة، عن عبد
اللَّه بن
يزيد، عن
عائشة؛ قالت: - كان
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَم يقسم
بين نسائه،
فيعدل، ثم يقول
((اللهم! هذا
فعلي فيما
أملك. فلا
تلمني فيما
تملك ولا
أملك)).
Aişe
(r.anha)'dan; şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
(gecelerini) karıları arasında bölerdi ve (bölme işini) tam bir adaletle
yapardı. Sonra şöyle derdi: «Allahım! İşte bu, benim gücümün yettiği adalettir.
Artık senin kadir olduğun ve benim gücümün yetmediği (kalb sevgisi farklılığı)
hakkında beni kınama.»
Diğer tahric:
Bu hadisi Ahmed, Tirmizi, Ebu Davud , Nesai, Darimi ve Hakim de rivayet
etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Müteaddit kadınlarla evli adamın kalb sevgisi ve
sevgiden kaynaklanan şehvet duygusu bakımından hepsini eşit tutması mümkün
değildir. çünkü adamın gücü buna yetmez. Bu sebebIedir ki, kalb sevgisi
bakımından kumaları eşit tutmak yükümlülüğü yoktur. Şöyle bir soru hatıra
gelebilir: Kalb sevgisi bakımından kumaları eşit tutmak yükümlülüğü bulunmadığı
için bu noktadaki ayrıcalık muahaza ve kınamayı gerektirmez. Şu halde Peygamber
(s.a.v.)'in bu hadiste ettiği duanın anlamı nedir?
Bu soruya şöyle
cevap verilmiştir: Bu duanın anlamı, kulun daima Rabbine muhtaç olduğunu ifade
etmektir. Keza, Allah Teala, kullarını güçlerinin dışında kalan bir takım
şeylerle mükellef kılabilir, mükellef kılmamış olması sırf O'nun bir lütuf ve
ikramıdır, kul bu durumu gözden uzak tutmamalı ve bu lütfun esirgenmemesi için
daima Allah'a yalvarmalıdır.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1. Peygamber
(s.a.v.) gecelerini karıları arasında eşit olarak bölerdi. Bunu onların
gönüllerini hoş etmek için yapardı. Çünkü böyle yapmak O'na vacip değildi.
Ahzab suresinin 51. ayeti buna delil gösterilmiştir.
2. Adamın; evli
bulunduğu karılarından birisini kalben fazla sevmesi onun elinde ve gücü
dahilinde değildir.