4- BİR OTURUMDA ÜÇ
TALAKLA BOŞAYAN ADAM (IN ETTİĞİ BOŞAMANIN HÜKMÜNÜN BEYANli)BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بن
رمح. أنبأنا
الليث بن سعد،
عن إسحاق بن
أبي فروة، عن
أبي الزناد، عن
عامر الشعبي؛
قَالَ:
-
قلت لفاطمة
بنت قيس:
حدثيني عن
طلاقك. قالت:
طلقني زوجي
ثلاثا، وهو
خارج إلى
اليمن. فأجاز
ذلك رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَم.
Amir eş-Şabî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Fâtıma
bint-i Kays (r.anha)'ya Bana boşanman (olayın)ı anlat, dedim. Fâtıma: Kocam Yemen tarafına çıkmış iken beni üç talâkla
boşadı. Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) de bunu geçerli saydı, dedi.
Diğer tahric: Bu hadisi Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Tahavi de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: MüelIifin bu hadis için açtığı pabın
başlığına bakılırsa bu hadiste anılan üç talakla boşama olayının bir oturumda
yapıldığı manasını vermek gerekir Hadisin lafzında ise bu hususta bir açıklık
yoktur. Fatima binti Kays (r.anha)'nın boşanmasına ait
rivayetler muhteliftir. Bazı rivayetlere göre ayrı ayrı
zamanlarda boşanmıştır. Diğer bazı rivayetler buradaki rivayet gibidir. Ebu Davud'un süneninde bu
rivayetlerin bir kısmı rivayet edilmiştir.
Ebu Davud "Mebtute (yani tamamen boşanmış) kadının nafakası"
babında bu rivayetlerin bir kısmını almıştır. Tekmile yazarı da anılan
rivayetler arasında görülen ihtilafın halli için Nevevi'nin
şöyle dediğini nakleder: Fatima binti
Kays (r.anha)'nın
boşanmasına ait rivayetler arasında görülen ihtilafın bertaraf edilmesi için
şöyle yorum yapılır: Fatima (r.anha)
daha önce iki talakla boşanmıştı. Sonra da kalan bir talak ile boşanmış. Artık
Onun boşandığını belirtip talak sayısına temas etmeyen rivayetler, onun bir
talakla boşandığına dair rivayetler ve onun son kalan talakla boşandığına ait
rivayetler açıktır. Yani bir yoruma gerek yoktur. Bu rivayetler zahiri gibi
kabul edilir. Onun. tamamı ile boşandığına dair
rivayetten maksat, bir celsede üç talakla boşandığı değildir. Maksat kalan
talakla boşanmak suretiyle tamamen boşandığını ifade etmektir. Keza onun üç
talakla boşandığına dair rivayetten maksat üç talakın bir oturumda vuku'
bulduğunu ifade etmek değildir. Gaye üç talakı tamamlayan bir boşamanın vuku
bulduğudur,
Fatima (r.anha)'nın kocası Ebu Amr bin Hafs
bin el-Muğire (r.a.)'dır.
Bazı rivayetIere göre Ebu Amr (r.a.), Fatima (r.anha)'yı boşadıktan sonra Yemen tarafına çıkmıştır. Buradaki
rivayette olduğu gibi bazı rivayetıere göre Ebu Amr (r.a.), Yemen tarafında iken
onu boşamıştır. Rivayetlerin şöylece birleştirilmesi mümkündür: Ebu Amr (r.a.) yolculUğa çıkmadan önce iki talakla boşamış, Yemen tarafına
gittikten sonra kalan bir talakla da boşamıştır. Başka şekilde de rivayetleri
birleştirenler olmuştur.
Tekmile
yazarının beyanına göre Peygamber (s.a.v.), Ali (r.a.)'ı Yemen tarafına
gönderdiği zaman Ebu Amr
(r.a.) da onunla beraber gitmişti. Orada iken kalan son ve üçüncü talakla
karısını boşamıştı.
BİR DEFADA
YAPILAN Üç TALAKLA BOŞAMANIN HÜKMÜ
Bundan önce geçen
ikinci babta rivayet edilen hadisler, üç talakın ayrı
ayrı temizlik hallerinde yapılmasının meşruluğuna
delalet ederler. Bu hususta gerekli bilgi orada verildi.
Şayet bir adam
karısını bir defada ve üç talakla boşarsa bunun hükmü nedir?
Böyle bir boşama
bidat yani sünnete aykırı bir boşama tarzı sayılmakla beraber geçerlidir ve
bununla kadının üç talakı da gitmiş olur. Bu hususta dört mezheb
imamları ve tüm alimler ittifak halindedirler .
Said bin Cübeyr, Tavus, Ata, Amr
bin Dinar ve Zahiriye mezhebi mensublarının böyle bir
boşama ile ancak bir talakın gittiğine hükmettikleri rivayet edilmiş ise de Hattabi şöyle cevap verir: "Bir sözle yapılan üç
talakla boşamanın bir talakla boşama olduğuna dair sahabilerden
ve tabiilerden yapılan nakil onla•rın ilk bilgilerine
dayanır. Bu hüküm neshedilmiş ve böyle bir yeminle üç talakın gittiği yolunda
icma oluşmuştur. Son durumdan haberdar olan hiç bir sahabinin bu son hükme muhalefet ettiğine dair hiç bir
sahih rivayet yoktur, demiştir.
Şu halde Ali, İbni Mes'ud, Abdurrahman
bin Avf ve Zübeyr
(r.a.)'den yapılan nakiller de böyledir.
Tekmile yazarı
"Üç talakla boşamadan sonra kadına geri dönmenin mensuhluğu"
babında rivayet olunan hadislerin izahı bölümünde bu hususta geniş bilgi
vermiştir. Yukarda verdiğim bilgi de oradan alınmadır. Onun verdiği bilgilerden
bazı parağrafları buraya aktarmakla yetinmek
istiyorum. Çünkü tamamı buraya aktarılırsa en az 40 - 50
sahife tutar.
Malik, Şafii ve
Ebu Davud'un rivayet
ettikleri iyaz'ın hadisinden anlaşılıyor ki İbni Abbas (r.a.) ilk zamanlarında üç talakla yapılan
boşamanın bir talak hükmünde olduğunu söylemiş ise de sonradan bu görüşten rücu etmiş ve bununla üç talakın gittiğine hÜkmetmiştir.
Yine Ebu Davud'un müteaddit senedlerle rivayet ettiğine göre karısını bir defada üç
talakla boşayan bir adam İbni Abbas (r.a.)'a müracaat
ettiğinde, İbni Abbas, adamın karısının üç talakla
boşanmış olduğuna hükmetmiştir. İbni Abbas (r.a.)'ın öğrencileri Mücahid, Said bin Cübeyr, Ata, Malik bin
el-Haris ve Amr bin Dinar: İbni
Abbas (r.a.)'ın böyle hükmettiğini yine Ebu Davud tarafından rivayet
edilmiştir.
Ebu Davud'un rivayet ettiği
bir hadiste İbni Abbas (r.a.) "Peygamber
(s.a.v.) hayatta iken ve Ebu Bekir (r.a.)'ın halifeliği dönemi ile Ömer (r.a.)'ın
halifeliği döneminin ilk zamanlarında bir adam karısını üç talakla (bir sözle)
boşadığı zaman, bununla bir talakının gittiğine hükmedilirdi. Sonra halife Ömer
(r.a.) halkın boşama işini çoğalttığını görünce böyle boşama ile üç talakın
gittiğine hükmetmeyi emretti." demiştir.
Tekmile yazarı
bu hususta şöyle der: "Alimler bu mes'ele hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bu hadisin
zahiri ile amel ederek, bir defada üç talakla yapılan boşama ile yalnız bir
talak gitmiş olur, demişlerdir. Sahabilerden, Zübeyr bin Avvam, Abdurrahman bin Avf, İbn-i Mes'ud, Ali bin Ebi Talib ve İbni
Abbas (r.a.)'den bu kavil rivayet edilmiştir. Tabiilerden İkrime
Mevla İbn-i Abbas, Tavus, Muhammed bin İshak ve
Zahiriye mezhebi mensublarının çoğu bu görüşü
benimsemişlerdir. Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezhebIerine mensup bazı kimselerden de böyle bir kavil
rivayet edildiği söylenmiştir. Fakat bu görüş tutarsızdır. Çünkü Ömer (r.a.)
böyle bir boşama ile kadının üç talakının gittiğine hükmettikten ve ilk
zamanlardaki hükmün nesheditdiği sahabilerce
bilindikten sonra, Ömer (r.a.)'ın verdiği fetvaya
aykırı hiç bir sahabinin fetva verdiği veya böyle bir
şey söylediği rivayet edilmemiştir. Eğer ilk zamanlardaki hükmün neshedildiği durumu olmamış olsaydı Ömer (r.a.) böyle bir
fetva veremezdi. Keza o bu fetvayı verdikten sonra onun zamanında yaşayan hiç
bir sahabinin onun bu fetvasına karşı çıkmaması
düşünülemez.
Cumhur, bu
hadis ile buna benzer gösterilen delillere şöyle cevap vermiştir:
1. Yukarıya
meali alınan İbni Abbas (r.a.)'ın
hadisi muztaribtir' ve defaten üç talakla yapılan
boşama ile kadının üç talakının da gittiğine dair gerek İbni
Abbas (r.a.)'tan ve gerekse diğer sahabilerden
tevatür yolu ile yapılan rivayetlere muhaliftir. Artık anılan hadisle amel
etmek caiz değildir. Kurtubi, Müslim'in şerhi el-Müfhim'de: İbni Abbas (r.a.)'ın bu hadisi, kendisinden rivayet edilen diğer sahih
rivayetlere ters düştüğü gibi muztaribtir. Hadisin
ifade tarzına bakılırsa bu durumun o devirde yaşayan bütün sahabiler
ile tabiilerden nakledilmesi gerekir. Eğer böyle bir şey olmuş olsaydı,
yaygınlaşması gerekirdi ve yalnız İbni Abbas (r.a.)'a
münhasır kalmaması gerekirdi. Halbuki başkasından
böyle bir şey rivayet edilmemiştir. Bu durumda, anılan hadisin batı! olduğunu tevsik eden bir delil bulunmadığı takdirde yine
bununla amel etmemek gerektr, demiştir.
2. Anılan
hadis, üç talakla boşamaya ait olmayıp talak sayısı anılmaksızın
"kesinlikle boşadım" şeklinde yapılan boşamaya ait olabilir. Nitekim Hattabi: Bu hadisin "kesinlikle boşama" manasına
yorumlanması muhtemel ve yakındır. Çünkü bu nevi boşamanın yani
"kesinlikle boşarna" sözü ile bir talakın
gittiği, Rukane (r.anha)'ye
ait bir hadiste rivayet edilmiştir. Rukane (r.anha) hakkında Peygamber (s.a.v.) böyle hükmettiği gibi bu
nevi boşama ile ancak bir talakın gittiğine Ömer (r.anh)
da hükmetmiştir. Sonra halk boşamaya hız verince bununla da üç talakın
gittiğine Ömer hükmettiği gibi Ali, İbni Ömer, Said bin el-Müseyyeb, Urve, Ömer bin Abdülaziz ve Zühri
(r.anhum) de böyle hükmetmişlerdir. Malik. Evzai. İbni Ebi
Leyla ve Ahmed de böyle hükmedenler<lendir.
3. İbni Abbas (r.anh)'ın hadisi boşama sözünün üç defa tekrarlanması ile
ilgilidir. Mesela: Adam, karısına "Sen boşsun. Sen boşsun. Sen
boşsun" der. Böyle bir şekil boşamada bulunan adam ikinci ve üçüncü cümle
ile ilk cümleyi teyid ve takviye etmiş olabilir. Ya
da her cümle ile karısının bir talakını ve böylece üç cümle ile onun üç
talakını gidermeyi kasdetmiş olabilir. Peygamber
(s.a.v.) ve Ebu Bekir (r.anh)
dönemlerinde herkes dürüst ve doğru sözlü idi. Hilebazlar yoktu. Boşama sözünü
kullanan adama, niyeti sorulduğu zaman içindeki samimi niyeti söylerdi. Onların ifadelerinin doğruluğuna inanıldığı için böyle bir yeminde buiunan kişiye niyeti sorulduğunda: Ben ikinci ve üçüncü
cümle ile ikinci ve üçüncü talakı atmayı niyet etmedim, benim niyetim bir
talakla boşamak idi, ikinci ve üçüncü cümleyi, ilk cümlenin takviye ve tekidi
için kullandım, deyince onun ifadesinin doğruluğuna inanıldığı için bu sözle
bir talakın gittiğine hükmedilirdi. Ömer (r.anh)
durumurı ve ahvalin değiştiğini görünce, ikinci ve
üçüncü cümleleri ilk cümlenin tekidi şeklinde yapılacak yorumlamayı yasakladı
ve böyle bir sözle üç talakın gittiğine hükmedilmesini emretti.
4. Bu hadis,
gerdeğe girilmeden önce edilen boşamaya aittir. Said
bin Cübeyr, Tavus, Ata ve Amr
bin Dinar (r.anhüm) gibi İbni
Abbas (r.anh) 'ın
arkadaşları hadisin böyle yorumlandığını söylemişlerdir. Bunlara göre henüz
gerdeğe girmeden önce üç talakla boşanan bir kadının defaten yapılan bu boşama
ile yalnız bir talakı gitmiş olur. Fakat tüm alimler
onların bu görüşünü kabul etmemişlerdir. Rabia bin Abdirrahman,
İbn-i Ebi Leyla, Evzai, Leys bin Sa'd ve Malik bIn Enes (r.anhüm): Bir adam gerdeğe girmediği karısına "Sen
boşsun. Sen boşsun. Sen boşsun" sözünü aralıksız söylerse bununla üç talak
gitmiş olur ve artık nikah yenilemekle veya rücu etmekle adama kadın helal olmaz, demişlerdir. Ancak
İmam Malik: Adamın tekid niyeti yok ise hüküm
böyledir, demiştir. Süfyan-i Sevri,
rey ehli, Şafii, Ahmed ve İshak; Kadın ilk söz ile
tamamen boşanır, kalan sözlerin bir değeri kalmamış olur, demişlerdir.
5. İlk
zamanlarda üç talakla boşama bir talak olarak kabul olunurdu. Sonra Peygamber
(s.a.v.) hayatta iken bu hüküm neshedildi. Ebu Davud'un Yezid-i
Nahavi (r.anh)'den İkrime (r.anh) yolu ile İbni Abbas (r.anh)'tan ettiği
rivayete göre ilk zamanlarda adam karısını üç talakla da boşadığı zaman henüz iddet bitmemiş iken, karısına geri dönebilirdi. Sonra
Bakara suresinin 229. ayeti ile bu hüküm neshedildi.
Tekmile yazarı
bu hususlarda rivayet olunan hadisleri de naklettikten sonra şöyle der:
Bu hadisler
açıkça gösteriyor ki, tek bir cümle ile karısını üç talakla boşayan adam onu üç
talakla boşamış sayılır. Böyle bir sözle ancak bir talakın gittiğine dair hüküm
ilk zamanlara aitti. Sonradan bu hüküm neshedilmiştir.
İbni Abbas (r.anh) da bunu
demek istemiştir.
Yukardan beri
verdiğim bilgilerden de anlaşıldığı gibi hak olan hüküm, sahabilerin
cumhuru, tabiilerin cumhuru ve dört mezhep imamlarının ittifakla verdikıeri hükümdür. Şöyle ki: Bir adam tek bir sözle ve
bir defada karısını üç talakla boşadığında, üç talakın tamamı gitmiş olur. Bu
hüküm İbni Abbas, Ebu Hureyre, İbni Ömer, Abdullah bin Amr, İbni Mes'ud
ve Enes bin Malik (r.anhüm)'den de rivayet
edilmiştir. (El-Menhel Tekmilesi C. 2. cüz, 4 sah. ı25 - 139)