SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’T-TALAK

<< 2024 >>

4- BİR OTURUMDA ÜÇ TALAKLA BOŞAYAN ADAM (IN ETTİĞİ BOŞAMANIN HÜKMÜNÜN BEYANli)BABI

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّد بن رمح. أنبأنا الليث بن سعد، عن إسحاق بن أبي فروة، عن أبي الزناد، عن عامر الشعبي؛ قَالَ:

 - قلت لفاطمة بنت قيس: حدثيني عن طلاقك. قالت: طلقني زوجي ثلاثا، وهو خارج إلى اليمن. فأجاز ذلك رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم.

 

Amir eş-Şabî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Fâtıma bint-i Kays (r.anha)'ya Bana boşanman (olayın)ı anlat, dedim. Fâtıma: Kocam Yemen tarafına çıkmış iken beni üç talâkla boşadı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de bunu geçerli saydı, dedi.

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi Müslim, Ebu Davud, Nesai ve Tahavi de rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: MüelIifin bu hadis için açtığı pabın başlığına bakılırsa bu hadiste anılan üç talakla boşama olayının bir oturumda yapıldığı manasını vermek gerekir Hadisin lafzında ise bu hususta bir açıklık yoktur. Fatima binti Kays (r.anha)'nın boşanmasına ait rivayetler muhteliftir. Bazı rivayetlere göre ayrı ayrı zamanlarda boşanmıştır. Diğer bazı rivayetler buradaki rivayet gibidir. Ebu Davud'un süneninde bu rivayetlerin bir kısmı rivayet edilmiştir.

 

Ebu Davud "Mebtute (yani tamamen boşanmış) kadının nafakası" babında bu rivayetlerin bir kısmını almıştır. Tekmile yazarı da anılan rivayetler arasında görülen ihtilafın halli için Nevevi'nin şöyle dediğini nakleder: Fatima binti Kays (r.anha)'nın boşanmasına ait rivayetler arasında görülen ihtilafın bertaraf edilmesi için şöyle yorum yapılır: Fatima (r.anha) daha önce iki talakla boşanmıştı. Sonra da kalan bir talak ile boşanmış. Artık Onun boşandığını belirtip talak sayısına temas etmeyen rivayetler, onun bir talakla boşandığına dair rivayetler ve onun son kalan talakla boşandığına ait rivayetler açıktır. Yani bir yoruma gerek yoktur. Bu rivayetler zahiri gibi kabul edilir. Onun. tamamı ile boşandığına dair rivayetten maksat, bir celsede üç talakla boşandığı değildir. Maksat kalan talakla boşanmak suretiyle tamamen boşandığını ifade etmektir. Keza onun üç talakla boşandığına dair rivayetten maksat üç talakın bir oturumda vuku' bulduğunu ifade etmek değildir. Gaye üç talakı tamamlayan bir boşamanın vuku bulduğudur,

 

Fatima (r.anha)'nın kocası Ebu Amr bin Hafs bin el-Muğire (r.a.)'dır. Bazı rivayetIere göre Ebu Amr (r.a.), Fatima (r.anha)' boşadıktan sonra Yemen tarafına çıkmıştır. Buradaki rivayette olduğu gibi bazı rivayetıere göre Ebu Amr (r.a.), Yemen tarafında iken onu boşamıştır. Rivayetlerin şöylece birleştirilmesi mümkündür: Ebu Amr (r.a.) yolculUğa çıkmadan önce iki talakla boşamış, Yemen tarafına gittikten sonra kalan bir talakla da boşamıştır. Başka şekilde de rivayetleri birleştirenler olmuştur.

 

Tekmile yazarının beyanına göre Peygamber (s.a.v.), Ali (r.a.)'ı Yemen tarafına gönderdiği zaman Ebu Amr (r.a.) da onunla beraber gitmişti. Orada iken kalan son ve üçüncü talakla karısını boşamıştı.

 

BİR DEFADA YAPILAN Üç TALAKLA BOŞAMANIN HÜKMÜ

 

Bundan önce geçen ikinci babta rivayet edilen hadisler, üç talakın ayrı ayrı temizlik hallerinde yapılmasının meşruluğuna delalet ederler. Bu hususta gerekli bilgi orada verildi.

Şayet bir adam karısını bir defada ve üç talakla boşarsa bunun hükmü nedir?

Böyle bir boşama bidat yani sünnete aykırı bir boşama tarzı sayılmakla beraber geçerlidir ve bununla kadının üç talakı da gitmiş olur. Bu hususta dört mezheb imamları ve tüm alimler ittifak halindedirler .

 

Said bin Cübeyr, Tavus, Ata, Amr bin Dinar ve Zahiriye mezhebi mensublarının böyle bir boşama ile ancak bir talakın gittiğine hükmettikleri rivayet edilmiş ise de Hattabi şöyle cevap verir: "Bir sözle yapılan üç talakla boşamanın bir talakla boşama olduğuna dair sahabilerden ve tabiilerden yapılan nakil onla•rın ilk bilgilerine dayanır. Bu hüküm neshedilmiş ve böyle bir yeminle üç talakın gittiği yolunda icma oluşmuştur. Son durumdan haberdar olan hiç bir sahabinin bu son hükme muhalefet ettiğine dair hiç bir sahih rivayet yoktur, demiştir.

Şu halde Ali, İbni Mes'ud, Abdurrahman bin Avf ve Zübeyr (r.a.)'den yapılan nakiller de böyledir.

 

Tekmile yazarı "Üç talakla boşamadan sonra kadına geri dönmenin mensuhluğu" babında rivayet olunan hadislerin izahı bölümünde bu hususta geniş bilgi vermiştir. Yukarda verdiğim bilgi de oradan alınmadır. Onun verdiği bilgilerden bazı parağrafları buraya aktarmakla yetinmek istiyorum. Çünkü tamamı buraya aktarılırsa en az 40 - 50 sahife tutar.

 

Malik, Şafii ve Ebu Davud'un rivayet ettikleri iyaz'ın hadisinden anlaşılıyor ki İbni Abbas (r.a.) ilk zamanlarında üç talakla yapılan boşamanın bir talak hükmünde olduğunu söylemiş ise de sonradan bu görüşten rücu etmiş ve bununla üç talakın gittiğine hÜkmetmiştir.

 

Yine Ebu Davud'un müteaddit senedlerle rivayet ettiğine göre karısını bir defada üç talakla boşayan bir adam İbni Abbas (r.a.)'a müracaat ettiğinde, İbni Abbas, adamın karısının üç talakla boşanmış olduğuna hükmetmiştir. İbni Abbas (r.a.)'ın öğrencileri Mücahid, Said bin Cübeyr, Ata, Malik bin el-Haris ve Amr bin Dinar: İbni Abbas (r.a.)'ın böyle hükmettiğini yine Ebu Davud tarafından rivayet edilmiştir.

 

Ebu Davud'un rivayet ettiği bir hadiste İbni Abbas (r.a.) "Peygamber (s.a.v.) hayatta iken ve Ebu Bekir (r.a.)'ın halifeliği dönemi ile Ömer (r.a.)'ın halifeliği döneminin ilk zamanlarında bir adam karısını üç talakla (bir sözle) boşadığı zaman, bununla bir talakının gittiğine hükmedilirdi. Sonra halife Ömer (r.a.) halkın boşama işini çoğalttığını görünce böyle boşama ile üç talakın gittiğine hükmetmeyi emretti." demiştir.

 

Tekmile yazarı bu hususta şöyle der: "Alimler bu mes'ele hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bu hadisin zahiri ile amel ederek, bir defada üç talakla yapılan boşama ile yalnız bir talak gitmiş olur, demişlerdir. Sahabilerden, Zübeyr bin Avvam, Abdurrahman bin Avf, İbn-i Mes'ud, Ali bin Ebi Talib ve İbni Abbas (r.a.)'den bu kavil rivayet edilmiştir. Tabiilerden İkrime Mevla İbn-i Abbas, Tavus, Muhammed bin İshak ve Zahiriye mezhebi mensublarının çoğu bu görüşü benimsemişlerdir. Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezhebIerine mensup bazı kimselerden de böyle bir kavil rivayet edildiği söylenmiştir. Fakat bu görüş tutarsızdır. Çünkü Ömer (r.a.) böyle bir boşama ile kadının üç talakının gittiğine hükmettikten ve ilk zamanlardaki hükmün nesheditdiği sahabilerce bilindikten sonra, Ömer (r.a.)'ın verdiği fetvaya aykırı hiç bir sahabinin fetva verdiği veya böyle bir şey söylediği rivayet edilmemiştir. Eğer ilk zamanlardaki hükmün neshedildiği durumu olmamış olsaydı Ömer (r.a.) böyle bir fetva veremezdi. Keza o bu fetvayı verdikten sonra onun zamanında yaşayan hiç bir sahabinin onun bu fetvasına karşı çıkmaması düşünülemez.

 

Cumhur, bu hadis ile buna benzer gösterilen delillere şöyle cevap vermiştir:

1. Yukarıya meali alınan İbni Abbas (r.a.)'ın hadisi muztaribtir' ve defaten üç talakla yapılan boşama ile kadının üç talakının da gittiğine dair gerek İbni Abbas (r.a.)'tan ve gerekse diğer sahabilerden tevatür yolu ile yapılan rivayetlere muhaliftir. Artık anılan hadisle amel etmek caiz değildir. Kurtubi, Müslim'in şerhi el-Müfhim'de: İbni Abbas (r.a.)'ın bu hadisi, kendisinden rivayet edilen diğer sahih rivayetlere ters düştüğü gibi muztaribtir. Hadisin ifade tarzına bakılırsa bu durumun o devirde yaşayan bütün sahabiler ile tabiilerden nakledilmesi gerekir. Eğer böyle bir şey olmuş olsaydı, yaygınlaşması gerekirdi ve yalnız İbni Abbas (r.a.)'a münhasır kalmaması gerekirdi. Halbuki başkasından böyle bir şey rivayet edilmemiştir. Bu durumda, anılan hadisin batı! olduğunu tevsik eden bir delil bulunmadığı takdirde yine bununla amel etmemek gerektr, demiştir.

 

2. Anılan hadis, üç talakla boşamaya ait olmayıp talak sayısı anılmaksızın "kesinlikle boşadım" şeklinde yapılan boşamaya ait olabilir. Nitekim Hattabi: Bu hadisin "kesinlikle boşama" manasına yorumlanması muhtemel ve yakındır. Çünkü bu nevi boşamanın yani "kesinlikle boşarna" sözü ile bir talakın gittiği, Rukane (r.anha)'ye ait bir hadiste rivayet edilmiştir. Rukane (r.anha) hakkında Peygamber (s.a.v.) böyle hükmettiği gibi bu nevi boşama ile ancak bir talakın gittiğine Ömer (r.anh) da hükmetmiştir. Sonra halk boşamaya hız verince bununla da üç talakın gittiğine Ömer hükmettiği gibi Ali, İbni Ömer, Said bin el-Müseyyeb, Urve, Ömer bin Abdülaziz ve Zühri (r.anhum) de böyle hükmetmişlerdir. Malik. Evzai. İbni Ebi Leyla ve Ahmed de böyle hükmedenler<lendir.

 

3. İbni Abbas (r.anh)'ın hadisi boşama sözünün üç defa tekrarlanması ile ilgilidir. Mesela: Adam, karısına "Sen boşsun. Sen boşsun. Sen boşsun" der. Böyle bir şekil boşamada bulunan adam ikinci ve üçüncü cümle ile ilk cümleyi teyid ve takviye etmiş olabilir. Ya da her cümle ile karısının bir talakını ve böylece üç cümle ile onun üç talakını gidermeyi kasdetmiş olabilir. Peygamber (s.a.v.) ve Ebu Bekir (r.anh) dönemlerinde herkes dürüst ve doğru sözlü idi. Hilebazlar yoktu. Boşama sözünü kullanan adama, niyeti sorulduğu zaman içindeki samimi niyeti söylerdi. Onların ifadelerinin doğruluğuna inanıldığı için böyle bir yeminde buiunan kişiye niyeti sorulduğunda: Ben ikinci ve üçüncü cümle ile ikinci ve üçüncü talakı atmayı niyet etmedim, benim niyetim bir talakla boşamak idi, ikinci ve üçüncü cümleyi, ilk cümlenin takviye ve tekidi için kullandım, deyince onun ifadesinin doğruluğuna inanıldığı için bu sözle bir talakın gittiğine hükmedilirdi. Ömer (r.anh) durumurı ve ahvalin değiştiğini görünce, ikinci ve üçüncü cümleleri ilk cümlenin tekidi şeklinde yapılacak yorumlamayı yasakladı ve böyle bir sözle üç talakın gittiğine hükmedilmesini emretti.

 

4. Bu hadis, gerdeğe girilmeden önce edilen boşamaya aittir. Said bin Cübeyr, Tavus, Ata ve Amr bin Dinar (r.anhüm) gibi İbni Abbas (r.anh) 'ın arkadaşları hadisin böyle yorumlandığını söylemişlerdir. Bunlara göre henüz gerdeğe girmeden önce üç talakla boşanan bir kadının defaten yapılan bu boşama ile yalnız bir talakı gitmiş olur. Fakat tüm alimler onların bu görüşünü kabul etmemişlerdir. Rabia bin Abdirrahman, İbn-i Ebi Leyla, Evzai, Leys bin Sa'd ve Malik bIn Enes (r.anhüm): Bir adam gerdeğe girmediği karısına "Sen boşsun. Sen boşsun. Sen boşsun" sözünü aralıksız söylerse bununla üç talak gitmiş olur ve artık nikah yenilemekle veya rücu etmekle adama kadın helal olmaz, demişlerdir. Ancak İmam Malik: Adamın tekid niyeti yok ise hüküm böyledir, demiştir. Süfyan-i Sevri, rey ehli, Şafii, Ahmed ve İshak; Kadın ilk söz ile tamamen boşanır, kalan sözlerin bir değeri kalmamış olur, demişlerdir.

 

5. İlk zamanlarda üç talakla boşama bir talak olarak kabul olunurdu. Sonra Peygamber (s.a.v.) hayatta iken bu hüküm neshedildi. Ebu Davud'un Yezid-i Nahavi (r.anh)'den İkrime (r.anh) yolu ile İbni Abbas (r.anh)'tan ettiği rivayete göre ilk zamanlarda adam karısını üç talakla da boşadığı zaman henüz iddet bitmemiş iken, karısına geri dönebilirdi. Sonra Bakara suresinin 229. ayeti ile bu hüküm neshedildi.

 

Tekmile yazarı bu hususlarda rivayet olunan hadisleri de naklettikten sonra şöyle der:

Bu hadisler açıkça gösteriyor ki, tek bir cümle ile karısını üç talakla boşayan adam onu üç talakla boşamış sayılır. Böyle bir sözle ancak bir talakın gittiğine dair hüküm ilk zamanlara aitti. Sonradan bu hüküm neshedilmiştir. İbni Abbas (r.anh) da bunu demek istemiştir.

 

Yukardan beri verdiğim bilgilerden de anlaşıldığı gibi hak olan hüküm, sahabilerin cumhuru, tabiilerin cumhuru ve dört mezhep imamlarının ittifakla verdikıeri hükümdür. Şöyle ki: Bir adam tek bir sözle ve bir defada karısını üç talakla boşadığında, üç talakın tamamı gitmiş olur. Bu hüküm İbni Abbas, Ebu Hureyre, İbni Ömer, Abdullah bin Amr, İbni Mes'ud ve Enes bin Malik (r.anhüm)'den de rivayet edilmiştir. (El-Menhel Tekmilesi C. 2. cüz, 4 sah. ı25 - 139)