SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SİYAM

<< 1753 >>

DEVAM: 48- ORUÇLUNUN DUASI REDDEDİLMEZ (HAKKINDAKİ) BAB

 

حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. حَدَّثَنَا الوليد بْن مسلم. حَدَّثَنَا إِسْحَاق بْن عبيد اللَّه المدني؛ قَالَ: سمعت عَبْد اللّه بْن أبي مليكة يقول: سمعت عَبْد اللّه بْن عمرو بْن العاص يقول:  - قال رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ: ((إن للصائم عند فطره لدعوة ما ترد)).

قال ابن مليكة: سمعت عَبْد اللّه بْن عمرو يقول، إذا أفطر: اللهم! إني أسألك برحمتك، التي وسعت كل شيء، أن تغفر لي.

 

فِي الزَوائِد: إسناده صَحِيْح. لأن إِسْحَاق بْن عبيد اللَّه بْن الحارث، قال النسائي: ليس به بأس. وقال أبو زرعة: ثقة. وذكره ابن حبان في الثقات. وباقي رجال الإسناد على شرط البخاري.

 

Abdullah bin Amr bin el-As (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurdu, demiştir: «.Şüphesiz her oruçlu için iftarını açtığında reddedilmeyen bir dua vardır.»

 

ibn-i Ebi Müleyke demiştir ki. Abdullah bin Amr bin el-As (r.a.)'ın iftarını açtığı zaman şu duayı okuduğunu kendisinden işittim: «Allahım! Herşeyi kaplayan rahmetin hakkı için bana mağfiret etmeni Senden dilerim.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun isnadı sahihtir. Çünkü Nesai ravi İshak bin Ubeydullah bin el-Haris'in zararsız olduğunu söylemiştir. Ebu Zür'a da: O sika'dır, demiş. İbn-i Hibban da Onu sikalar arasında zikretmiştir. İsnadın kalan ricali, Buhari'nin şartı üzerinedir.

 

AÇIKLAMA: Bu hadis Zevaid türündendir. Oruçlunun iftar vaktindeki duasının makbul olduğuna delalet ediyor. Camiü's-Sağir haşiyesinde el-Hafni: Yani farz veya nafile orucun her günü iftar vaktinde oruçlunun yapacağı dua makbuldür. Ya dileği aynen yerine gelir veya ona başka mükafat verilir. Artık oruçlu: Dua ettim de kabul olmadı dememelidir, demiştir.

 

El-Münavi de: Oruçlunun iftar vaktindeki duasının kabulü bu ümmete mahsustur, demiştir.

Sindi de Suyuti'den naklen beyan ettiğine göre Tirmizi: Muhammed (s.a.v.)'in ümmeti. bütün ümmetler içerisinden seçilerek duası makbul kılınmıştır. Allah Teala bu ümmete hitaben:  ''... Bana dilekte bulununuz ki duanızı kabul edeyim ..." (Mu'min 60l buyurmuştur. Bu vaad, eski ümmetIerde yalnız peygamberlere vardı. Bu ümmete de verildi. Fakat şehvetler onların kalplerine hakim olup işleri karmakarışık olunca durum değişti. Oruç ise nefsi şehvani duygu ve hareketlerden alıkoyar. Şehvet kalpten çıkarılınca gönül temiz olur. Ve dua kabule şayan olur. Oruçlunun dilediği şey onun için mukadder ise süratle verilir, değilse ahiret azığı olarak onun için saklanır, demiştir.