SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SİYAM

<< 1759 >>

DEVAM: 51- ÖLÜP DE ÜZERİNDE ADAK BORCU BULUNANIN (BEYANI) BABI

 

حَدَّثَنَا زهير بْن مُحَمَّد. حَدَّثَنَا عَبْدُ الرزاق، عَن سفيان، عَن عَبْدُ اللَّه بْن عطاء، عَن ابن بريدة، عَن أبيه؛ قَالَ:

 - جاءت امرأة إلى النَّبي صلَّى اللَّه عليه وسلَّم فقالت: يا رسول اللَّه! إن أمي ماتت وعليها صوم، أفأصوم عنها؟ قال: ((نعم))

 

Büreyde bin Husayb (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir kadın Nebi {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: —  Ya Resulallah! Annem üzerinde oruç borcu olduğu halde öldü. Ben ona bedel olarak oruç tutayım mı? diye sordu. Efendimiz; —  »Evet» buyurdu.

 

Diğer tahric: Ahmed, Müslim ve Ebu Davud.

 

 

AÇIKLAMA: (50 ve 51 NOLU BABLAR VE 1757, 1758 VE 1759. HADİSLER): Bundan önceki babta geçen İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisini Tirmizi de rivayet etmiştir. Oradaki rivayetin senedinde bulunan raviler sırayla şöyledir: Kuteybe, Abser, Eş'as, Muhammed, Nafi', İbn-i Ömer (r.a.) ... görüldüğü gibi bu senedde anılan Muhammed 'in İbn-i Sirin olan Muhammed mi, Abdurrahman oğlu Muhammed mi olduğu belirtilmemiştir. Hadis zikredildikten sonra Tirmizi: Seneddeki Muhammed, Abdurrahman bin Ebi Leyla'nın oğlu olan Muhammed'dir, demiştir. Tirmizi bu hadisi merfu' olarak rivayet etmiş olmakla beraber: İbn-i Ömer (r.a.)'den sahih olan rivayet. mevkuftur, elemiştir.

 

Bu hadisin zahirine göre üzerinde oruç borcu olup da kaza etmeden ölen kimsenin oruç borcuna bedel olarak her gün için bir yoksulu yedirmek meşrudur. Bu oruç borcu, hadisin zahirine göre umumidir. Yani Ramazan borcu olabildiği gibi kefaret ve adak orucu gibi borç olmuş olabilir. Fakat müellifin bu hadis için açtığı bab başlığına bakılırsa hadisten maksad, özürsüz olarak tutulmayan Ramazan orucu borcuna mahsustur.

 

Sindi de: Hadisteki ''bir ay orucu'' tabiri umumi olmakla beraber, örf ve adet bu tabirin Ramazan ayına tahsisini gerektirir. Bizim Hanefi alimlerimiz bu hadisle hükmetmişler, ancak ölünün fidye ödemeyi vasiyet etmesini şart koşmuşlar, vasiyet yokken fidye ödenmesinin gerekmediğini söylemişlerdir.

 

Alimlerin bu husustaki görüşlerini ayrıntılı olarak aşağıda vereceğim.

 

İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisini Buhari, Müslim ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir

 

Tuhfe yazarının beyanına göre Buhari'nin bir rivayetindc :

 

"Bir erkek, Peygamber (s.a.v.)'e müracaat etti." deniliyor. Başka bir rivayetinde: "Müracaatçı: 'Annem öldü ve " diye geçer. Buhari ve Müslim'in bir rivayetinde " ve ölen kadının Üzerinde adak borcu vardır." denilmiştir. Buhari'nin bir rivayetinde: " ... ve ölen kadın üzerinde bir ay oruç borcu vardır"; başka bir rivayetinde: " ... ve ölen kadın Üzerinde onbeş gün oruç borcu vardır" denilmektedir

 

El-Hafız, el-Fetih'te yukarıdaki değişik rivayetlerle ilgili olarak: Bazıları bu değişikliğin, ravilerin kararsızlıklarından ileri geldiğini iddia etmişlerse de, bence bu değişiklik, olayların müteaddit olmasından ileri gelmiştir. Diğer taraftan müracaatçının erkek veya kadm oluşu ve ölmüş olan kadın'ın anne veya kardeş oluşu, hadisin delil sayılmasını olumsuz yönde etkilemez, demiştir

Bu hadis, üzerinde oruç borcıı olduğu halde kaza etmeden ölen kimseye bedel olarak yakınları tarafından oruç tutulmasının meşruluğuna delalet eder. Hadisçilerin kavli budur

 

Büreyde (r.a.)'ın hadisini Ahmed, Müslim ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir. Buhari de bunun bir benzerini İbn-i Abbas (r.a.)'dan merfu' olarak rivayet etmiştir. Onun rivayetindeki müracaatçı, bir erkektir

 

ORUÇ BORÇLUSU OLARAK ÖLEN YERİNE ORUÇ TUTMAK VEYA FİDYE ÖDEMEK MESELESİ

 

EI-Menhel yazarı, alimlerin bu husustaki görüşlerini özetle şöyle açıklar:

 

"1- Ebu Hanife, Malik, el-Leys, Evzai. Sevri ve yeni kavlinde Şafii: Ölü yerine oruç tutulmaz, demişlerdir. Ebu Hanife ve arkadaşlarına göre tutmadığı Ramazan orucuna kaza etmeye muktedir olduğu halde kaza etmeden ölen kişi, fidye çıkarılmasını vasiyyet etmişse, tutmadığı her gün için bir fitre miktarı olarak yakınları tarafından çıkarılır.

 

Malik'e göre her gün için bir müd yani bir fitrenin dörtte biri çıkarılır.

 

Bunların deliIi (1757 nolu) İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisi ve Nesai'nin Sünen-iKübra'sında İbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet ettiği: ''Hiç kimse hiç kimse yerine namaz kılamaz ve hiç kimse hiç kimse yerine oruç tutamaz.'' hadisidir. Üçüncü delil. Malik'in İbn-i Ömer (r.a.)'den rivayet ettiği İbn-i Abbas (r.a.)'ın bu hadisinin benzeridir.

 

2- Hadis alimleri: Üzerinde Ramazan adak ve kefaret gibi oruç borcu olduğu halde kaza etmeden ölen kimsenin yakınları onun yerine oruç tutabilirler. demişlerdir. Ebu Sevr, Tavus, el-Hasan, Zühri, Katade, Hammad ve eski kavlinde Şafii, böyle hükmedenlerdendirler.

 

Nevevi. Müslim'in şerhinde: Biz bu kavlin' sahih ve seçkin olduğuna inanıyoruz. Fıkıh ve hadis ilimIerini iyi bilen arkadaşlarımızın tahkikçileri bu kavli sıhhatli bulmuşlardır. Çünkü bu kavii te'yid eden apaçık ve sahih hadisler kuvvetlidir, demiştir.

 

Bunların delilleri 1758 ve 1759 nolu hadisler ile Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai ve başkaları tarafından Aişe (r.anha)'dan merfu' olarak rivayet ettikleri: "Üzerinde oruç borcu olduğu halde ölen kimsenin vasisi (yakını) onun yerine oruç tutar.» hadisidir.

 

3- Ahmed, İshak ve Ebu Ubeyd'e göre ölü'nün adak oruç borcu yerine yakını oruç tutar. Ve Ramazan oruç borcu yerine her gün için bir fitre'nin dörtte birini fidye olarak çıkarır.

Bu gruptaki alimler, İbn-i Ömer (r.a.)'ın 1757 nolu hadisini, Ramazan orucu borcuna yorumlarlar. 1758 ve ı 759 nolu hadisleri Ramazan orucundan başka oruç borçlarına yorumlarlar.

Müellifin bu hadislere ait açtığı babların başlığına bakılırsa, kendisinin de hadisleri bu şekilde yorumladığı kanısına varılır.

 

Bu grubun başka delilleri de vardır. Buraya aktarmaya gerek duymadım.