DEVAM: 51- ÖLÜP DE
ÜZERİNDE ADAK BORCU BULUNANIN (BEYANI) BABI
حَدَّثَنَا
زهير بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثَنَا عَبْدُ
الرزاق، عَن
سفيان، عَن
عَبْدُ اللَّه
بْن عطاء، عَن
ابن بريدة،
عَن أبيه؛
قَالَ:
-
جاءت امرأة
إلى النَّبي
صلَّى اللَّه
عليه وسلَّم
فقالت: يا
رسول اللَّه!
إن أمي ماتت
وعليها صوم،
أفأصوم عنها؟
قال: ((نعم))
Büreyde bin
Husayb (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir kadın Nebi {Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'e gelerek: — Ya Resulallah!
Annem üzerinde oruç borcu olduğu halde öldü. Ben ona bedel olarak oruç tutayım
mı? diye sordu. Efendimiz; — »Evet»
buyurdu.
Diğer tahric:
Ahmed, Müslim ve Ebu Davud.
AÇIKLAMA: (50 ve 51 NOLU BABLAR VE 1757, 1758 VE 1759. HADİSLER): Bundan önceki
babta geçen İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisini Tirmizi de rivayet etmiştir. Oradaki
rivayetin senedinde bulunan raviler sırayla şöyledir: Kuteybe, Abser, Eş'as,
Muhammed, Nafi', İbn-i Ömer (r.a.) ... görüldüğü gibi bu senedde anılan
Muhammed 'in İbn-i Sirin olan Muhammed mi, Abdurrahman oğlu Muhammed mi olduğu
belirtilmemiştir. Hadis zikredildikten sonra Tirmizi: Seneddeki Muhammed,
Abdurrahman bin Ebi Leyla'nın oğlu olan Muhammed'dir, demiştir. Tirmizi bu
hadisi merfu' olarak rivayet etmiş olmakla beraber: İbn-i Ömer (r.a.)'den sahih
olan rivayet. mevkuftur, elemiştir.
Bu hadisin
zahirine göre üzerinde oruç borcu olup da kaza etmeden ölen kimsenin oruç
borcuna bedel olarak her gün için bir yoksulu yedirmek meşrudur. Bu oruç borcu,
hadisin zahirine göre umumidir. Yani Ramazan borcu olabildiği gibi kefaret ve
adak orucu gibi borç olmuş olabilir. Fakat müellifin bu hadis için açtığı bab
başlığına bakılırsa hadisten maksad, özürsüz olarak tutulmayan Ramazan orucu
borcuna mahsustur.
Sindi de:
Hadisteki ''bir ay orucu'' tabiri umumi olmakla beraber, örf ve adet bu tabirin
Ramazan ayına tahsisini gerektirir. Bizim Hanefi alimlerimiz bu hadisle
hükmetmişler, ancak ölünün fidye ödemeyi vasiyet etmesini şart koşmuşlar,
vasiyet yokken fidye ödenmesinin gerekmediğini söylemişlerdir.
Alimlerin bu
husustaki görüşlerini ayrıntılı olarak aşağıda vereceğim.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisini Buhari, Müslim ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir
Tuhfe yazarının
beyanına göre Buhari'nin bir rivayetindc :
"Bir
erkek, Peygamber (s.a.v.)'e müracaat etti." deniliyor. Başka bir
rivayetinde: "Müracaatçı: 'Annem öldü ve " diye geçer. Buhari ve
Müslim'in bir rivayetinde " ve ölen kadının Üzerinde adak borcu
vardır." denilmiştir. Buhari'nin bir rivayetinde: " ... ve ölen kadın
üzerinde bir ay oruç borcu vardır"; başka bir rivayetinde: " ... ve
ölen kadın Üzerinde onbeş gün oruç borcu vardır" denilmektedir
El-Hafız,
el-Fetih'te yukarıdaki değişik rivayetlerle ilgili olarak: Bazıları bu
değişikliğin, ravilerin kararsızlıklarından ileri geldiğini iddia etmişlerse
de, bence bu değişiklik, olayların müteaddit olmasından ileri gelmiştir. Diğer
taraftan müracaatçının erkek veya kadm oluşu ve ölmüş olan kadın'ın anne veya
kardeş oluşu, hadisin delil sayılmasını olumsuz yönde etkilemez, demiştir
Bu hadis,
üzerinde oruç borcıı olduğu halde kaza etmeden ölen kimseye bedel olarak
yakınları tarafından oruç tutulmasının meşruluğuna delalet eder. Hadisçilerin
kavli budur
Büreyde
(r.a.)'ın hadisini Ahmed, Müslim ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir. Buhari de
bunun bir benzerini İbn-i Abbas (r.a.)'dan merfu' olarak rivayet etmiştir. Onun
rivayetindeki müracaatçı, bir erkektir
ORUÇ BORÇLUSU
OLARAK ÖLEN YERİNE ORUÇ TUTMAK VEYA FİDYE ÖDEMEK MESELESİ
EI-Menhel
yazarı, alimlerin bu husustaki görüşlerini özetle şöyle açıklar:
"1- Ebu
Hanife, Malik, el-Leys, Evzai. Sevri ve yeni kavlinde Şafii: Ölü yerine oruç
tutulmaz, demişlerdir. Ebu Hanife ve arkadaşlarına göre tutmadığı Ramazan
orucuna kaza etmeye muktedir olduğu halde kaza etmeden ölen kişi, fidye
çıkarılmasını vasiyyet etmişse, tutmadığı her gün için bir fitre miktarı olarak
yakınları tarafından çıkarılır.
Malik'e göre
her gün için bir müd yani bir fitrenin dörtte biri çıkarılır.
Bunların deliIi
(1757 nolu) İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisi ve Nesai'nin Sünen-iKübra'sında İbn-i
Abbas (r.a.)'dan rivayet ettiği: ''Hiç kimse hiç kimse yerine namaz kılamaz ve
hiç kimse hiç kimse yerine oruç tutamaz.'' hadisidir. Üçüncü delil. Malik'in
İbn-i Ömer (r.a.)'den rivayet ettiği İbn-i Abbas (r.a.)'ın bu hadisinin
benzeridir.
2- Hadis
alimleri: Üzerinde Ramazan adak ve kefaret gibi oruç borcu olduğu halde kaza
etmeden ölen kimsenin yakınları onun yerine oruç tutabilirler. demişlerdir. Ebu
Sevr, Tavus, el-Hasan, Zühri, Katade, Hammad ve eski kavlinde Şafii, böyle
hükmedenlerdendirler.
Nevevi.
Müslim'in şerhinde: Biz bu kavlin' sahih ve seçkin olduğuna inanıyoruz. Fıkıh
ve hadis ilimIerini iyi bilen arkadaşlarımızın tahkikçileri bu kavli sıhhatli
bulmuşlardır. Çünkü bu kavii te'yid eden apaçık ve sahih hadisler kuvvetlidir,
demiştir.
Bunların
delilleri 1758 ve 1759 nolu hadisler ile Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud,
Nesai ve başkaları tarafından Aişe (r.anha)'dan merfu' olarak rivayet
ettikleri: "Üzerinde oruç borcu olduğu halde ölen kimsenin vasisi (yakını)
onun yerine oruç tutar.» hadisidir.
3- Ahmed, İshak
ve Ebu Ubeyd'e göre ölü'nün adak oruç borcu yerine yakını oruç tutar. Ve
Ramazan oruç borcu yerine her gün için bir fitre'nin dörtte birini fidye olarak
çıkarır.
Bu gruptaki
alimler, İbn-i Ömer (r.a.)'ın 1757 nolu hadisini, Ramazan orucu borcuna
yorumlarlar. 1758 ve ı 759 nolu hadisleri Ramazan orucundan başka oruç
borçlarına yorumlarlar.
Müellifin bu
hadislere ait açtığı babların başlığına bakılırsa, kendisinin de hadisleri bu
şekilde yorumladığı kanısına varılır.
Bu grubun başka
delilleri de vardır. Buraya aktarmaya gerek duymadım.