SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SİYAM

<< 1765 >>

DEVAM: 55- ŞÜKÜR EDEN ORUÇSUZ, SABREDEN NAFİLE ORUÇLU GİBİDİR DİYEN HAKKINDAKİ BAB

 

حَدَّثَنَا إسماعيل بْن عَبْد اللّه الرقي. حَدَّثَنَا عَبْد اللّه بْن جعفر. حَدَّثَنَا عَبْدُ العزيز بْن مُحَمَّد، عَن مُحَمَّد بْن عَبْد اللّه بْن أبي حرة، عَن عمه حكيم بْن أبي حرة، عَن سنان بْن سنة الأسلمي، صاحب النَّبي صلَّى اللَّه عليه وسلَّم؛ قَالَ:  - قال رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ: ((الطاعم الشاكر، له مثل أجر الصائم الصابر)).

 

فِي الزَوائِد: إسناده صَحِيْح. ورجاله موثوقون. وليس لسنان بْن سنة، عند ابن ماجة، سوى هذا الحديث. وليس له شيء في الكتب الخمسة الأصولية.

 

Nebi (Şallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabından Sinan bin Senne el-Eslemi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Şükreden oruçsuz'a, Sabreden nafile oruçlunun sevabının misli vardır.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denmiştir: Bunun isnadı sahih olup ricali mevsuk zatlardır. İbn-i Mace yanında Sinan bin Senne (r.a.)'ın bundan başka hadisi yoktur. Müellifin süneni müstesna. Kütüb-i Sitte de Sinan (r.a.)'ın hiç bir hadisi yoktur.

 

AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'in hadisini Ahmed , Tirmizi ve Hakim de rivayet. etmişlerdir.

Zevaid türünden olan Sinan (r.a.)'ın hadisini Ahmed de rivayet etmiştir.

 

Sindi: Yani nafile oruç tutmayıp gıdasını alan ve gücünü Allah'a itaat yolunda harcayan mu'min, açlığa ve susuzluğa tahammül ederek nafile oruç tutan gibidir. Çünkü ikisi de insan oğlunun yaratılış gayesi olan Allah Tettla'ya itaat yolundadırlar. İkinci hadisin zahirine göre ikisinin sevabı aynıdır. Lakin maksat şu olabilir: Sabreden oruçlu sevap kazandığı gibi itaat ve ibadete güçlü olarak yönelmek maksadı ile nafile oruç tutmayan da sevap kazanır, demiştir

 

Camiu's-Sağir Şarihi el-Azizi de: Gazali demiş ki: Sabır ile şükürden hangisinin efdal olduğu hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir. Bazılarına göre şükür, sabırdan efdaldır. Bazıları bunun aksini söylemiştir Bazılarına göre sabır ile şükür fazilet bakımından eşittir. demiştir