DEVAM: 5- SAN'ATLAR(A
AİT GELEN HADİSLER) BABI
حدّثنا
عَمْرُو بْنِ
راَفِعٍ.
حدّثنا عُمَرُ
بْنُ
هارُونَ،
عَنْ
هَمَّامٍ،
عَنْ فَرْقَدٍ
السَّبِخىِّ،
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ عَبْدِ
اللّهِ بْنِ
الشِّخِّيرِ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ؛ قَالَ
رَسُولُ
اللّهِ صلى
اللّهِ عليه
وسلم -
((أَكْذَبُ
النَّاسِ
الصَّبَّاغُونَ
وَالصَّوَّاغُونَ))
فِي الزوائد:
إسناده ضعيف
لأن فيه فرقد
السبخي، ضعيف.
وعمر بْنِ
هرون، كذبه
ابْنِ المعين
وغيره.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu demiştir: «İnsanların en çok yalan söyleyenleri boyacılar ve
kuyumculardır.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi zayıftır. Çünkü bunda bulunan ravi Ferkad
es-Sebahi zayıftır. Ravi Ömer bin Harun'u da İbn-i Main ve başkası tekzib
etmişlerdir.
AÇIKLAMA Zevaid türünden olan bu hadisi Ahmed de rivayet
etmiştir. Sindi bu hadisin izahında şunları söyler: Boyacılardan maksad elbise
boyacılarıdır. Gerek bunlar ve gerekse kuyumcular ekseriyetle sözlerini yerine
getirmedikleri, siparişleri vaktinde vermeyip müşterilerini geciktirdikleri
için hadiste bunların herkesten fazla yalan söz söyledikleri ifade edilmiştir.
Bir kavle göre bu hadisten maksad anılan san'atkarlar değil, işittikleri
sözleri değiştirip yalan ve uydurma söz düzenbazlarıdır.
Buhari,
Satışlar kitabının bir babını Kuyumcular hakkında gelen hadislere ayırmıştır.
Bu babta rivayet edilen hadislerden anlaşılıyor ki; Peygamber (s.a.v.)
zamanında kuyumcular vardı ve onlarla alışveriş yapılıyordu. Resul-i Ekrem
(s.a.v.) de bu sanata mani olmuyordu. Kastalani de bu durumu belirttikten
sonra: Bu babta rivayet edilen hadisten anlaşılıyor ki; bir sanata bozukluk girse
bile bu sanat ile iştigal eden kimselerle alışveriş etmekte bir sakınca yoktur.
Hatta bir sanatta en adi insanlar bile çalışsa yine onlarla iş yapılabilir.
Nitekim bu hadiste belirtildiği gibi Ali bin Ebi Talib (r.a.) bir yahudi
kuyumcu ile alışverişte bulunmuştur. Müellif Buhari muhtemelen bu babı açmakta
boyacılar ile kuyumcuların en yalancı insanlar olduğuna dair (müellifimizin
2152 no da rivayet ettiği) hadise işaret etmek istemiş olabilir, demiştir.
El-Hafni de
Camiü's-Sağir'de rivayet edilen hadisimizin izahı bölümünde özetle hadisi
açıkladıktan sonra Gazali'nin şöyle dediğini nakletmiştir: '''Sanatlar ve
ticaretler bir toplum için birer farz-ı kifayedir. çünkü sanatlar ve ticaretler
bırakılırsa hayat feke uğrar, halkın çoğu helak olur. Herkes bir sanat dalında
çalışsa, diğer dallar durur ve yine toplumun yaşaması güçleşir. Bazı ilim
adamları Peygamber (s.a.v.)'in; «Benim ümmetimin ihtilafı bir rahmettir,.
mealindeki hadisini bu yönde yorumlamışlar ve: Yani ümmetin sanat ve ticaret
kollarında çalışma arzularının değişik olması, bütün kollar için isteklilerin
bulunması bir rahmettir. Sanatların bir kısmı önemlidir. Toplumun ihtiyaçlarına
cevap verir. Bir kısmı da önemli değildir. Çünkü dünya ziyneti ve süs işine
aittir. Bu tür sanat olmasa da toplumun hayatı zarara uğramaz. Müslüman bir
toplumun meşru ihtiyaçlarına cevap veren ticaretler ve sanatlar birer farz-ı
kifayedir. Bu itibarla bu alanlarda çalışan mü'minler birer farz-ı kifayeyi ifa
etmek niyeti ile çalışmalıdırlar. Nakış ve boya gibi süse yönelik sanatlarda da
çalışmaya rağbet etmemelidirler .. Çünkü bu dallar farz-ı kifayeden
sayılmazlar. Haram olan oyun ve eğlence aletleri, saz aletleri ve benzeri
şeyleri imal etmek ise haramdır. Böyle bir sanatı bırakmak, bir zulmü bırakmak
kabilindendir. Terzinin erkeklere ipek elbise dikmesi, kuyumcunun erkek için
altın yüzük gibi ziynet eşyasını imal etmesi haram sanat nevindendir. Bu iş
için alınan ücret de haramdır."