SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’T-TALAK

<< 2051 >>

19- ELBETTE (KELİMESİNİN İLAVE EDİLDİĞİ) BOŞAMA BABI

 

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْنُ أَبِي شَيْبَة وعلي بن مُحَمَّد. قالا: حَدَّثَنَا وكيع عن جرير بن حازم، عن الزبير بن سعيد، عن عبد اللَّه بن علي بن يزيد بن ركانة، عن أبيه، عن جده؛  - أنه طلق امرأته البتة. فأتى رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فسأله. فقال ((ما أردت بها؟)) قَالَ: واحدة. قَالَ ((آلله! ما أردت بها إلا واحدة؟)) قَالَ: آلله! ما أردت بها إلا واحدة. قَالَ، فردها عليه.  قَالَ مُحَمَّد بن ماجة: أبو عبيد تركه ناجيه، وأحمد جبن عنه.

 

Abdullah bin Ali bin Yezîd bin Rukaııe (r.a.)'in dedesi (Rukane)'den rivayet edildiğine güre: Kendisi (Süheyme isimli) karısını "Elbette boşamak" sözü ile bo-şamış (Yâni boşama yemininde elbette kelimesini de kullanmış), sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna varıp ettiği yeminin hükmünü sormuştur. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:

 

"Elbette kelimesi ile neyi kasdettin?» buyurmuş. Rukâne (r.a.): Bir talâkı, demiş. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Bununla yalnız bir talâkı kasdettiğine Allah Teâlâ'nın ismi ife yemin eder misin?" buyurmuş. Rukane (r.a.): Vallahi, ben elbette kelimesi ile yalnız bir talâk kasdettim, (bir'den fazla talâkı kasdetmedim) diye cevap vermiştir.

 

Ravi demiştir kiı Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), (sözü edilen) kadını Rükane'ye geri verdi.

 

 

AÇIKLAMA: (Müellifimiz) Muhammed bin Macete: Ben Ebu'l-Hasan Ali bin Muhammed et-Tenafısi'den işittim dedi ki: Bu seçme hadise hayranım, diye rivayette bulunmuştur.

 

(Müellifimiz) İbn-i Mace dedi ki: Ebu Ubeyd, elbette. kelimesinin kullanıldığı boşama yeminini (nikah bağlarını tamamen) kesici olarak bırakmıştır. Ahmed de elbette kelimesinin kullanıldığı boşama yemini ile yalnız bir talakın gittiğine fetva vermekten korkmuştur.

 

Bu hadisi Tirmizi. Ebu Davud, Hakim. Beyhaki ve Darekutni de rivayet etmişlerdir.

Kadının isminin Suheyme olduğu bazı rivayetlerde belirtilmiştir. Bazı rivayetlerde Rükane (r.a.)'ın Süheyme'yi Hz. Ömer (r.a.) hilafeti döneminde ikinci talakla ve Hz. Osman (r.a.) döneminde üçüncü talakla boşadığına dair ilave vardır.

 

Elbette: Bu kelimenin sözlük manası: Kesmek, demektir. Arap dilinde bu kelime genellikle bir cümlenin arkasında kullanılır ve o cümlenin manasının kesinliğini ve katiyyetini ifade eder. Araplar, bu adetleri gereğince bir çok cümlenin arkasında kullandıkları gibi boşama yeminine ait cümlenin arkasında da kullanırlar. Türkçemizde de bu kelime elbette, diye kullanılır. Hadisin ravisi Rükane (r.a.) karısını boşadığına dair talak cümlesine elbette kelimesini eklemiş ve bunun hükmünü sormuştur. Bu kelimenin eklendiği boşama cümlesi iki manaya muhtemeldir. Şöyle ki, bir adam karısına; Seni elbette boşadım, dediği zaman karısını yalnız bir talakla boşamayı kasdedebildiği gibi, onu tamamen yani üç talakla boşamak sureti ile nikah bağlarının tamamını kesmeyi de kasdedebilir, İşte iki şekil de muhtemel olduğu için Peygamber (s.a.v.) Rükane'nin neyi, yani bir talakı mı, daha fazlayı mı kasdettiğini sormuştur. Rükane, bir talakı kasdettiğini beyan edince Resul-i Ekrem (s.a.v.), ona yemin teklif eylemiş ve Rükane yalnız bir talakı kasdettiğine yemin edince Peygamber (s.a.v.) Süheyme'yi ona geri vermiştir.

 

Müellifimizin Ebu Ubeyde ile ilgili sözünün anlamı şu clabiiir: Ebu Ubeyd. sorumluluktan kaçınarak bu hadisi bırakmıştır.

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ

 

Tekmile yazarı bu hususta şöyle der: Hadisten çıkarılan fıkıh hükümleri şunlardır:

 

1. Elbette kelimesini kullanarak karısını boşayan ve bu sözle yalnız bir talakla boşamayı kasdettiğini beyan eden adama yemin teklif edilir. Yemin ettiği takdirde beyanı kabulolunur. Aksi takdirde kabul edilmez. Boşamaya dönük olup adama yarar sağlayan her iddiası ancak yeminle tevsiki halinde muteberdir.

 

2. Kocanın kullandığı sözün apaçık durumuna ters düşmemek kaydı ile onun her iddiası ancak yemin etmesi halinde kabul edilir.

 

3. Elbette kelimesini kullanarak boşama yemininde bulunan koca bu yeminle birden fazla talakı kasdetmediği takdirde, karısını bir talakla boşamış sayılır. Bu talak rac'i talak sayılır. Şafii'ye göre bu talak rac'i sayılır. Çünkü Peygamber (s.a.v.) Süheyme'yi Rükane'ye teslim etmiştir. Eğer bu talak bain talak sayılmış olsaydı, yeniden nikah kıymak suretiyle kadının, kocasına teslim edilmesi gerekirdi. Hanefiler'e göre bu talak bain talak nevindendir. Rükane ile Süheyme'nin nikahları yenilenmiş olabilir.

 

Elbette kelimesinin kullanıldığı boşama yemini ile vuku bulan taIak durumu ve sayısı hakkında alimler şöyle demişlerdir:

 

a) Ebu Hanife'ye göre adam, bu sözle bir talakı kasdetmiş ise bain bir talak vuku bulur. Eğer üç talakı kasdetmiş ise üç talak vuku bulur.

b) Malik'e göre bu sözle üç talcik vuku bulur.

c) Şafii'ye göre adam yalnız bir talakı kasdetmiş ise rac'i bir talak vuku bulmuş olur, üç talakı kasdetmiş ise üçü de vuku bulur.

d) Ahmed: Elbette kelimesinin kullanıldığı boşama yemini ile üç talakın vuku bulunduğundan endişeliyim. bu itibarla bununla yalnız bir talakın vuku bulduğuna fetva vermeye cesaret edemiyorum, demiştir.

 

4. Bir sözle yapılan üç talak yemini ile talakların üçü de gitmiş olur. Çünkü Peygamber (s.a.v.l, Rükane'nin ettiği elbette boşama sözü ile yalnız bir talakı kasdettiğini tevsik için ona yemin teklif etmiştir. Şu halde eğer Rükane üç talakı kasdetmiş olsaydı, üçü de vuku bulurdu. Peygamber (s.a.v.)'in yemin teklifi buna delalet eder.

 

5. Yemin etmesi gereken bir kimse, yetkililerce yemin teklifi yapılmadan önce kendiliğinden yemin ederse, bu yemin muteber değildir. Çünkü muteber olsaydı Peygamber (s.a.v.), Rükane'nin ilk yemini ile yetinecekti. Halbuki ona, ikinci kez yemin etmek üzere teklifte bulunmuştur."

 

Tuhfe yazarının beyanına göre el-Ayni, Buhari'nin şerhinde: "Adamın karısına hitaben: Sen elbette boşsun, demek sureti ile ettiği boşama yemini hususunda alimler ihtilaf etmişlerdir. Ömer (r.a.)'a göre bu sözle bir talak vuku bulur, adam üç talakı kasdederse, üçü de gider. İbnü'l-Münzir, O'nun böyle dediğini anlatmıştır. Ebu Hanife ve Şafii de böyle demişlerdir. Alimlerden bir cemaata göre bu sözle üç talak gider. Bu kavil, Ali, İbn-i Ömer, İbnü'l-Müseyyeb, Urve, Zühri, İbn-i Ebi Leyla, Malik, Evzai ve Ebu Ubeyd'den de rivayet edilmiş, demiştir."

 

El-Kaari de el-Mirkat'ta; Elbette kelimesinin kullanıldığı boşama sözü ile Şafii'ye göre rac'i bir talak vuku bulur, adam iki veya üç talak kasdetmiş ise, kasdettiği sayıda talak vuku bulmuş olur. Ebu Hanife'ye göre bu yemin ile bain bir talak vuku bulur. Eğer adam üç talakı kasdetmiş ise üç talak vuku bulur. Malik'e göre bu sözle üç talak vuku bulur, demiştir.

 

Tirmizi'nin beyanına göre Sevri ve Kufe alimleri; Adam bu sözle bir talakı kasdetmiş ise bir, üç talakı kasdetmiş ise üç talak vuku bulur Fakat iki talakı kasdetmiş ise, yine bir talak vuku bulur.

 

Adamın iki talakı kasdettiğinde iki değil de bir talakm vuku bulmasının sebebi, Mirkat'ın şerhinde şöyle açıklanmıştır. Mastar sözcüğü tekildir. Birden fazla sayıya delalet etmez. "Üç" sayısı, bir topluluğu ifade ettiği için topluluk, bir sayısı hükmündedir. "Elbette" kelimesi mastardır. Bununla bir veya onun gibi düşünülen üç talak kasdedilebilir, fakat iki talak kasdedilemez.

 

Hadis ravisi Rükane (r.a.) bin Abd-i Yezid bin Haşim el-Muttalibi, Mekke'nin fetih günü müslüman olmuştur. Ravileri; Nafi bin Uceyr ve kendisinin torunu Ali bin Yezid bin Rükane'dir. Muaviye (r.a.) hilafeti döneminde Medine'de vefat etmiştir .