19- ELBETTE
(KELİMESİNİN İLAVE EDİLDİĞİ) BOŞAMA BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة وعلي
بن مُحَمَّد.
قالا:
حَدَّثَنَا
وكيع عن جرير
بن حازم، عن
الزبير بن
سعيد، عن عبد
اللَّه بن علي
بن يزيد بن
ركانة، عن
أبيه، عن جده؛ - أنه
طلق امرأته
البتة. فأتى
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم فسأله.
فقال ((ما أردت
بها؟)) قَالَ:
واحدة. قَالَ
((آلله! ما أردت
بها إلا
واحدة؟))
قَالَ: آلله!
ما أردت بها
إلا واحدة.
قَالَ، فردها
عليه. قَالَ مُحَمَّد
بن ماجة: أبو
عبيد تركه
ناجيه، وأحمد
جبن عنه.
Abdullah bin Ali
bin Yezîd bin Rukaııe (r.a.)'in dedesi (Rukane)'den rivayet edildiğine güre: Kendisi
(Süheyme isimli) karısını "Elbette boşamak" sözü ile bo-şamış (Yâni
boşama yemininde elbette kelimesini de kullanmış), sonra Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna varıp ettiği yeminin hükmünü sormuştur. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
"Elbette
kelimesi ile neyi kasdettin?» buyurmuş. Rukâne (r.a.): Bir talâkı, demiş.
Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Bununla yalnız bir talâkı
kasdettiğine Allah Teâlâ'nın ismi ife yemin eder misin?" buyurmuş. Rukane
(r.a.): Vallahi, ben elbette kelimesi ile yalnız bir talâk kasdettim, (bir'den
fazla talâkı kasdetmedim) diye cevap vermiştir.
Ravi demiştir kiı
Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), (sözü edilen) kadını
Rükane'ye geri verdi.
AÇIKLAMA: (Müellifimiz) Muhammed bin Macete: Ben Ebu'l-Hasan
Ali bin Muhammed et-Tenafısi'den işittim dedi ki: Bu seçme hadise hayranım,
diye rivayette bulunmuştur.
(Müellifimiz)
İbn-i Mace dedi ki: Ebu Ubeyd, elbette. kelimesinin kullanıldığı boşama yeminini
(nikah bağlarını tamamen) kesici olarak bırakmıştır. Ahmed de elbette
kelimesinin kullanıldığı boşama yemini ile yalnız bir talakın gittiğine fetva
vermekten korkmuştur.
Bu hadisi
Tirmizi. Ebu Davud, Hakim. Beyhaki ve Darekutni de rivayet etmişlerdir.
Kadının isminin
Suheyme olduğu bazı rivayetlerde belirtilmiştir. Bazı rivayetlerde Rükane
(r.a.)'ın Süheyme'yi Hz. Ömer (r.a.) hilafeti döneminde ikinci talakla ve Hz.
Osman (r.a.) döneminde üçüncü talakla boşadığına dair ilave vardır.
Elbette: Bu kelimenin
sözlük manası: Kesmek, demektir. Arap dilinde bu kelime genellikle bir cümlenin
arkasında kullanılır ve o cümlenin manasının kesinliğini ve katiyyetini ifade
eder. Araplar, bu adetleri gereğince bir çok cümlenin arkasında kullandıkları
gibi boşama yeminine ait cümlenin arkasında da kullanırlar. Türkçemizde de bu
kelime elbette, diye kullanılır. Hadisin ravisi Rükane (r.a.) karısını
boşadığına dair talak cümlesine elbette kelimesini eklemiş ve bunun hükmünü
sormuştur. Bu kelimenin eklendiği boşama cümlesi iki manaya muhtemeldir. Şöyle
ki, bir adam karısına; Seni elbette boşadım, dediği zaman karısını yalnız bir
talakla boşamayı kasdedebildiği gibi, onu tamamen yani üç talakla boşamak
sureti ile nikah bağlarının tamamını kesmeyi de kasdedebilir, İşte iki şekil de
muhtemel olduğu için Peygamber (s.a.v.) Rükane'nin neyi, yani bir talakı mı,
daha fazlayı mı kasdettiğini sormuştur. Rükane, bir talakı kasdettiğini beyan
edince Resul-i Ekrem (s.a.v.), ona yemin teklif eylemiş ve Rükane yalnız bir
talakı kasdettiğine yemin edince Peygamber (s.a.v.) Süheyme'yi ona geri
vermiştir.
Müellifimizin
Ebu Ubeyde ile ilgili sözünün anlamı şu clabiiir: Ebu Ubeyd. sorumluluktan
kaçınarak bu hadisi bırakmıştır.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ
Tekmile yazarı
bu hususta şöyle der: Hadisten çıkarılan fıkıh hükümleri şunlardır:
1. Elbette
kelimesini kullanarak karısını boşayan ve bu sözle yalnız bir talakla boşamayı
kasdettiğini beyan eden adama yemin teklif edilir. Yemin ettiği takdirde beyanı
kabulolunur. Aksi takdirde kabul edilmez. Boşamaya dönük olup adama yarar
sağlayan her iddiası ancak yeminle tevsiki halinde muteberdir.
2. Kocanın
kullandığı sözün apaçık durumuna ters düşmemek kaydı ile onun her iddiası ancak
yemin etmesi halinde kabul edilir.
3. Elbette
kelimesini kullanarak boşama yemininde bulunan koca bu yeminle birden fazla
talakı kasdetmediği takdirde, karısını bir talakla boşamış sayılır. Bu talak
rac'i talak sayılır. Şafii'ye göre bu talak rac'i sayılır. Çünkü Peygamber
(s.a.v.) Süheyme'yi Rükane'ye teslim etmiştir. Eğer bu talak bain talak
sayılmış olsaydı, yeniden nikah kıymak suretiyle kadının, kocasına teslim
edilmesi gerekirdi. Hanefiler'e göre bu talak bain talak nevindendir. Rükane
ile Süheyme'nin nikahları yenilenmiş olabilir.
Elbette
kelimesinin kullanıldığı boşama yemini ile vuku bulan taIak durumu ve sayısı
hakkında alimler şöyle demişlerdir:
a) Ebu
Hanife'ye göre adam, bu sözle bir talakı kasdetmiş ise bain bir talak vuku
bulur. Eğer üç talakı kasdetmiş ise üç talak vuku bulur.
b) Malik'e göre
bu sözle üç talcik vuku bulur.
c) Şafii'ye
göre adam yalnız bir talakı kasdetmiş ise rac'i bir talak vuku bulmuş olur, üç
talakı kasdetmiş ise üçü de vuku bulur.
d) Ahmed:
Elbette kelimesinin kullanıldığı boşama yemini ile üç talakın vuku
bulunduğundan endişeliyim. bu itibarla bununla yalnız bir talakın vuku
bulduğuna fetva vermeye cesaret edemiyorum, demiştir.
4. Bir sözle
yapılan üç talak yemini ile talakların üçü de gitmiş olur. Çünkü Peygamber
(s.a.v.l, Rükane'nin ettiği elbette boşama sözü ile yalnız bir talakı
kasdettiğini tevsik için ona yemin teklif etmiştir. Şu halde eğer Rükane üç
talakı kasdetmiş olsaydı, üçü de vuku bulurdu. Peygamber (s.a.v.)'in yemin
teklifi buna delalet eder.
5. Yemin etmesi
gereken bir kimse, yetkililerce yemin teklifi yapılmadan önce kendiliğinden
yemin ederse, bu yemin muteber değildir. Çünkü muteber olsaydı Peygamber
(s.a.v.), Rükane'nin ilk yemini ile yetinecekti. Halbuki ona, ikinci kez yemin
etmek üzere teklifte bulunmuştur."
Tuhfe yazarının
beyanına göre el-Ayni, Buhari'nin şerhinde: "Adamın karısına hitaben: Sen
elbette boşsun, demek sureti ile ettiği boşama yemini hususunda alimler ihtilaf
etmişlerdir. Ömer (r.a.)'a göre bu sözle bir talak vuku bulur, adam üç talakı
kasdederse, üçü de gider. İbnü'l-Münzir, O'nun böyle dediğini anlatmıştır. Ebu
Hanife ve Şafii de böyle demişlerdir. Alimlerden bir cemaata göre bu sözle üç
talak gider. Bu kavil, Ali, İbn-i Ömer, İbnü'l-Müseyyeb, Urve, Zühri, İbn-i Ebi
Leyla, Malik, Evzai ve Ebu Ubeyd'den de rivayet edilmiş, demiştir."
El-Kaari de
el-Mirkat'ta; Elbette kelimesinin kullanıldığı boşama sözü ile Şafii'ye göre
rac'i bir talak vuku bulur, adam iki veya üç talak kasdetmiş ise, kasdettiği
sayıda talak vuku bulmuş olur. Ebu Hanife'ye göre bu yemin ile bain bir talak
vuku bulur. Eğer adam üç talakı kasdetmiş ise üç talak vuku bulur. Malik'e göre
bu sözle üç talak vuku bulur, demiştir.
Tirmizi'nin
beyanına göre Sevri ve Kufe alimleri; Adam bu sözle bir talakı kasdetmiş ise
bir, üç talakı kasdetmiş ise üç talak vuku bulur Fakat iki talakı kasdetmiş
ise, yine bir talak vuku bulur.
Adamın iki
talakı kasdettiğinde iki değil de bir talakm vuku bulmasının sebebi, Mirkat'ın
şerhinde şöyle açıklanmıştır. Mastar sözcüğü tekildir. Birden fazla sayıya
delalet etmez. "Üç" sayısı, bir topluluğu ifade ettiği için topluluk,
bir sayısı hükmündedir. "Elbette" kelimesi mastardır. Bununla bir
veya onun gibi düşünülen üç talak kasdedilebilir, fakat iki talak kasdedilemez.
Hadis ravisi
Rükane (r.a.) bin Abd-i Yezid bin Haşim el-Muttalibi, Mekke'nin fetih günü
müslüman olmuştur. Ravileri; Nafi bin Uceyr ve kendisinin torunu Ali bin Yezid
bin Rükane'dir. Muaviye (r.a.) hilafeti döneminde Medine'de vefat etmiştir .