23- HUL' OLAN KADININ
İDDETİ BABI
حَدَّثَنَا
علي بن سلمة
النيسابوري.
حَدَّثَنَا
يعقوب بن
إبراهيم بن
سعد.
حَدَّثَنَا
أبي عن ابن
إسحاق. أخبرني
عبادة بن
الوليد بن عبادة
بن الصامت، عن
عبادة بن
الصامت، عن
الربيع بنت
معوذ بن
عفراء؛
قَالَ،
-
قلت لها:
حدثيني حديثك.
قالت: اختلعت
من زوجي. ثم
جئت عثمان.
فسألت: ماذا
علي من العدة؟
فقال: لا عدة
عليك، إلا أن
يكون حديث عهد
بك، فتمكثين
عنده حتى
تحيضين حيضة.
قالت: وإنما
تبع في ذلك
قضاء رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم في
مريم
المغالية.
وكانت تحت
ثابت بن قيس،
فاختلعت منه.
Ubade bin
es-Sâmit (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben Rübeyyi' bint-i Muavviz bin Afra'
(r.anha)'ya: Bana, (kocanın seni hul' etmesi) olayını anlat, dedim. Rubeyyi'
şöyle dedi:
Ben hul' yolu ile
kocamdan ayrıldım. Sonra Osman (bin Af-fân) (r.a.)'ın yanına vardım ve: Bana ne
kadar iddet gerekir? diye sordum. Osman, bana: Senin üzerinde hiç bir iddet
yoktur. Ancak kocan yakın bir zamanda sana yaklaşmış (yâni cinsi ilişkide
bulunmuş) ise sen bir defa aybaşı âdetini görünceye kadar onun hakkı altında
bekliyeceksin, dedi. Rubeyyi dedi ki: Osman bu fetvasında, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Meryem el-Mağâliye hakkında verdiği hükme
uydu. Meryem, Sabit bin Kays'ın nikâhı altında idi, hul' yolu ile ondan ayrıldı
idi.
Diğer tahric:
Nesai; Tirmizi (benzer)
AÇIKLAMA: Bu hadisi Tirmizi Süleyınan bin Yesar aracılığı
ile Rübeyyi'den rivayet ettiğine göre: "ResuluIlah (s.a.v.) hayatta iken
Rübeyyi hul' yolu ile kocasından ayrılmış ve bir defa aybaşı adetini görünceye
kadar iddet beklernesi için kendisine emredilmiş veya Resul-i Ekrem (s.a.v.)
kendisine emretmiştir." Tirmizi bu hadisin sahih olduğunu söyledikten
sonra "İbn-i Abbas (r.a.)'dan şu mealdeki hadisi rivayet etmiştir.
"Peygamber
(s.a.v.) hayatta iken Sabit bin Kays'ın karısı hul' yolu ile kocasından
ayrılmış ve Peygamber (s.a.v.) kadına bir defa hayız görünceye kadar iddet
beklemesini emretmiştir." "İbn-i Abbas'ın bu hadisini Ebu Davud da
rivayet etmiştir.
Tirmizi daha sonra
şöyle der: "Hul' yolu ile kocasından ayrılan kadının iddet süresi
konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir: Ashab-ı Kiram'dan ve onlardan sonra
gelen alimlerin ekserisi: Hul' yolu ile ayrılan kadının iddeti, talak yolu ile
kocasından ayrılan kadının iddeti gibidir, demişlerdir. Sevri, Kufe alimleri,
Ahmed ve İshak da böyle hükmedenlerdendirler. Ashab'ın bazı alimleri ile başka
bazı alimler ise hul' yolu ile ayrılan kadının iddetinin bir defa hayız görmesi
süresi olduğunu söylemişlerdir;"
Talak yolu ile
kocasından ayrılan kadının iddet süresinin üç defa aybaşı adeti veya temizlik
hali görmesi olduğu iddet bahsinde belirtilmişti. Hul' yolu ile vuku bulan
ayrılmanın da talakla ayrılmanın bir nevi olduğunu söyleyen alimler; boşanan
kadının iddetinin ne olduğu Kur'an'ın nassı ile sabittir. Nass karşısında bu
ahad hadisi ile amel edilmez, derler.
HUL' UN BİR
NEVİ BOŞAMA OLDUĞUNU SÖYLEYEN ALİMLER
Ali, Osman,
İbn-i Mes'ud, el-Hasan, İbrahim Nahai, İbnü'l-Müseyyeb, Süfyan-i Sevri, Hanefiler,
Malik, Evzai, Şafii (r.a.) böyle hükmetmişlerdir. Bunlara göre hul' yolu ile
ayrılan kadının iddeti talak yolu ile ayrılan kadının iddeti gibidir.
HUL' UN TALAK
OLMAYIP NİKAH AKDİNİN FESHİ OLDUĞUNU SÖYLEYENLER
İbn-i Abbas,
Ahmed, İshak, Ebu Sevr ve zayıf bir kavlinde Şafii böyle hükmedenlerdendir.
Hul' un nikah feshi olduğuna hükmedenlere göre böyle ayrılan kadının iddeti,
bir kez aybaşı adeti görmesidir. Bunların delili bu babta rivayet edilen hadis
ve benzeri hadislerdir. Çünkü bu hadisler hul' un nikah akdinin feshi olduğuna
delalet ederler. Hul' un fesih olmayıp talakın bir türü olduğu kabul edilse
bile, hul' yolu ile ayrılan kadının iddetinin bir hayız olduğu söylenebilir.
Çünkü bu hadisler buna delalet eder. Hadis, boşanan kadının talakı hakkındaki
ayetin hükmünü hususileştirmiş olur. Ayetin, ahad hadisi ile
hususileştirilemiyeceğini söyleyenlere, Sindi'de belirtildiği gibi şöyle cevap
verilebilir: Sözü edilen ayetin hükmü başka ayetle hususileşmiştir. Böylece
hükmü hususileşen bir ayetin hükmünün ahad hadisleri ile de
hususileştirilebilir.
Bu görüş
alimlerce benimsenmemiş ve; hul' yolu ile ayrılan kadının talak yolu ile
ayrılan kadın gibi iddet beklemesi gerekir, demişlerdir.
Kuvvetli görüşe
göre hul' bir nikah feshi değil, bir nevi boşamadır. Çünkü, hul' hükmü, talak
hakkında gelen Bakara suresinin 229. ayetinde yer almıştır. Ayrıca,... Buhari
ve başka yerde rivayet edilen Sabit bin Kays (r.a.)'ın karısını hul' yolu ile
ayırmaya ait hadis rivayetinde Resul-i Ekrem, Kays'a: «Bostanı geri al karının
talakını ver», buyurmuştur. Hatta buyurulan tabir mealen şöyledir: "Onu
bir talak ile tatIik et .''
HUL' YOLU İLE
BİR TALAKI SATAN ADAM AYNI KADINLA TEKRAR BİRLEŞEBİLİR Mİ?
Bilindiği gibi
adam bir talakla boşadığı karısının iddeti henüz bitmemiş iken nikahı
yenilemeden ona dönüş yapabilir. Fakat adam karısının bir talakını hul' yolu
ile satınca artık nikahı yenilemeden ona dönüş yapamaz. Dört mezheb İmamının ve
bir çok alimin görüşü budur. Şu halde böylece bir talakını satınalan kadın veya
fıkıhta anlatılan velisi istemezse, nikah yenilenmez ve iddet bitince kadın
başka bir adamla evlenebilir. Eski kocası onu veya velisini nikahı yeniletmeye
zorlayamaz. Ancak Said bin el-Müseyyeb ve Zühri: Adam, kadından aldığını geri
verse ve henüz iddet bitmemiş ise iki şahid tutup kadına dönüş yapabilir,
demişlerdir, Yukardaki bilgi Tekmile'den alınmıştır. (4,cilt 201.Sf.)
Şu noktayı da
belirteyim: Bir adam, yakın zamanda cinsel ilişkide bulunmadığı karısını hul'
yolu ile boşadığı takdirde kadın için hiç iddet olmadığı anlamı bu hadisten
anlaşılıyor ise de; diğer rivayetlerde, böyle bir kayıt olmaksızın kadının
iddetinin bir hayız olduğu bildirilmiştir. Sabit bin Kays'ın karısına dair
Tirmizi'nin rivayet ettiği hadiste de Peygamber (s.a.v.) kadının bir hayız
süresince iddet beklemesini emretmiş ve böyle bir kayıt koşmamıştır. Bu
itibarla, bu kayıt üzerine. hüküm veren bir kimseyi bilmiyorum.