DEVAM: 25- ZİHAR BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بن
أبي عبيدة.
حَدَّثَنَا
أبي عن
الأعمش، عن
تميم بن سلمة،
عن عروة بن
الزبير؛
قَالَ:
-
قالت عائشة:
تبارك الذي وسع
سمعه كل شيء.
إني لأسمع
كلام خولة بنت
ثعلبة، ويخفي
علي بعضه، وهي
تشتكي زوجها
إلى رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم، وهي
تقول: يَا
رَسُولَ
اللَّه! أكل
شبابي. ونثرت
له بطني. حتى
إذا كبرت سني،
وانقطع ولدي،
ظاهر مني.
اللهم! 'ني
أشكو إليك.
فما برحت حتى
نزل جبريل
بهؤلاء
الآيات: قد
سمع اللَّه
قول التي
تجادلك في
زوجها وتشتكي
إلى اللَّه.
Aişe
(r.anha)'dan; Şöyle demiştir: İşitmesi her şeyi kaplayan (Allah Teala) çok
yücedir. Havle bint-i Salebe, kocasını Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'e şikayet ederken (öyle yavaş fısıltı ile söylüyordu ki yanlarında
bulunduğum halde) ben gerçekten onun sözlerini işitiyordum da bir kısmını duyamıyordum.
Havle şöyle diyordu: 'Ya Resulallah! Kocam gençliğimi yedi, karnım ona saçıldı
(yani ona evlad doğurdum). Nihayet yaslanıp çocuktan kesildiğim zaman kocam
bana zihar yaptı. AlIahım, ben şüphesiz halimi sana. arzediyorum.
Kadın (böyle
demeye devam edip) henüz oradan ayrılmadan nihayet Cebrail (A.S.) şu ayetleri
indirdi: «(Ey Muhammed) Kocası hakkında seninle tartışan ve halini Allah Teala'ya
arzeden kadının sözünü Allah şüphesiz işitti ve Allah ikinizin karşılıklı
konuşmanızı işitir. Şüphesiz Allah (her şeyi) hakkı ile işitici ve görücüdür.»
[Mücadele 1, 2, 3 ve 4. ayet]
Diğer tahric:
Bu hadisi Nesai'de rivayet etmiştir. Hazin tefsirinde, bu hadisin Buhari ve
Müslim'de rivayet edildiği bildirilmiş ise de buna. rastlıyamadım.
AÇIKLAMA: Hadis; Allah Teala'nın yüceliğini, her şeyi
işittiğini ve Havle'nin şikayet ve yakarışını kabul buyurup zihar hükümlerini,
zihar yapmanın çirkinliğini, yalanlığını, Allah Teala'nın afv ve mağ!iret
ediciliğini, zihar edenlerin ifa etmeleri gerekli kefaretin mahiyetini ve ila
usulünü bildirici Mücadele suresinin ilk 4 ayetinin bu olay üzerinde indiğini
bildirir. Ahmed, Ebu Davud ve Beyhaki de bunun benzerini daha uzun metin
halinde rivayet etmişlerdir. Ebu Davud'un rivayetinde bu kadının ismi Huveyle
bint-i Malik bin Sa'lebe diye geçer. Oradaki rivayet mealen şöyledir;
"Huveyle şöyle demiştir: Kocam Evs bin Samit benim hakkımda zihar
yemininde bulundu. Bunun üzerine Resuluııah (s.a.v.)'e giderek (kocamı) O'na
şikayet ettim. ResululIah (s.a.v.) de kocam hakkında benimle tartışarak: «Sen
Allah'tan kork. Çünkü O, senin amcan oğludur», buyurdu. Bu tartışmamız devam
ediyordu. Ben O'nun yanından ayrılmadan nihayet Mücadele suresinin başından
farz olan zihar kefaretinin neler olduğunu bildiren ayetlerin sonuna kadar olan
Kur'an indi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): - «Evs bir rakabe (köle - cariye)
azad eder.» buyurdu. Huveyle: O, rakabe bulamaz, dedi. Peygamber (s.a.v.): ''O
halde iki ay üst üste oruç tutar" buyurdu. Huveyle; Ya ResulalIah! O çok
yaşlıdır, oruç tutamaz, dedi. Peygamber (s.a.v.): «Şu halde altmış yoksulu
yedirsin», buyurdu. Huveyle: Onun yanında sadaka verecek hiç birşey yoktur,
dedi. Huveyle demiştir ki: O esnada huzura (onbeş sa' büyüklÜğünde) sepet
dolusu kuru hurma getirildi. Ben: Ya ResulalIah! (bu hurmayı ver) ben de bu
kadar hurma (ilave edip) ona yardım ederim, dedim. Resul-i Ekrem (s.a.v.): «İyi
söyledin, git de onun yerine sözkonusu iki sepet hurmayı altmış yoksula yedir
ve amucan oğluna dönüş yap» buyurdu."