SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’T-TALAK

<< 2067 >>

DEVAM: 27 - LiAN BABl

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّد بن بشار. حَدَّثَنَا ابن أبي عدي. قَالَ: أنبأنا هشام بن حسان. حَدَّثَنَا عكرمة عن ابن عباس؛

 - أن هلال بن أمية قذف امرأته عند النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم بشريك بن سحماء. فقال النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم ((البينة أو أحد في ظهرك)) فقال هلال بن أمية: والذي بعثك بالحق! إني لصادق. ولينزلن اللَّه في أمري ما يبرئ ظهري. قَالَ، فنزلت: والذين يرمون أزواجهم ولم يكن لهم شهداء إلا أنفسهم، حتى بلغ: والخامسة أن غضب اللَّه عليها إن كان من الصادقين. فانصرف النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم. فأرسل إليهما فجاءا. فقام هلال بن أيمة فشهد، و النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم يقول ((إن اللَّه يعلم أن أحد كما كاذب. فهل من تائب؟)) ثم قامت فشهدت. فلما كان عند الخامسة: أن غضب اللَّه عليها إن كان من الصادقين. قالوا لها: إنها لموجبة. قَالَ ابن عباس: فتلكأت ونكصت. حتى ظننا أنها سترجع. فقالت: ولا أفضح قومي سائر اليوم. فقال النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم ((انظروها. فإن جاءت به أكحل اليعنين، سابغ الأليتين، خدلج الساقين، فهو لشريك بن سحماء)). فجاءت به كذلك. فقال النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم ((لولا ما مضى من كتاب اللَّه لكان لي ولها شأن)).

 

İbn-i Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Hilâl bin Ümeyye (el-Ensâri), karısı (Havle)'nin Şerik bin Sahmâ ile zina ettiğini Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda iddia etti. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hilâl'e: «Dört şahidini hazırla veya sırtına had (vurulur)» buyurdu. Hilâl, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e; — (Yâ Resûlallah!) Seni hak ile gönderen (Allah)'a yemin ederim ki ben (bu isnadımda) muhakkak doğru sözlüyüm ve muhakkak Allah Teâlâ bu meselemde benim sırtımı hadden kurtaracak âyet göndercektir, dedi.

 

İbn-i Abbâs demiştir ki: Hemen sonra;  والذين يرمون أزواجهم ولم يكن لهم شهداء إلا أنفسهم [Nur 6] ayetinden ta

 

 والخامسة أن غضب اللَّه عليها إن كان من الصادقين [Nur 9] ayetine kadar olan Nazm-i İlâhî indi. Nebi (Sallallahü Aleyhi ve Slelem) de (bu âyetlerin kendisine indiği yerden) hemen ayrılıp Hilâl ile karısına haber gönderdi (onları huzura getirtti.) İkisi de geldi. (Önce) Hilâl ayağa kalkarak (âyetlerde emredildiği şekilde) liân yemininde bulundu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de (eşlere hitaben): Allah, ikinizden birisinin yalancı olduğunu şüphesiz bilir. Bu itibarla (ikinizden) tevbe edip bu liân yemininden imtina eden var mıdır? buyuruyordu. Hilâl liân yemini ettikten sonra karısı ayağa kalktı ve liân yeminini (dört defa) etti. Beşincisinde: "Eğer Hilâl (zina isnadında) doğru sözlü ise Allah'ın gazabı Havle'nin üzerinde olsun" demeye sıra gelince, orada bulunanlar kadına:.- (Ey kadın bil ki) bu (beşinci) yemin şüphesiz elim azabı mûcibtir, diye uyardılar.

 

îbn-i Abbâs demiştir ki: Bu uyarı üzerine kadın durakladı ve biraz geriledi. Hattâ biz kadının  dönüş yapacağıni (ve beşinci yemini yapmadan gerisin geriye gideceğini) sandık. Fakat kadın (kendini toparladı ve): Vallahi ben kabilemi ömür boyunca rezîl ve rüsvay etmem, dedi, (ve beşinci yemini de etti). Sonra Resul i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) orada bulunanlara: «(Hâmile olan bu kadın'ın doğuracağı çocuğun) durumuna dikkat edin. Eğer gözleri sürmeli, kalçaları iri ve baldırları kaba bir çocuk getirir ise, çocuk Şerik bin Sanmaya aittir», buyurdu. Kadın da hakikaten bu şekilde bir çocuk doğurdu. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Eğer Allah'ın kitabının (liân) hükmü yerine getirilmemiş olsaydı benim ile bu kadın için bir durum (kadını recmettirmek işi) olacaktı.» buyurdu.

 

 

BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

 

EBU DAVUD’UN İBN-İ ABBAS R.A.’TAN HADİSLERİ VE İZAH:

2254 2255 2256