DEVAM: 28- KOCA'NIN
KARISINI KENDİNE HARAM ETMESİ BABI
حَدَّثَنَا
مُحَمَّد بن
يحيى.
حَدَّثَنَا وهب
بن جرير.
حَدَّثَنَا
هشام
الدستوائي عن
يحيى بن أبي
كثير، عن يعلى
بن حكيم، عن
سعيد بن جبير؛
-
قَالَ: قَالَ
ابن عباس: في
الحرام يمين.
وكان ابن عباس
يقول: لقد كان
لكم في رسول اللَّه
أسوة حسنة.
(Abdullah)
bin Abbas (r.a.)'dan; şöyle demiştir; (Kişinin helâl olan bir şeyi kendisine)
haram etmesinde yemin (kefareti ödemesi) vardır. Ve İbn-i Abbâs: And olsun ki
şübhesiz Resûlullah, sizin için güzel bir örnektir, diyordu.
Diğer tahric:
Bu hadisi Buhari ve Müsliın de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Buhari'deki İbn-i Abbas'ın eseri mealen şöyledir:
"Erkek karısını kendine haram ettiği zaman (onun bu sözü) bir şey (yani
talak) değildir. Şüphesiz Resulullah sizin için güzel bir örnektir."
Müslim'deki bir
rivayet rnüellifimizin rivayeti gibidir. Diğer bir rivayeti ise rnealen
şöyledir:
"Erkek,
karısını kendine haram ettiği zaman onun bu sözü. kefaretini çıkarması gerekli
bir yemindir. And olsun ki şüphesiz ResuluIlah sizin için güzel bir örnektir
.''
Hadisin
sonundaki fıkra, Ahzab suresinin 21. ayetinden iktibastır. İbn-i Abbas
(r.a.)'ın bu iktibas ile Mariye (r.anha)'nın meselesine işaret ettiği Kastalani
ve Tuhfetü'I-Bari'de beyan edilmiştir: Şöyle ki Peygamber (s.a.v.) yukarda
anlatıldığı gibi cariyesi Mariye'yi zatına haram eylemişti. Sonra Allah Teala,
Tahrim suresinin birinci ayeti ile Peygamber (s.a.v.)'i uyarmıştı. Bunun
üzerine Resul-i Ekrem (s.a.v.) yemin kefaretini ödeyip Mariye'ye dönüş
yapmıştı. İşte İbn-i Abbas (r.a.), karısını kendisine haram eden erkeğin
Peygamber (s.a.v.)'i en güzel örnek alıp kefaret ödemesini ve karısına dönüş
yapmasını istemiştir. El-Fetih yazarı: Anılan ayetin iniş sebebi, en sıhhatli
rivayetlere göre Mariye (r.anha)'nın meselesidir. Evet erkek, karısının şahsını
kendisine haram etmek niyeti ile bu sözü söylediği takdirde, mekruh bir söz
söylemiş olur. Karısına yaklaşmasa biie derhal yemin kefareti ödemesi gerekir.
Bu söz yemin değildir. Çünkü yemin ancak Allah Teala'nın isimleri veya
sıfatları ile edilir.
Nesai'nin İbn-i
Cübeyr'den rivayet ettiğine göre bir erkek İbn-i Abbas' "Ben karımı kendime haram ettim,
diyerek bunun hükmünü sormuş, İbn-i Abbas (R.A.) da adama: Sen yalan söz
söylemişsin. Karın sana haram değildir. demiş ve mezkur ayeti okumuştur,"
diye bilgi vermiştir.
İKİ HADİSİN
FIKIH HÜKÜMLERİ :
Hadislerin
zahirine göre bir adam kendisine helal olan bir şeyi kendisine haram ederse, bu
sözle o şey haram olmaz. Adam yemin kefaretini çıkarır ve o şey kendisine helal
olur.
Bir adam
karısına: Sen bana haramsın, dediği zaman bunun hükmü nedir?
Kastalani,
Buhari'nin "Bir erkek karısına: Sen bana haramsın" başlığı ile açtığı
babda şöyle der:
Hasan-i Basri:
Erkeğin niyeti esastır, demiştir. Yani erkek bu sözle karısını bir veya daha
ziyade talakla boşamaya veya zihar'a niyet etmiş ise onun niyet ettiği şey vuku
bulmuş olur. Çünkü boşamak da zihar da kadını haram ettirir. Bu itibarla bu söz
talaktan kinaye olabildiği gibi zihar'dan da kinaye olabilir. Her ikisine
birden niyet etmesi muteber değildir. Çünkü boşama ayrılmayı, zihar ise nikah
altında kalmayı gerektirir. Onun için ancak birisi kasdedilmiş olabilir. Erkek
bunlardan birisini tercih etmek durumundadır. Şafii'nin görüşü budur.
Hanefiler'e
göre erkek bu sözle bir talakla boşamayı kasdetmiş ise bain bir talak vuku
bulmuş olur. İki talakı kasdetmiş ise yine bir bain talak gitmiş olur. Eğer
boşamayı kasdetmemiş ise bu söz bir yemindir ve erkek ila etmiş olur ..
Malikiler'e
göre bu söz üç talakla boşama demektir. Erkeğin niyeti sorulmaz,"
Nevevi de
Müslim'in "Boşama niyeti olmaksızın karısını kendine haram eden adam'a
kefaretin vacibliği" babında rivayet olunan İbn-i Abbas (r.a.)'ın
hadisinin izahı bölümünde özetle şöyle der: "Bir erkek karısına: Sen bana
haramsın, dediği zaman bunun hükmü hakkında alimler ihtilaf etmişlerdir: Kadi
İyaz bu mesele hakkında 14 mezheb ve görüşün bulunduğunu heyanla:
1. Hanefiler'e
göre, adam boşamayı kasdetmiş ise bain bir talak gider, üç talakı kasdetmiş ise
üçü de gider. İki talakı kasdetmiş ise bain bir talak gider. Bir şeye niyet
etmemiş ise yemin sayılır. Yalan bir söz söylemeyi kasdetmiş ise, geçersiz ve
batıldır. Züfer'e göre adam bununla iki talak kasdederse, iki talak vaki olur .
2. Malik'in
meşhur kavline göre bu söz ile kadının üç talakı gider. Kadınla cinsel ilişkide
bulunulmuş olsun, olmasın fark etmez: Ancak adam, bu sözle bir talakla boşamayı
kasdettiğini söylerse ve kadınla henüz cinsel ilişkide bulunmamış iken bu
yemini yapmış ise, iddiası kabul olunur. Aksi takdirde kabul olunmaz. Ali bin
Ebi Talib; Zeyd, el-Hasan ve el-Hakem'in de böyle dedikleri rivayet olunmuştur.
3. İbn-i Ebi
Leyla ve Malikiler'den el-Macişuni'ye göre bu sözle üç talak vaki olur. Bununla
bir talakla boşamayı kasdettiğini iddia etse bile bu iddia kabul olunmaz.
Adamın yeminden önce kadınla cinsi münasebette bulunmuş veya bulunmamış olması
da neticeyi değiştirmez.
4. Kadınla
cinsel ilişkide bulunulmuş olduktan sonra söylenen üç talak, vaki olur.
Temastan önce söylenirse bir talak vaki olur. Ebu Mus'ab ve Muhammed bin
Abdü'l-Hakem böyle demişlerdir.
(Kadı iyaz bu
konu hakkında on dört mezhebin görüşlerini böylece maddeler halinde sıralamış
ve Nevevi de aynen nakletmiştir. Bunların hepsini buraya aktarmak bir hayli
zaman ister, Kadı'nın naklettiği fetvalardan bir ikisini de aktarıp buna son
verelim.
5. İbn-i Abbas
ve bazı tabiilere göre bu söz bir yemin hükmündedir. Yemin kefaretini çıkarmak
gerekir. (Yani bu sözle boşama veya zihar oluşmaz.
6. Bu söz,
yemek yemeyi ve su içmeyi haram etmek için edilen yemin gibidir. Bu itibarla
hiç bir etkisi yoktur ve hiç bir şeyi ödemek de gerekli olmaz, batıl bir
sözdür. Mesruk, Şabi: Ebu Selerne ve Malikiler'den Asbağ böyle demişlerdir.
(Kadı iyaz,
Şafii'nin görüşünü kısaca anlattığı için Nevevi, Şafii'nin görüşünü daha
ayrıntılı olarak şöyle anlatır:)
Şafii'ye göre
erkek bu söz ile boşamayı kasdetmiş ise talak, ziharı kasdetmiş ise zihar olur.
Eğer erkek, talak veya zihar olmaksızın kadının şahsını haram etmeye niyet
etmiş ise bu söz ile yemin kefareti gerekir. Bununla beraber bu söz bir yemin
değildir. Eğer adam bu sözle hiç bir şeye niyet etmemiş ise Şafii'nin kuvvetli
kavline göre yemin kefareti gerekir. İkinci kavIine göre bu söz boştur, bununla
hiç bir şey gerekmez.
Yukarda
anlatılan hükümler hür kadın hakkındadır. Şayet erkek kendi cariyesine: Sen
bana haramsın. sözünü söylerse:
1. Şafii'ye
göre adam bu sözle, cariyesini azad etmeye niyet etmiş ise cariye azad olmuş
olur. Eğer cariyenin şahsını haram etmeyi kasdetmiş ise bu söz yemin
sayılmamakla beraber yemin kefaretini çıkarması gerekir. Hiç bir niyeti yok ise
yine yemin kefareti gerekir.
2. Malik'e gÖre
bu söz cariye hakkında söylendiği takdirde, hiç bir değeri yoktur ve hiç bir
şey lazım gelmez.
Kadı iyaz: Bu
söz cariye hakkında söylendiğinde hemen hemen tüm alimlere göre yemin kefareti
gerekir, demiştir.
3. Ebu
Hanife'ye göre adam cariyesini, bir yemeği yemeyi, bir şeyi yapmayı kendine
haram ettiği zaman, kendine haram ettiği şeyi yapmadıkça mesela; cariyesine
yaklaşmadıkça, yemeği yemedikçe hiç bir şey lazım gelmez. O şeyi işleyince
yemin kefareti gerekir.
Malik, Şafii ve
cumhur'a göre adam, karısından ve cariyesinden başka her hangi bir şeyi
kendisine haram ederse, mesela: Şu yemek veya şu su bana haram olsun veya şu
elbiseyi giymek, falan eve girmek, bu adamla konuşmak bana haram olsun, yahut
haramdır, derse; bununla o şey haram olmaz ve bu sözün bir değeri yoktur.
Kendisine haram ettiği şeyi yaparsa hiç bir şey lazım gelmez." (Nevevi'den
naklen aldığım bilgi burada bitti.)