DEVAM: 50- ALTIN İLE
GÜMÜŞÜ BİRİBİRİYLE MÜBADELE ETMEK (DEĞİŞTİRMEK) BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ رُمْحٍ.
أَنْبَأَنَا
اللَّيْثُ
بْنُ سَعْدٍ،
عَنِ ابْنِ
شِهَابٍ،
عَنْ مَالِكِ
بْنِ أَوْسِ
بْنِ الْحَدَثَانِ
قَالَ:
أَقْبَلْتُ
أَقُولُ: مَنْ
يَصْطَرِفُ
الدَّرَاهِمَ؟
فَقَالَ
طَلْحَةُ
بْنُ
عُبَيْدِ
اللهِ،
وَهُوَ
عِنْدَ عُمَرَ
بْنِ
الْخَطَّابِ:
أَرِنَا
ذَهَبَكَ. ثُمَّ
ائْتِنَا،
إِذَا جَاءَ
خَازِنُنَا،
نُعْطِكَ
وَرِقَكَ. فَقَالَ
عُمَرُ:
كَلاَّ،
وَاللهِ. لَتُعْطِيَنَّهُ
وَرِقَةُ
أَوْ
لَتَرُدَّنَّ
إِلَيْهِ
ذَهَبَهُ.
فَإِنَّ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم قَالَ:
((الْوَرِقُ
بِالذَّهَبِ
رِباً،
إِلاَّ هَاءَ
وَهَاءَ)).
Mâlik bin Evs bin
el-Hadesân (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Ben (bir gün sahabîler meclisine) gelerek:
Kim dirhemlerini (altınla) değiştirmek ister? diye sordum. Talha bin
Ubeydillah, Ömer bin el-Hattâb (r.a.)'nın yanında iken (bana): Altınını bize
ver. Sonra kesedarımız (Gabe'den) gelince sen bize gel, dirhemlerini vereceğiz,
dedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.) Talha (r.a.)'a hitaben: Hayır, (böyle olmaz)
vallahi. Sen ya ona dirhemlerini şimdi vereceksin veya onun altınını kendisine
geri vereceksin. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Gümüşü
altınla satmak faizdir. Meğer ki (taraflardan birisi diğerine:) bunu al,
(diyerek vereceğini peşin vere) ve (diğeri de ona:) Bunu al, (diyerek vereceğini peşin
vere.)» buyurdu.
Diğer tahric:
Buhari. Müslim, Tirmizi, Nesai ve Malik bin Enes de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA 2261’de