SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-TİCARAT

<< 2288 >>

DEVAM: 63- ŞİRKET (ORTAKLIK) VE MUDAREBE BABI

 

حدّثنا أَبُو السَّائِبِ سَلْمُ بْنُ جُنَادَةَ. حدّثنا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِيُّ. عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ، عَنْ عَبْدِ اللهِ؛ قَالَ: اشْتَرَكْتُ أَنَا وَسَعْدٌ وَعَمَّارٌ، يَوْمَ بَدْرٍ، فِيمَا نُصِيبُ. فَلَمْ أَجِيْء أَنَا وَلاَ عَمَّارٌ بِشَيْءٍ، وَجَاءَ سَعْدٌ بِرَجُلَيْنِ.

 

Abdullah (bin Mes'ûd) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Sa'd ve Ammâr Bedir (savaşı) günü elde edeceğimiz (ganimet) de ortaklık (akdini) yaptık. Sonra (savaş bitiminde)  ne ben ne de Ammâr bîr şey getirdik. Sa'd (ise) İki erkek (esir) getirdi.

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA:    Hadis münkatidir. Çünkü ravi Ebu Ubeyde, babası İbn-i Mes'ud (r.a.)'den hadis işitmemiştir.

Avnü'l-Mabud yazarı bu hadisin şehrinde şöyle der: Bu hadis, Şirket-i Ebdan'ın caizliğine delil gösterilmiştir. Şirket, ortaklık, demektir. Ebdan da beden'in çoğuludur. Şu halde Şirket-i Ebdan, bedenlerin ortaklığı, demektir. Bedenlerin ortaklığı demek. bedenen çalışan iki veya daha çok kişiler, çalışmalarından alacakları kazancı kendi aralarında taksim ederler. Her ortak çalışması oranında ücret alır. Bu ortaklık aynı sanat dalında olduğu takdirde Malik caiz görmüştür. Mesela ortakların hepsi terzilikte veya marangozlukta ya da demircilikte çalışırlarsa olur. Fakat ayrı ayrı sanat dallarında çalışanların bu şekilde ortak olmaları caiz değildir. Ebu Hanife ve arkadaşları da bunu caiz görmüşlerdir. Fakat Şafii bu tür ortaklığı caiz görmemiştir. Ona göre herkes kendi işinde ve menfaatlarında kendi başınadır. Herkesin yaptığı iş bellidir. Bu nedenle herkes kendi kazancına sahibtir. Bu ortaklık hayvan sürüleri belli olan iki kişinin kalkıp bu sürülerden elde edilecek süt ve yavrularda ortaklık kurmaları gibidir. Halbuki bu ortaklık sahih değildir. Çünkü herkesin hayvanları bellidir, bunların verdiği süt belli, doğuracağı yavrular belli ve ayrıdır. Bu nasıl caiz değil ise diğeri de caiz değildir.

 

Şafii bu hadise de şöyle cevab vermiştir: Bedir savaşından elde edilen ganimet Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e aitti. Dilediği kimselere verirdi. Gazilerin aldıkları esirler de O'nun emrine tevdi edilmiştir. O dilediği gibi tasarruf etmiştir.

 

 

 

,