SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-TİCARAT

<< 2232 >>

DEVAM: 39- ZAHİREYİ ÖLÇMEKTE UMULAN BEREKET BABI

 

حدّثنا عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ بْنَ سَعِيدِ بْنَ كَثِيرِ بْنِ دِينَارٍ الْحِمْصِيُّ. حدّثنا بَقِيَّةُ بْنُ الْوَلِيدِ عَنْ بَحِيرِ بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ، عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِيكَربَ، عَنْ أَبِي أَيُّوبَ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:  ((كِيلُوا طَعَامَكُمْ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ)).

 

في الزوائد: حديث أبي أيوب، بقية بْنُ الوليد. وهو مدلس. وأصل الحديث في البخاريّ.

 

Ebû Eyyub (el-Ensârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Seüem): «Zahirenizi ölçünüz ki sizin için bereketli olsun.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ebu Eyyub'un bu hadisinin senedinde Bakiyye bin el-Velid bulunur, bu ravi tedlisçidir. Hadisin aslı Buhari'de vardır.

 

AÇIKLAMA: Bu babtaki iki hadis Zevaid türündendir. Ancak notta belirtildiği gibi hadis'in metni Buhari'de mevcuttur. İki hadisin metni aynıdır. Buhari'deki rivayette hadisi Resul-i Ekrem (s.a.v.)'den nakleden sahabi Mikdam bin Ma'dikerib'dir. Bu hndiste ölçülmesi emredilen "Taaın"dan maksad, satılık olan zahire, erzak ve hububat mı, yoksa aile reisinin, aile ferdIeri için edindiği azık mıdır? Her iki mana da muhtemeldir.

 

Sindi, el-Mazhari'nin şöyle dediğini nakleder: Taamı (yani erzakı) ölçmekten maksad, kişinin sattığı veya aldığı erzakın mikdarını bilmesidir, bunun mechul kalmamasıdır. Keza kişinin aile ferdIeri için edindiği azığı ve nafakayı ölçmesi de matlubtur. Çünkü böyle yaparsa yıllık nafakanın ne kadar olduğunu öğrenir ve buna göre hazırlığını yapar. Gerek satılık erzak ve gerekse nafaka için edinilen azık ölçüldüğü takdirde bereketli olduğu bildirilmiştir. Bunun hikmeti ve izahı şudur: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in emrine riayet edenler, bu riayetleri sayesinde dünya hayatında büyük bir bereket, ahirette de büyük ecir kazanırlar.

 

El-Hafız da el-Fetih'de özetle şöyle der: "Ahmed, İbn-i Mace ve Tabarani de bu hadisi değişik senedIerle rivayet etmişlerdir. İbn-i Mace bunu Ebu Eyyub (r.a.)'den rivayet etmiştir. Diğerleri ise Mikdam (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. Darekutni, İbn-i Mace'nin Ebu Eyyub'i ilave etmesi rivayetini tercih etmiştir .

 

İbn-i Battal, kişinin aile ferdIerine harcadığı nafakayı ölçmesinin mendub olduğunu söylemiştir. Yani yılın tamamı veya bir bölümü için ne kadar azık gideceğini tahmin edip buna göre azığı ölçmek iyidir, Allah'ın bereketi ile o azık takdir ettiğiniz sürece yetecektir.

 

İbnü'l-Cevzi de: Anılan bereket, ölçerken çekilen Besmele sayesinde hasıl olur, kanısındayım, demiştir.

 

Bence, yapılacak ölçme işi deneme düşüncesi ile yapılırsa bereketsizleşir. Fakat Peygamber (s.a.v.)'in emrine uymak düşüncesi ile yapılırsa bereketlenir. Velhasıl, ölçme işinin kendisinde ne bereketsizlik, ne de bereketlenme vardır. Ölçme işine deneme düşüncesi eklenirse, eklenen düşünce yüzünden zahireden bereket kalkar, gider. Ölçme işine Peygamber (s.a.v.)'in emrine uyma düşüncesi eklenirse, bu düşünce sayesinde zahireye bereket gelir.

 

Taberi'nin dediğine göre kasdedilen mana şu olabilir: Aile ferdIerinizin azığını hazırladığınız zaman, Allah'tan bereket dileyerek ve dilediğinizin kabulolunmasına güvenerek ölçünüz. Bir kimse böyle ölçtükten sonra tekrar ölçünce, onun ikinci kez ölçmesi, bunun mikdarını anlamak için olmuş olur. Dolayısıyla, zahiresinin bereketlenmesinde şüphe ve tereddüt sahibi olmuş olur. Bu tereddüdünün cezası olarak, azığı erken biter.

 

Şu ihtimal de vardır: Aile reisi yıllık veya mevsimlik azığı ölçerse, nafakayı kullanan hizmetçisi hakkında bir kötü zan beslemeye yer bırakmamış olur ve zandan uzak kalması sebebi ile azığı bereketli olur. Çünkü azığı ölçmeden kullandıran aile reisi bunun hesabını yapmamış olur. Günün birinde azık tükenince masum olan hizmetçisi ve nafakayı kullanan kişi hakkında kötü bir zan besleyebilir. Halbuki, ölçerek teslim etmiş olsaydı böyle bir zanna yer bırakmamış olurdu."