DEVAM: 16- BORCU
GÜZELCE ÖDEME (FAZİLETİNİN BEYAN) I BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرٍ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. ثنا
وَكِيْعٌ. ثنا
إِسْمَاعِيلُ
بْنُ إِبْرَاهِيمَ
بْنِ عِبْدِ
اللهِ ابْنِ
أَبِي رَبِيعَةَ
الْمَخْزُمِيُّ،
عَنْ
أَبِيهِ،
عَنْ
جَدِّهِ؛ أَنَّ
الْنَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم اسْتَلَفَ
مِنْهُ،
حِينَ غَزَا
حُيَيْنَاً،
ثَلاَثِينَ
أَوْ
أَرْبَعِينَ
أَلْفَاً.
فَلَمَا
قَدِمَ
قَضَاهَا
إِيَّاهُ.
ثُمَّ قَالَ
لَهُ
الْنَّبِيُّ
صلى الله عليه
وسلم:
((بَارَكَ
اللهُ لَكَ
فِي أَهْلِكَ
وَمَالِكَ.
إِنَّمَا
جَزَاءُ
السَّلَفِ
الوَفَاءُ
وَالحَمْدُ)).
Abdullah bin Ebî Rebîa el-Mahzûmî (r.a.)'den rivayet
edildiğine göre: Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Huneyn savaşma
giderken kendisinden otuz veya kırk bin (dinar veya dirhem) ödünçalmış ve
savaştan dönünce bu borcu kendisine ödemiş sonra Peygamber (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) kendisine: «Allah senin için ailene ve malına bereket ihsan eylesin.
Şüphesiz borcun karşılığı (borçlunun) bunu tam olarak (alacaklıya) ödemesi ve
teşekkür etmesidir.»
Diğer tahric:
Ahmed ve Nesai
AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini (2423) Buhari. Müslim, Tirmizi ve Nesai de
rivayet etmişlerdir. Buradaki metin kısadır. Oralardaki metin ise uzuncadır.
Resul-i Ekrem (s.a.v.) bir adamdan ödünç deve almış. Sonra alacaklı şahsa
devesinden yaşça üstün ve daha değerli bir deve ödemiştir. Adam verilen devenin
kendisinin devesinden daha değerli olduğunu söyleyince Resul-i Ekrem (s.a.v.)
bu hadisi buyurmuştur. Bu konuya ait benzeri hadisler müellifimiz tarafından
Ticaret kitabının 62. babında 2285 ve 2286 numara ile geçti.
Hadisin
metninde görülen tereddüd raviye aittir. Bu duruma parantez içiifade ile işaret
edilmiştir. Yani Resul-i Ekrem (s.a.v.) ya şöyle veya böyle buyurdu denilmek
istenmiştir. Eğer hadisin metni; «Şüphesiz sizin en hayırlınız ... » şeklinde
ise bunun zahirine göre borcunu en güzel şekilde ödeyen müslümanlar en hayırlı
müslümanlardır. Halbuki sadece borcun en güzel şekilde ödenmesi bir müslümanın
en hayırlı kimse olmasını gerektirmez. En hayırlı insan olabilmek için başka
şartlar ve meziyetler aranır. Bu itibarla el-Fetih yazarı bu rivayeti şöyle
yorumlar: Yani "muamele açısından en hayırlınız, borcunu en güzel şekilde
ödeyenlerinizdir.
Hadisin baş
kısmı; «Şüphesiz sizin en hayırlılarınızdan ... » şeklinde ise mana açıktır.
Yani borcunu en güzel şekilde ödeyenler sizin en hayırlı olanlarınızdandır.
Bundan maksad şu olabilir. Borcuna sadakat gösterip güzel bir şekilde ödemek
iyi insanların şiarıdır. İyi olmayan insanlar pek öyle davranmazlar. Şöyle de
denilebilir: Borcu en güzel şekilde ödemek öyle bir meziyettir ki böyle
davranan müslümanlar diğer alanlarda da Allah'ın yardımı ile başarılı olurlar
ve bu sayede en hayırlı müslümanlar arasında yer alırlar.
HADİSİN
BURADAKİ METNİNDEN ÇIKARILAN HÜKÜMLER :
1. Kişinin
borcunu güzelce ödemesi onun iyiliğinin belirtisidir.
2. Borçlu kişi
alacaklısına cefa vermemelidir.
3. Ödünç alınan
malın cinsinden olmak kaydiyle daha üstün olanı ödemek caizdir. Ancak ödünç
verme akdinde, daha üstün olanının borçlu tarafından alacaklıya verilmesi şart
koşulmuş ise böyle bir akid yapmak ve böyle bir fazlalığı almak alimlerin
ittifakı ile haramdır, faize girer.
Abdullah
(r.a.)'ın hadisi (2424) Nesai ve Ahmed tarafından da rivayet edilmiştir.
Nesai'nin rivayetin hadisin metni; ...
''Peygamber (s.a.v.) benden kırk bin (dinar veya dirhem) ödünç aldı...''
şeklindedir. Bu rivayet, yapılan muamelenin borç muamelesi olduğunu açıkça
ifade eder. Verilen mebiliğın dinar veya dirhem olduğuna dair bir kayda
rastlamadım. O günkü nakit para dinar ve dirhemden ibaret olduğu için mananın
anlaşılması bakımından parantez içi ifade kullandım.
Hadiste geçen
şu kelimeleri açıklıyalım:
Selef: Borç
manasınadır. Burada bu mana kasdedilmiştir. Bir de Selem denilen bir satış türüne
verilen ikinci bir isimdir. Bu tür satış hakkındaki hadisler ve hükümler 2280 -
2286 numaralarda geçmiştir.
Vefa.:
Borçlunun alacaklıya hakkını tam olarak ve zamanında ödemesidir.
Hamd: Bu
kelimenin lügat ve ıstılahi manası geniş izah ister.
Burada
borçlunun alacaklıya teşekkür manası kasdedildiği için diğer manalar üzerinde
durmayı gereksiz görüyorum.
Huneyn: Mekke-i
Mükerreme ile Taif arasın. da ve Mekke'ye 3 mil mesafede bir derenin ismidir:
Huneyn savaşı hicretin 8. yılı Şevval ayının 5. günü vuku bulmuştur.
HADİSTEN
ÇIKARILAN HÜKÜMLER
1- Ödünç
istemek, almak ve vermek meşrudur.
2- Ödünç alınan
şeyin mislini, tam olarak ve zamanında ödemek müstahabtır.
3- Borç
ödenirken borçlunun alacaklıya teşekkür etmesi, dua etmesi ve bilhassa alacaklının
ailesi ile malının bereketi için niyazda bulunması müstahabtır.