SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SADAKA

<< 2424 >>

DEVAM: 16- BORCU GÜZELCE ÖDEME (FAZİLETİNİN BEYAN) I BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرٍ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثنا وَكِيْعٌ. ثنا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عِبْدِ اللهِ ابْنِ أَبِي رَبِيعَةَ الْمَخْزُمِيُّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ؛ أَنَّ الْنَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم اسْتَلَفَ مِنْهُ، حِينَ غَزَا حُيَيْنَاً، ثَلاَثِينَ أَوْ أَرْبَعِينَ أَلْفَاً. فَلَمَا قَدِمَ قَضَاهَا إِيَّاهُ. ثُمَّ قَالَ لَهُ الْنَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم: ((بَارَكَ اللهُ لَكَ فِي أَهْلِكَ وَمَالِكَ. إِنَّمَا جَزَاءُ السَّلَفِ الوَفَاءُ وَالحَمْدُ)).

 

Abdullah bin  Ebî Rebîa el-Mahzûmî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Huneyn savaşma giderken kendisinden otuz veya kırk bin (dinar veya dirhem) ödünçalmış ve savaştan dönünce bu borcu kendisine ödemiş sonra Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisine: «Allah senin için ailene ve malına bereket ihsan eylesin. Şüphesiz borcun karşılığı (borçlunun) bunu tam olarak (alacaklıya) ödemesi ve teşekkür etmesidir.»

 

Diğer tahric: Ahmed ve Nesai

 

AÇIKLAMA:     Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini (2423) Buhari. Müslim, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Buradaki metin kısadır. Oralardaki metin ise uzuncadır. Resul-i Ekrem (s.a.v.) bir adamdan ödünç deve almış. Sonra alacaklı şahsa devesinden yaşça üstün ve daha değerli bir deve ödemiştir. Adam verilen devenin kendisinin devesinden daha değerli olduğunu söyleyince Resul-i Ekrem (s.a.v.) bu hadisi buyurmuştur. Bu konuya ait benzeri hadisler müellifimiz tarafından Ticaret kitabının 62. babında 2285 ve 2286 numara ile geçti.

 

Hadisin metninde görülen tereddüd raviye aittir. Bu duruma parantez içiifade ile işaret edilmiştir. Yani Resul-i Ekrem (s.a.v.) ya şöyle veya böyle buyurdu denilmek istenmiştir. Eğer hadisin metni; «Şüphesiz sizin en hayırlınız ... » şeklinde ise bunun zahirine göre borcunu en güzel şekilde ödeyen müslümanlar en hayırlı müslümanlardır. Halbuki sadece borcun en güzel şekilde ödenmesi bir müslümanın en hayırlı kimse olmasını gerektirmez. En hayırlı insan olabilmek için başka şartlar ve meziyetler aranır. Bu itibarla el-Fetih yazarı bu rivayeti şöyle yorumlar: Yani "muamele açısından en hayırlınız, borcunu en güzel şekilde ödeyenlerinizdir.

 

Hadisin baş kısmı; «Şüphesiz sizin en hayırlılarınızdan ... » şeklinde ise mana açıktır. Yani borcunu en güzel şekilde ödeyenler sizin en hayırlı olanlarınızdandır. Bundan maksad şu olabilir. Borcuna sadakat gösterip güzel bir şekilde ödemek iyi insanların şiarıdır. İyi olmayan insanlar pek öyle davranmazlar. Şöyle de denilebilir: Borcu en güzel şekilde ödemek öyle bir meziyettir ki böyle davranan müslümanlar diğer alanlarda da Allah'ın yardımı ile başarılı olurlar ve bu sayede en hayırlı müslümanlar arasında yer alırlar.

 

 

HADİSİN BURADAKİ METNİNDEN ÇIKARILAN HÜKÜMLER :

 

1. Kişinin borcunu güzelce ödemesi onun iyiliğinin belirtisidir.

2. Borçlu kişi alacaklısına cefa vermemelidir.

3. Ödünç alınan malın cinsinden olmak kaydiyle daha üstün olanı ödemek caizdir. Ancak ödünç verme akdinde, daha üstün olanının borçlu tarafından alacaklıya verilmesi şart koşulmuş ise böyle bir akid yapmak ve böyle bir fazlalığı almak alimlerin ittifakı ile haramdır, faize girer.

 

Abdullah (r.a.)'ın hadisi (2424) Nesai ve Ahmed tarafından da rivayet edilmiştir. Nesai'nin rivayetin  hadisin metni; ... ''Peygamber (s.a.v.) benden kırk bin (dinar veya dirhem) ödünç aldı...'' şeklindedir. Bu rivayet, yapılan muamelenin borç muamelesi olduğunu açıkça ifade eder. Verilen mebiliğın dinar veya dirhem olduğuna dair bir kayda rastlamadım. O günkü nakit para dinar ve dirhemden ibaret olduğu için mananın anlaşılması bakımından parantez içi ifade kullandım.

 

Hadiste geçen şu kelimeleri açıklıyalım:

 

Selef: Borç manasınadır. Burada bu mana kasdedilmiştir. Bir de Selem denilen bir satış türüne verilen ikinci bir isimdir. Bu tür satış hakkındaki hadisler ve hükümler 2280 - 2286 numaralarda geçmiştir.

 

Vefa.: Borçlunun alacaklıya hakkını tam olarak ve zamanında ödemesidir.

Hamd: Bu kelimenin lügat ve ıstılahi manası geniş izah ister.

Burada borçlunun alacaklıya teşekkür manası kasdedildiği için diğer manalar üzerinde durmayı gereksiz görüyorum.

 

Huneyn: Mekke-i Mükerreme ile Taif arasın. da ve Mekke'ye 3 mil mesafede bir derenin ismidir: Huneyn savaşı hicretin 8. yılı Şevval ayının 5. günü vuku bulmuştur.

 

HADİSTEN ÇIKARILAN HÜKÜMLER

 

1- Ödünç istemek, almak ve vermek meşrudur.

2- Ödünç alınan şeyin mislini, tam olarak ve zamanında ödemek müstahabtır.

3- Borç ödenirken borçlunun alacaklıya teşekkür etmesi, dua etmesi ve bilhassa alacaklının ailesi ile malının bereketi için niyazda bulunması müstahabtır.