4- İŞÇİLERİN ÜCRETİNİN
(ZAMANINDA VE EKSİKSİZ) ÖDENMESİ BABI
حدّثنا
سُويْدُ بْنُ
سَعيدٍ. ثنا
يَحيَى بْنُ
سَلِيمٍ، عَن
إسْمَاعِيلَ
بْنِ
أُمَيَّةَ،
عَنْ سَعِيدِ
ابْنأَبِي
سَعِيدٍ
المَقْبُرِيِّ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛قَالَ
: قَالَ
رَسُولُ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم:
((ثَلاَثَةٌ
أَنا خَصْمُهُمْ
يَوْمَ
الْقِيَامَةَ.
وَمَنْ كُنْتُ
خَصْسَهُ
خَصَمْتُهُ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ:
رَجُلٌ
أَعْطَى بِي،
ثُمَّ عَدَرَ.
وَرَجُلُ
بَاعَ حُرّاً
فَأَكَلَ
ثَمَنُهُ. وَرَجُلٌ
إسْتَأْجَرَ
أَجِيراً،
فَاسْتَوفَى
مِنْهُ وَ
لَمْ يُوفِهِ
أَجْرَهُ)).
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Üç (sınıf insan) vardır ki, kıyamet günü ben bunların
hasmıyım. Ve ben kimin hasmı oldu isem kıyamet günü onu mağlub ederim:
(Birincisi) o kimse ki, bana (benim adımı anarak) söz verir de sonra ahdini
bozar.
(İkincisi) o
kimsedir ki hür bir kimseyi (köle diye) satar da pahasını yer.
(Üçüncüsü)
o adamdır ki, bir İşçi tutup çalıştırır da ücretini tam vermez.»
Diğer tahric:
Bu hadisi Buhari, İbn-i Huzeyme ve İbn-i Hibban da rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Buhari'nin rivayetinde; ... fıkrası yoktur. Oradaki rivayet hadis-i kudsi
şeklindedir. Yani Allah Teala'nın sözü olarak Resul-i Ekrem (s.a.v.) tarafından
ifade ve beyan edilmiştir. Çünkü hadisin baş kısmı şöyledir: Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
''Allah Azze ve Celle buyurdu ki: Üç (sınıf insan) vardır ...'' Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in
hasım olmasının anlamı, O'nun davacı olmasıdır. Şu halde hadiste anılan üç
sınıf insana kıyamet günü Resul-i Ekrem (s.a.v.) davacı olur. Hadiste
belirtildiği gibi O'nun davacı olduğu kimseler yenilir, yani mutlaka müstahak
olduğu elim azaba çarptırılır.
Allah Teala'nın
hasım olmasının manası ile zıd olması ve cezalandırılmasıdır. İbnü't-Tin: Allah
Teala bütün zalimlerin hasmıdır. Bu üç sınıf zalimlere karşı Allah'ın
husumetinin şiddetli olduğunun bilinmesi için hadiste bunlar anılmıştır, der. Şu
halde anılan üç sınıf insanın göreceği azab çok şiddetlidir.
Buhari'nin
rivayetinde olduğu gibi hadis, kudsi olunca; ..... cümlesinin manası şöyle
olur: ''Benim adıma yemin edip söz verir de sonra ahdini bozar''
Müellifimizin
rivayetinde olduğu gibi hadis, kudsi olmayınca ifade Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e
ait olur ve bu takdirde anılan cümlenin manası şöyle olur: ''Benim adımı anarak
söz verir de sonra ahdini bozar .''
Kıyamet günü
Allah'ın ve Resulünün husumetine ve elim azaba müstahak olan üç sınıf insandan
birisi Allah'a yemin ederek söz veren veya Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in adını
anarak söz veren ve sonra ahdini bozan, sözünden cayan kimsedir.
İkincisi, hür
bir kimseyi bile bile köle diye satarak karşılığında aldığı malı yiyen
kimsedir. Satılan bir şeyin karşılığında alınan mal genellikle kuIlanılıp
yenildiği için burada yenilme kaydı konulmuştur. Alınan bedel yenilmese de
hüküm aynidir.
Hattabi: Hür
bir kimseyi köleleştirmek iki şekilde olur: Birincisi, kişi kölesini azadiar. Sonra
azadIamayı gizler veya inkar eder. İkincisi, köleyi azadladığına ragmen zor
kullanmak suretiyle onu köle gibi çalıştınr. Birinci şekil daha şiddetlidir,
der. Üçüncü bir şekil daha vardır:
Adam hür bir
kimseyi cebir kuIlanmak suretiyle yakalar ve köle olduğunu söyleyerek satar.
El-Mühelleb:
Hür bir insanı köle diye satma günahının ağırlığının sebebi şudur: Müslümanlar
hürriyet bakımından eşittir. Bu itibarla hür bir kimseyi satan adam onu
AIIah'ın mübah kıldığı tasarrufIardır," alakoymuş olur ve esaret zilletine
sokmuş olur. Halbuki yaratıcı olan Allah Teala hür kimseyi bütün
tasarruflarında serbest kılmış ve özgürlük nimetini bahşetmiştir, der.
İbnü'l-Cevzi
de: Hür kişi Allah'ın kuludur. Kim Allah'ın kuluna tasallut ederse, kulun
sahibi olan Allah o kimsenin hasmı olur. der.
Üçüncüsü, bir
işçiyi çaIıştırıp ücretini vermeyen veya eksik veren kimsedir. Eksik ücret
derken taraflar arasında mutabık kalınan ücret kasdediliyor. Yoksa iş veren
taraf, bir işçiyi belirli bir ücretle tuttuktan sonra işçinin baskı ve tehdid
yapmak süretiyle iş verenden almak istediği ücret kasdedilmemiştir. Çünkü iş
verenin rızası dışında ve baskı ile kendisinden alınan pazarlık dışı kazançlar
dinen meşru ve mübah sayılmaz. Yapılan andlaşmaya göre işçinin hak ettiği ücreti
vermeyen kimse ise bir hür kimseyi köleleştirip satan kimse gibi ağır vebal
altına girer. El-Hafız'ın dedigi gibi çünkü bu takdirde, adam işçiden ücretsiz
olarak yararlanmıştır Artık yararlanılan şey yenilmiş olur. Keza onu Ücretsiz
çalıştırmak istamiş olur ki bu da bir nevi köleleştirmek sayılır.