DEVAM: 11- (MAHSÜLÜN)
ÜÇTE BİRİ VE DÖRTTE BİRİ KARŞILIĞINDA MÜZAREA (ARAZİYİ KİRAYA VERME) RUHSATI
BABI
حدّثنا أبُو
بَكْرِ بْنُ
خَلاَّدٍ
البَاهِلِيُّ
وَمُحَم!َدُ
بْنُ
إِسْمَاعِيلَ
، قَالا: ثنا وَكِيعٌ
عَنْ
سُفْيَانَ
عَنْ عَمْرو
بْنِ دِينَارٍ،
عَنْ
طَاوُسٍ؛
قَالَ : قَالَ
ابْنُ عَبَّاسٍ:
إٍنَّمَا
قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم ((
لأنْ
يَمْنَحَ
أَحَدُكُمْ أَخَاهُ
الأَرْضَ،
خَيْرٌ لَهُ
مِنْ أَنْ يَأْخُذَ
خَراجَاً
مَعْلُومَاً)).
İbn-i Abbas (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şüphesiz ancak şöyle buyurdu: «Şüphesiz birinizin, arazisini ziraat
için (din) kardeşine (ücretsiz) vermesi, belirli bir ücret karşılığı
vermesinden kendisi için hayırlıdır.»
AÇIKLAMA: Tavus'un ilk hadisini Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai de rivayet
etmişlerdir. Onun ikinci hadisi Zevaid türündendir. Üçüncü hadisi ise Buhari ve
Müslim tarafından da rivayet edilmiştir. Birinci hadise göre Muhabere işlemi
Resul-i Ekrem (s.a.v.) tarafından yasaklanmamış, yalnız araziyi ekilmek üzere
karşılıksız olarak bir müslümana muvakkaten vermenin ücretle vermekten arazi
sahibi için daha iyi olduğu bildirilmiştir. Amr bin Dinar, Tavus'a: Keşke şu
Muhabere işini bıraksaydın. Çünkü Resul-i Ekren. (s.a.v.)'in bunu yasakladığını
söylüyorlar, demiş. El-Hafız, el-Fetih'te: Amr'ın bu sözü ile Rafi bin Hadic
(r.a.)'ın hadisine işaret ettiğini sanıyorum. Müslim ve Nesai'nin Hammad bin
Zeyd yoluyla Amr bin Dinar'dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
"Tavus. arazisini altın ve gümüş karşılığında kiraya vermekten hoşlanmazdı
ve mahsülün üçte biri ve dörtte biri karşılığında kiraya vermekte bir beis
görmezdi. Bir defa Mücahid, ona: Sen Rafi bin Hadic (r.a.)'ın oğlunun yanına
git de onun kendi babasından rivayet ettiği hadisi dinle, dedi. Tavus,
(Mücahid'e): Ben, Resulullah (s.a.v.)'in yasakladığını bilsem bunu yapmam.
Lakin bu işi Rafi'in oğlundan daha iyi bilen İbn-i Abbas (r.a.) bana şu hadisi
rivayet etti, diyerek (buradaki) hadisini anlattı."
Tavus'un
rivayet ettiği ikinci hadise göre bir araziyi, mahsulünün üçte biri veya dörtte
biri karşılığında kiraya vermede bir sakınca yoktur. Muaz bin Cebel (r.a.)'ın
uygulaması, gerek Resul-i Ekrem (s.a.v.) devrinde ve gerekse dört halife döneminde
böyle devam etmiştir. O günden bu güne kadar yani Tavus'un zamanına kadar olan
tatbikat da böyle devam edegelmiştir.
Üçüncü hadis de
birinci hadisin benzeridir. Bu hadiste geçen "Harac" kelimesi ücret
manasınadır.
Bu babta geçen
hadisler, araziyi belirli bir ücret karşılığında tarım için kiraya vermekte bir
sakınca bulunmadığına delalet ederler. Ücret, arazi mahsülünün üçte biri gibi
belirli bir miktarı olabilir.
El-Fetih
yazarı: İbn-i Abbas (r.a.), bu hadisiyle, Müzaraa'dan nehiy eden hadisin
varlığını inkar etmiyor. Onun maksadı şudur: Nehye ait nehiy eden hadisi
açıklamış oluyor, şunu demek istiyor: Müzaraa'nın nehyinden maksad bunun
yapılmasının yasaklığı değil, araziyi ziraat için ücretsiz olarak vermenin daha
iyi olduğunu bildirmektir. Bir kavle göre İbn-i Abbas (r.a.) şunu demek
istemiştir: Müzaraa işinin aslı yasak değildir. Sıhhatli bir akid yapılırsa bir
sakıncası yoktur. Bu yasaklanmamıştır. Fakat Müzaraa akdi yapılırken fasid bir
takım şartlar koşulursa (Mesela: Arazinin sulak tarafının mahsülünün arazi
sahibine ait olması şartı gibi) o takdirde yasaktır. Yasaklamaya ait hadisler
böyle fasid şartlara sahne olan Müzaraa akidlerine mahsustur. Lakin
Tirmizi'deki rivayette: "Resul-i Ekrem (s.a.v.) Müzaraa'yı haram
kılmadı" ifadesi bulunuyor. Bu ifade benim yorumumu takviye ediyor, der.
İlim ehlinin
görüşlerini bundan sonraki babta beyan edeceğimi tekrar hatırlatmakta fayda
görüyorum.
Not: Geniş bilgi, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12.
bablardaki hadislerin toplu açıklaması ve Alim görüşleri 2465 nolu Hadis’in
AÇIKLAMA’sında...