SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-HUDUD

<< 2586 >>

DEVAM: 22- HIRSIZIN HADDİ (CEzASI) BABI

 

حدّثنا مُحَمَّد بْنُ بَشَّارٍ. ثنا أَبُو هِشَامٍ المَخْزومِيُّ. ثنا وُهَيْبٌ. ثنا أَبُو وَاقِدٍ عَنْ عَامِرِ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ النَّبِّي صلى الله عليه وسلم قَالَ:

 ((تُقْطَعُ يَدُ السَّارِقِ فِي ثَمَنِ المِجَنِّ)).

 

في الزوائد: في إسناده أبو واقد، وهو ضعيف. ضعفه غير واحد وأصل الحديث في الصحيحين وغيرهما من حديث عَائِشَةَ وأبي هُرَيْرَةَ وابن عمر رضي الله عنهم.

 

Âmir bin Sa'd'ın babası (Sa'd bin Ebî Vakkas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) $öyle buyurmuştur: «(Üç dirhemlik) kalkan değerinde hırsızın eli kesilir.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebu Vakıd bulunur. Bu ravi zayıftır. Bunun zayıflığını belirten, bir kişi değildir. Bu hadisin aslı Buhari, Müs!im ve diğer hadis kitaplarında Aişe, Ebu Hureyre ve İbn-i Ömer (r.a.) hadisi olarak. rivayet edilmiştir.

 

AÇIKLAMA:     Ebu Hüreyre (r.a.)'ın hadisi Buhari, M ü s i i ın ve Nesai tarafından, İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisi ve Aişe (r.anha) 'nın hadisi Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet olunmuştur. Sa'd bin Ebi Vakkas (r.a.)'ın hadisi ise Zevaid türündendir.

 

Birinci hadisin zahirine göre bir yumurta veya bir ipin çalınması hırsızın elinin kestirilmesini gerektirir.

 

İkinci hadis ise üç dirhem değerindeki bir kalkanı çalan hırsızın elinin Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in emriyle kestirildiğini ifade eder.

 

Üçüncü hadis ise hırsızın eli ancak bir dinarın dörtte biri veya bu değerdeki bir malı, ya da daha fazla kıymetteki bir malı çalması halinde kestirileceğini ve daha az bir malı çalması halinde elinin kestirilemiyeceğini ifade eder. İkinci hadis ile üçüncü hadis ayni manayı ifade eder. Çünkü bu hadislerin şerhlerinde belirtildiği gibi Resul-i Ekrem (s.a.v.) devrinde bir dinar on iki dirheme tekabül ediyordu. Dinar altın para birimidir. Dirhem ise gümüş para birimidir. Dinar ve dirhem belirli ağırlıktaki altın ve gümüş parçaları hakkında da kullanılır. Bu hususta geniş bilgi için Zekat kitabına müracaat edilebilir. Orada geniş bilgi verilmiştir.

 

Dördüncü hadiste kalkanın değeri belirtilmemiş ise de diğer hadislerde bunun değeri üç dirhem olarak belirtilmiştir.

 

 

ÇALINAN MAL NE DEĞERDE OLURSA HIRSIZIN ELİ KESİLİR

 

Alimlerin bu husustaki görüşlerini beyan etmeden önce şu durumu belirtmekte fayda vardır: Yukarda yazılı ayet, hırsızın elinin kestirilmesini emreder. Bu itibarla bu ceza Kur'an-ı Kerim'in nassıyla sabittir. Ancak anılan ayette çalınacak malın değeri belirtilmemiştir. Bu itibarla El-Hasan, Zahiriyye mezhebi mensupları ve Hariciler; Anılan ayette çalınan malın değeri belirtilmediği için malın azlığı ve çokluğu söz konusu değildir. Malın değeri çok az bile olsa hırsızın eli kesilir, deniişlerdir.

 

Cumhur ise bu babta rivayet olunan hadisleri ve benzeri hadisleri delil göstererek hırsızın elinin kestirilebilmesi için çalınan malın hadislerde belirtilen değerden az olmamasını şart koşmuştur. Cumhur: Ayet-i Kerime, mutlaktır. Çalınan malın değerini belirtmemiştir. Hadisler ise bu ayeti açıklayıcıdır ve çalınan malın en az değerini beyan eder, demiştir. Hak olan, eumhurun sözüdür.

 

Cumhur da hırsızın elinin kestirilmesini gerektiren malın asgari değerinin tesbiti hususunda ihtilM etmiştir. Şöyle ki; Nevevi alimlerin görüşlerini özetle şöyle beyan eder:

 

1. Ebu Hanife ve arkadaşlarına göre çalıntı malın asgari değeri on dirhem gümüş olmadıkça hırsızın eli kestirilemez.

 

2. Aişe, Omer bin Abdilaziz, Evzai, el-Leys, Ebu Sevr, İshak, Şafii ve bir çok alim, hatta alimlerin ekserisi: Hırsızın elinin kestirilmesi için çaldığı malın değerinin en az altın olan dinarın dörtte biri kadar olması şarttır. Artık dinarın dörtte birinin değeri ister üç dirhem gümüşe denk gelsin ister bundan fazla veya noksan olsun netice değişmez. Çalınan malın değeri altın dinarın dörtte birinden az ise hırsızın eli kestirilemez, demişlerdir.

 

3. Malik, Ahmed ve bir rivayetinde İshak: Altın dinarın dörtte biri veya üç dirhem gümüş veya bunlardan birisinin değeri kadar mal çalmak, hırsızın elinin kestirilmesini gerektirir. Anılan meblağlardan az bir malı çalmak ise hırsızın elinin kestirilmesini gerektirmez, demişlerdir.

 

4. Süleyman bin Yesar, İbn-i Şebreme, İbn-i Ebi Leyla ve el-Hasan'a göre el kestirmeyi gerektiren meblağ beş dirhem gümüştür. Bundan az değerli malın çalınması hırsızın elinin kestirilmesini gerektirmez. Ömer bin el- Hat tab (r.a.) 'den de bu görüş nakledilmiştir.

 

Nevevi bu arada başka görüşleri de naklettikten sonra ikinci görüşü destekler ve Resul-i Ekrem CAleyhi's-salatü ve 's-selam)'in 10 dirhem çalan hırsızın elini kestirdiğine, keza beş dirhemi çalanın elini kestirdiğine dair rivayetlerin zayıflığını beyan eder ve: Bu rivayetler zayıf olmasa bile sahih ve apaçık olan diğer hadislere muhaliftir. Ayni zamanda bu olaylarda çalınan malın on dirhem veya beş dirhem değerinde olması, bu meblağın şart olduğunu ifade etmez, demiştir." (Nevevi' nin sözü bitti.)

 

el-Hafız, el-Fetih'te konu hakkında 20 kadar görüşün bulunduğunu beyanla hepsinin dayanaklarım açıklar.

 

Hülasa en kuvvetli görüş iki tanedir: Birisi Irak alimlerinin birinci maddede geçen görüşüdür. Diğeri de Hicaz alimlerinin ikinci maddede geçen görüşüdür. Hadisçiler ikinci görüşü daha kuvvetli buluyarlar. Geniş bilgi için hadis şerhlerine müracaat edilebilir.

 

BU BABIN İLK HADİSİNİN MANASIYLA İLGİLİ BİR KAÇ SÖZ

 

Yukarda tercemesi verilen ilk hadisten kasdedilen mana hakkında değişik görüşler vardır: Nevevi bu görüşleri beyan ederken özetle şöyle der: Bir cemaata göre bu hadiste geçen "Beyda" kelimesi ile yumurta değil, miğfer manası ve "Habl" kelimesiyle ip değil, vapur halatı manası kasdedilmiştir. Amlan kelimelerle bu manalar kasdedilince miğfer ve vapur halatının değerinin üç dirhem gümüşten veya bir dinar altının dörtte birinden fazla olduğu açıktır ve bunu çalan hırsızın elinin kestirilmesi sebebi anlaşılmış olur. Eğer bu kelimelerle yumurta ve ip manaları kasdedilmiş olsaydı değeri üç dirhem gümüş ve dinarın dörtte birinden çok düşük olan bu malların çalınması halinde hırsızın elinin kesilmesi hükmü, diğer hadislerin hükmüne ters düşerdi.

 

Nevevi bu görüşü beyan ettikten sonra şöyle der: Muhakkik alimler bu cemaatın tevilini reddederek zayıf bir yorum olduğunu beyan etmişlerdir. Muhakkikler: Miğferin ve vapur halatının apaçık kıymetleri vardır. Hırsız lanetlenirken ve basit bir şeyi çalması yüzünden elinin kestirilmesine sebebiyet verdiği ifade edilirken, bu yüzden kınanırken miğfer ve vapur halatını anmanın anlamı ne olur? Değerli bir mal için elini tehlikeye atan yerilmez, bilalÜs değersiz bir mal için elini tehlikeye atan kimse yerilir. Elini tehlikeye düşüren hırsız lanetlenip yerilirken basit ve cüzi bir mal uğruna bu harekette bulunduğunu ifade etmek daha uygundur. Bu itibarla doğrusu şudur: Hadisten kasdedilen mana, bir yumurta ve bir ip gibi değeri düşük olan dinarın dörtte biri için kişi çok kıymetli olan elini tehlikeye atar mı?

 

Hadisten kasdedilen mana şu olabilir: Hırsızlığa başlayan kişi yumurta çaldığında eli kesilmeyince cesaretlenir ve daha kıymetli malları çalmaya başlar. Sonra da değerli mal çaldığı için eli kesilir. Şu halde yumurta hırsızlığı onun hırsızlığı ilerletmesine ve elinin kestirilmesine sebebiyet vermiş olur.

 

Bazıları da şöyle demişlerdir: Bu hadis, hırsızın elinin kestirilmesine ait Maide süresinin 38. ayeti indiğinde buyurulmuştur. Çünkü inen ayette elin kestirilmesini gerektiren malın değeri beyan edilmemişti. Resul-i Ekrem (s.a.v.) ayetin zahirine göre bu hadisi buyurmuş, sonra çalınan malın değeri tayin ve tesbit edilmiştir.

 

Bu hadis belirli bir kimseyi dile getirmeden günah işleyenleri lanetlemenin caizliğine delalet eder. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de: eBiImiş olun ki Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir.'' buyurulmuştur. Fakat belirli bir günahkara mesela "falan hırsıza lanet olsun" şeklinde lanet etmek caiz değildir.

 

Kişi ilk kez hırsızlık ettiği zaman sağ eli bilekten kesilir. Tekrar hırsızlık edince bu kere sol ayağı bilekten kesilir. Tekrar hırsızlık ederse Malik, Şafii, Ahmed, Zühd, Ebu Sevr, Medine-i Münevvere alimleri ve başka alimler: Kişinin sol eli bilekten kesilir. Tekrar hırsızlık suçunu işlerse sağ ayağı bilekten kesilir ve bundan sonra her hırsızlık suçunu işleyişinde tazir cezasına çarptırılır, demişlerdir. Ebu Hanife'ye göre üçüncü kez hırsızlık edince zindana atılmak gibi tazir cezası verilir.

 

Hırsızlık cezasının hükümleri hakkında daha geniş bilgi için fıkıh kitabIarına müracaat edilmelidir. Biz bu kadarlık bilgi ile yetinelim.