23- HIRSIZIN ELİNİ
(KESTİKTEN SONRA) BOYNUNA TAKMAK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنِ أَبِي
شَيْبَةَ، وَأَبُو
بِشْرٍ
بَكْرُ بْنُ
خَلَفٍ،
ومحمد بْنُ
بَشَّارٍ،
وَأَبُو
سَلَمَةَ
الجُوبَارِيُّ
يَحْيَى بْنُ
خَلَفٍ؛
قَالُوا: ثنا
عثمَرُ بْنُ
عَلِيِّ بْنِ
عَطَاءِ بْنِ
مُقَدَّمٍع
حَجَّاجٍ،
عَنْ
مَكْحُولٍ،
عَنْ ابْنِ
مُحَيْرِيْزٍ؛
قَالَ:
سَأَلْتُ
فَضَالةَ
بْنِ
عُبَيْدَ عَنْ
تَعْلِيقِ
اليَدِ فِي
العُنُقِ؟
فَقَالَ:
السُّنَّةُ،
قَطَعَ
رَسُول اللهِ
صلى الله عليه
وسلم يدَ
رَجُلٍ ثُمَّ
عَلَّقَهَا
فِي عُنُقِهِ. قال
ابن العربي في
شرح الترمذيّ:
ولو ثبت هذا الحكم
لكان حسنا
صحيحا. لكنه
لَمْ يثبت.
ويرويه
الحجاج بْنُ
أرطاة. قال
السندي:ولحديث
قد حسنه
الترمذيّ
وسكت عليه أبو
داود، وإن
تكلم فيه
النسائيّ.
(Abdurrahman)
bin Muhayrîz'den Şöyle demiştir: Hırsızın elini (kestirdikten sonra) boynuna
takmanın hükmünü Fadâla bin Ubeyd
(el-Ensârî) (r.a.)'a sordum. Fadâla: Sünnettir, Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) (hırsızlık eden) bir adamın elini kestirdi sonra adamın
boynuna taktırdı, diye cevap verdi.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Tirmizi bu
hadisin hasen - garib olduğunu söylemiş, Ebu Davud ise bir şey söylememiştir.
Nesai ise bunu rivayet ettikten sonra ravi Haccac'ın zayıflığını belirtmiştir.
el-Hafız da Haccac ve ravisinin tedlisçi olduklarını belirtmiştir.
Hırsızın
kesilen elini boynuna taktırmak ve teşhir etmek bir ibret olması içindir.
Hanefi alimlerden İbnü'l-Hümam bu konuda şöyle demiştir: "Hırsızın elini
kestirildikten sonra boynuna takmanın sünnet olduğuna Şafii ve Ahmed'in
hükmettikleri naklolunmuştur. Bunların delili ise Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in
bunu emretmesidir. Bizce ise bunu yapıp yapmamak devlet yetkilisinin takdirine
aittir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in, elini kestirdiği her hırsız hakkında bu
hükmü uyguladığı sabit değildir ki, sünnet olsun."
En-NeyI yazarı
da: Bu hadis, hırsızın elini kestirdikten sonra onun boynuna takmanın
meşrüluğuna delalet eder. Hırsızlığı önlemek için bundan daha iyi ibret verici
bir şey yapılamaz. Bir taraftan hırsız, boynuna takılı kesik eline bakıp
kendisini bu hale sokan suçu ve uğradığı ağır cezayı düşünüp durur (Bir daha
böyle bir şeye yanaşamaz) Diğer taraftan hırsızı bu vaziyette gören herkes
hırsızlıktan nefretle kaçınır ve hırsızlık etmeye niyetli olan kimseleri de
vazgeçirebilir, demiştir.