SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-HUDUD

<< 2598 >>

30- (SUÇ İŞLEMEYE) ZORLANAN (KİMSE HAKKINDA GELEN HADİS) BABI

 

حدّثنا عَلِيُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّيَُ، وَأَيُّوبُ بْنُ مُحَمَّد الزَزَّانُ، وَعبد اللهِ بْنُ سَعِيدٍ، قَالُوا: ثنا مَعْمَرُ بْنُ سُلِيْمَانَ. أَنْبَأَنَا الحَجَّاجُ بْنُ أَرْطَاةَ عَنْ عَبْد الجَبَّارِ بْنُ وِائل، عَنْ أَبِيهِ؛ قَالَ:اسْتُكْرِهِتِ امْرَأَةٌ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم. فَدَرَأَ عَنْهَا الحدَّ، وَأَقَامَهُ عَلَى الَّذِي أَصَابَهَا. وَلَمْ يَذْكُرْ أَنَّهُ جَعَلَ لَهَا مَهْراً.

 

Vâil (bin Hucr el-Hadramî) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken bir kadın (zinaya) zorlandı. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) had cezasını kadından defetti ve kadın'la zina eden adama had cezasını verdi.

 

Râvî, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kadına bir mehir (hakkını) kıldığını anlatmadı.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisi Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Tirmizi bu hadisi iki senedIe rivayet etmiştir. Bunlardan birisinde, burada olduğu gibi Vail (r.a.)'ın ravisi, oğlu Abdüicebbar'dır. Diğerinde ise VaiI'in ravisi diğer oğlu Alk ama' dır. Tirmizi, Alkame'nin yaşça Abdülcebbar'dan büyük olduğunu, babasından hadis işittiğini, fakat Abdülcebbar'ın, babasından hadis işitmediğini, bu itibarla ilk senedin muttasıl olmadığım ve Alkama'nın hadisinin hasen - garib - sahih olduğunu beyan etmiştir.

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ

 

1. Bir erkek zorla bir kadının ırzına geçerse kadına had cezası gerekmez. Çünkü iradesi dışında olmuştur. Bu hükümde iema vardır.

 

2. Bir kadının ırzına geçen zani had edilir. Bu hadiste sözü edilen erkek muhsan olduğu, yani bekar olmadığı için recmedilmek suretiyle öldürülmüştür. Bu durum burdaki rivayette belirtilmemiş ise de Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde açıklanmıştır. Zani bekar ise yüz değnek dövülür ve bazı alimlere göre bir yıl süreyle başka memlekette ikamete mecbur edilir. Bu hususta ayrıntılı bilgi zina bahsinde geçti.

 

3. Zorla kendisiyle zina edilen kadın için zani adamdan mehir ismi verilen bir meblağ malın tahsil edilip edilmeyeceği meselesine gelince, ravi Peygamber (s.a.v.)'in kadıdına mehir verilmesine hükmettiğini anlatmamıştır. Yani ravi bu hususta bir şey nakletmemiştir.

 

Tuhfe yazarı bu fıkrayla ilgili olarak şöyle der: el-Mazhar ve İbnü'l-Melik: Ravinin bunu anlatmaması, kadın için mehir verilmesinin vacip olmadığına delalet etmez. Çünkü, kadına mehir verilmesinin vacipliğine Peygamber (s.a.v.)'in hükmettiği başka hadislerle sabittir,

demişlerdir.

 

Hanefi alimlere göre had cezası ile mehir ödeme işi birleşmez. Yani had cezası verilen meselelerde mehir ödenmez. Mehir ödenen yerde had cezası verilmez. İbnü'l-Hümam, Fethü'lKadir şerhinde böyle der. Şu halde hadiste anlatılan olayda mütecavize had cezası verildiği için ayrıca kadına mehir ödemesi hükmü verilmez.

 

Şafii alimlere göre ise zani adam, ırzına geçtiği kadına mehr-i misli ödemekle de mükelleftir. Hem bu meblağı kadına ödeyecek hem de had cezasını çekecektir.

Vail bin Hucr (r.a.)'ın hal tercemesi 659 nolu hadis bölümünde geçti.