30- (SUÇ İŞLEMEYE)
ZORLANAN (KİMSE HAKKINDA GELEN HADİS) BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مَيْمُونٍ
الرَّقِّيَُ،
وَأَيُّوبُ
بْنُ
مُحَمَّد
الزَزَّانُ،
وَعبد اللهِ
بْنُ
سَعِيدٍ،
قَالُوا: ثنا
مَعْمَرُ
بْنُ
سُلِيْمَانَ.
أَنْبَأَنَا
الحَجَّاجُ
بْنُ
أَرْطَاةَ
عَنْ عَبْد
الجَبَّارِ
بْنُ وِائل،
عَنْ
أَبِيهِ؛
قَالَ:اسْتُكْرِهِتِ
امْرَأَةٌ
عَلَى عَهْدِ
رَسُولِ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم.
فَدَرَأَ
عَنْهَا
الحدَّ، وَأَقَامَهُ
عَلَى
الَّذِي
أَصَابَهَا.
وَلَمْ
يَذْكُرْ أَنَّهُ
جَعَلَ لَهَا
مَهْراً.
Vâil (bin Hucr
el-Hadramî) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) hayatta iken bir kadın (zinaya) zorlandı. Resûl-i Ekrem (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) had cezasını kadından defetti ve kadın'la zina eden adama had
cezasını verdi.
Râvî, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kadına bir mehir (hakkını) kıldığını
anlatmadı.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Tirmizi bu
hadisi iki senedIe rivayet etmiştir. Bunlardan birisinde, burada olduğu gibi
Vail (r.a.)'ın ravisi, oğlu Abdüicebbar'dır. Diğerinde ise VaiI'in ravisi diğer
oğlu Alk ama' dır. Tirmizi, Alkame'nin yaşça Abdülcebbar'dan büyük olduğunu,
babasından hadis işittiğini, fakat Abdülcebbar'ın, babasından hadis
işitmediğini, bu itibarla ilk senedin muttasıl olmadığım ve Alkama'nın
hadisinin hasen - garib - sahih olduğunu beyan etmiştir.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ
1. Bir erkek
zorla bir kadının ırzına geçerse kadına had cezası gerekmez. Çünkü iradesi
dışında olmuştur. Bu hükümde iema vardır.
2. Bir kadının
ırzına geçen zani had edilir. Bu hadiste sözü edilen erkek muhsan olduğu, yani
bekar olmadığı için recmedilmek suretiyle öldürülmüştür. Bu durum burdaki
rivayette belirtilmemiş ise de Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayetlerinde
açıklanmıştır. Zani bekar ise yüz değnek dövülür ve bazı alimlere göre bir yıl
süreyle başka memlekette ikamete mecbur edilir. Bu hususta ayrıntılı bilgi zina
bahsinde geçti.
3. Zorla
kendisiyle zina edilen kadın için zani adamdan mehir ismi verilen bir meblağ
malın tahsil edilip edilmeyeceği meselesine gelince, ravi Peygamber (s.a.v.)'in
kadıdına mehir verilmesine hükmettiğini anlatmamıştır. Yani ravi bu hususta bir
şey nakletmemiştir.
Tuhfe yazarı bu
fıkrayla ilgili olarak şöyle der: el-Mazhar ve İbnü'l-Melik: Ravinin bunu
anlatmaması, kadın için mehir verilmesinin vacip olmadığına delalet etmez.
Çünkü, kadına mehir verilmesinin vacipliğine Peygamber (s.a.v.)'in hükmettiği
başka hadislerle sabittir,
demişlerdir.
Hanefi alimlere
göre had cezası ile mehir ödeme işi birleşmez. Yani had cezası verilen
meselelerde mehir ödenmez. Mehir ödenen yerde had cezası verilmez.
İbnü'l-Hümam, Fethü'lKadir şerhinde böyle der. Şu halde hadiste anlatılan
olayda mütecavize had cezası verildiği için ayrıca kadına mehir ödemesi hükmü
verilmez.
Şafii alimlere
göre ise zani adam, ırzına geçtiği kadına mehr-i misli ödemekle de mükelleftir.
Hem bu meblağı kadına ödeyecek hem de had cezasını çekecektir.
Vail bin Hucr
(r.a.)'ın hal tercemesi 659 nolu hadis bölümünde geçti.