SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-HUDUD

<< 2597 >>

29- HIRSIZA TELKİNDE BULUNMAK BABI

 

حدّثنا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. ثنا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى. ثنا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ إِسْحَاقَ ابْنِ أَبِي طَلْحَةَ: سَمِعْتُ أَبَا المُنْذِرِ، مَوْلَى أَبِي ذَرٍّ، يَذْكُرُ أَنَّ أَبَا أُمَيَّةَ حَدَّثَهُ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم أُتِيَ بِلصٍّ. فَاعْتَرَفَ اعتِرَافاً. وَلَمْ يُوجَدْ مَعَهُ المَتَاعُ، فَقَالَ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم:  ((مَا إِخَالُكَ سَرَقْتَ)) قَالَ: بَلَى. ثُمَّ قَالَ: ((مَا أِخاَلُكَ سَرَقْتَ)) قَالَ: بَلَى. فَأَمرَ بِهِ فَقُطِعَ. فَقَالَ النَّبِّي صلى الله عليه وسلم: ((قُلْ: أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ)). قَالَ:أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبَ إِلِيْهِ. قَالَ: ((اللّهُمَّ تُبْ عَلَيْهِ)) مَرَّتَيْنِ.

 

Ebu Ümeyye (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Hırsız Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna getirildi. Hırsız suçunu sıhhatli bir şekilde itiraf etti. Fakat çalman eşya onun beraberinde, yanında bulunmamıştı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (kendisine hitaben): «Senin çaldığını zannetmiyorum», buyurdu. Hırsız: —  Bilâkis (ben çaldım), dedi. Sonra Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (tekrar): «Senin çaldığını sanmıyorum.» buyurdu. Hırsız. Bilâkis (ben çaldım), dedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in emriyle onun eli kesildi. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Seîlem) (hırsıza): De ki;  — «Ben Allah'tan mağfiret dilerim ve Ona dönüş yaparım» buyurdu. Hırsız: أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبَ إِلِيْهِ. [estağfirullahe ve etube ileyhi]dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de iki kez: «Allahım onun tevbesini kabul eyle» diye duâ etti.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisi Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmiştir.

 

Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in hırsıza hitab€'n: "Senin çaldığını sanmıyorum" buyruğuyla hırsızın suçunu itiraftan dönüş yapması için telkinde bulunmayı kasdettiği, Fethü'l-Vedüd'da nakledilmiştir,

 

Şevkani de: Bu hadis, had cezasını defedici ifadeler için telkinde bulunmanın müstehablığına, had cezasına çarptırılan suçluya Allah'tan mağfiret dilemesi için emir ve tavsiyede bulunmanın meşruluğuna ve suçlu istiğfarda bulunduktan sonra tevbesinin kabulolunması için kendisine dua etmenin müstehablığına delalet eder, demiştir.

 

Had cezalarının işlenen suça kefaret olup o günahın bağışlanmış olduğuna dair sahih hadisler mevcuttur. Hırsızın eli kesildikten sonra hırsızlık günahı bağışlanmış olur. Durum böyle iken Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in hırsıza ''Allah'tan mağfiret dile ve tevbe et'' mealindeki emrin hikmeti nedir, diye hatıra bir soru gelebilir. Sindi bu husus için şöyle der: Emredilen istiğfar ve tevbe hırsızın diğer günahları içindir. Bir daha böyle bir suç işlememesi için tevbe etmesi emredilmiş olabilir.