SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-HUDUD

<< 2606 >>

DEVAM: 34- ADAM KARISıNıN YANINDA (YABANCI) BİR ERKEK BULUR, BABI

 

حدّثنا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّد. ثنا وَكِيعٌ عَنْ الفَشْلِ بْنُ دَلْهَمٍ، عَنْ الحَسَنِ، عَنْ قَبيصَةَ بْنُ حُرَيْثٍ، عَنْ سَلَمَةَ بْنِ المُحَبِّقِ؛ قَالَ: قِيلَ لأَبِي ثَابِتٍ، سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ، حِنَ نَزَلَتْ آيَةُ الحُدودِ، وَكَانض رَجُلاً غَيُوراً: أَرَأَيْتَ لَو أَنَّكَوَجَدْتَ مَعَ امْرَأَتِكَ رَجُلاً، أَيَّ شَيْءٍ كُنْتَ تَصْنَعُ؟ قَالَ: كُنْتُ ضَارِبَهُمَا بِالسَّيْفِ. أَنْتَظِرُ حَتَّى أَجِيءَ بِأَرْبَعَةٍ؟ إِلَى مَا ذَاكَ قَدْ قَصَى حَاجَتَهُ وَذَهَبَ, أَوْ أَقُولُ: رَأَيْتُ كَذَا وَكَذَا. فَتَضْرِبُونِي الحَدَّ وَلاِ تَقْبَلُوا لِي شَهَادَةً أَبَداً. قَالَ، فَذُكِرِ ذلِكَ للنَّبيِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ:  ((كَفَى بِالسَّيْفِ شَاهِداً)). ثُمَّ قَالَ: ((لاَ. إِنِّي أَخَافُ أَنْ يَتَتَابَعَ فِي ذَلِكَ السَّكْرِانُ والغَيْرَانُ)).

قَالَ أَبُو عَبْد اللهِ، يَعْنِي ابْنَ مَاجَةَ: سضمِعْتُ أَبَ زُرْتَةَ يَقُولُ: هذَا حَدِيثُ عَلِيِّ بْنِ مُحَمَّدٍ الطَّنَافِسٍيِّ. وَفَاتَنِي مِنْهُ.

 

في الزوائد: في إسنادُ قبيصة بْنِ حريث بْنِ قبيصة، قَالَ البخاريّ: في حديثه نظر. وذكره ابن حبان في الثقات. وباقي رجال الإسناد موثقون.

 

Seleme bin el-Muhabbık (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Had cezaları âyeti inince kıskanç bir adam olan Ebû Sabit Sa'd bin Ubâde'ye: Söyle bakalım, sen karının beraberinde (yabancı) bir erkek bulmuş olursan ne yapmış olursun? diye soruldu. Sa'd: Ben karımı ve erkeği kılıçla vurup tepelemiş olurum. Ben gidip dört erkek şahidi getirinceye kadar bekler (miy)im? O zamana kadar adam işini bitirip gider. Veya: Ben (karım ile falan erkeği zina hâlinde) şöyle böyle gördüm, diyeceğim. Siz de kazif cezası olarak beni (seksen değnek) döveceksiniz ve ebedî olarak hiç bir şâhidliğimi kabul etmiyeceksiniz. diye cevap verdi.

 

Râvî demiştir ki: Bu konuşma, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlatıldı. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Şâhid olarak kılıç kâfidir» buyurdu. Daha sonra: «Hayır. Sarhoşun ve kıskancın bu işte biribirini takip etmelerinden korkarım.» buyurdu.

 

Ebû Abdillah, yâni İbn-i Mâce dedi ki: Ben Ebû Zur'a'yi şöyle söylerken işittim: Bu, Ali bin Muhammed et-Tanâfisî'nin hadîsidir. Ben bu hadîsi kendisinden dinlemeyi kaçırdım.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Kabisa bin Hureys bin Kabisa bulunur. Buhari: Bu ravinin hadisi üzerinde düşünmek gerekir, demiştir. İbn-i Hibban ise onu sikalar arasında anmıştır. Senedin kalan ravileri sika zatlardır.

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis Zevaid türündendir. Hadiste sözü edilen ayet Nur süresinin dördüncü ayetidir. Bu ayet-i kerime hür kadınlara zina isnad edenler hakkındadır ve mealen şöyledir; "Hür kadınlara zina isnad edip de sonra dört şahid getiremeyenıere seksen değnek vurun ve ebediyyen onların şahidliğini kabul etmeyin. İşte onlar fasıkların ta kendileridir.''

Hür ve iffetli kadınlara. zina isnad edenler bu isnadlarını dört erkek ve adil şahidle ispatlamak zorundadır. Şahidler zina ile itham edilen kadın ile zani erkeği uygunsuz -vaziyette, zina fiilini işlerken usulü dairesinde ifade vermezlerse ve sanıklar bu suçu itiraf etmezlerse bunlara zina isnad eden kişiye Kazif cezası olarak seksen değnek vurulur ve şahidliği de kabul edilmez. Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi bu kitabın 15. babında geçen 2567 - 2568 nolu hadislerin izahı bölümünde verildi. Oraya müracaat edilebilir. Bir erkek kansını zina ile itham edip de şahidlerle ispat edemezse ya seksen değnekle had edilir. Ya da Lian yemininde bulunur. Lian yeminin usulü ve bununla ilgili bilgi de TaU\k kitabının 27. babında geçen 2066 2071 nolu hadisler bölümünde geçti.

 

Sa'd bin Ubade (r.a.) zina halindeki kadın ile erkeğin durumunu tesbit etmek için dört erkek şahidi getirip bulundurmanın zorluğunu ve şahidleri gösteremediği takdirde Kazif cezasına çarptırıımanın kaçınılmazlığını ifade etmek istemiş ve bu durumda kan ile zani erkeğiöldürme yoluna gideceğini söylemiştir. Onun bu sözleri Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e arz ed~lince Resul-i Ekrem (s.a.v.): ''Şahid olarak kılıç kafidir'' buyurmuştur. Yani kadın ile yabancı erkeğin beraber iken birlikte kılıçla öldürülmeleri ve bu vaziyette tepelenmiş olmaları onların bu şeni fiili işlediklerinin belirtisidir. Sonra bu hükmün kötüye kullanılabileceği endişesini beyan buyurarak kıskancı da sarhoşu da katil olayını peşpeşe işliyeceklerinden korkulduğunu bildirmiştir. Hülasa kötüye kullanılacağı endişesiyle bu hükmü kabul buyurmamıs ve kişilere bu yetkiyi vermemiştir. Yani erkeğin bu vaziyette gördüğü karısını ve yanında bulunan erkeği öldurmesİ uygun değildir.

 

Konu hakkındaki cumhurun görüşünü bundan önceki hadisin izahı bölümünde beyan etmiştim. Abdurrahman el-Cezeri de Fıkıh kitabında özetle şöyle der: "Karısının yanında yabancı bir erkek görüp zina ettiklerine inanarak o erkeği öldüren adamın kısas yoluyla öldürülüp öldürülmeyeceği hususunda alimler ihtila! etmişlerdir: Cumhura göre zina isnadı yapılan erkek bu fiili işlediğini itiraf eder veya karının kocası zina suçunu dört şahidle ispat ederse ve zina eden adam muhsan, yani şer'i bir nikah ile bir kadınla bir defa olsun cinsel ilişkide bulunmuş bir kimse ise onu öldürdüğünden dolayı kadının kocası kısas olarak öldürülmez. Aksi takdirde öldürülür. Yani kadının kocası zina olayını dört şahidle ispat edemezse ve zani şahıs da bu suçu itiraf etmemiş ise veya zina suçu sabit olmakla beraber zani adam bekar ise kadının kocası onu öldüremez. Öldürürse kendisi de öldürülür. Şari-i Hakim'in bu hükmü koymasının sebebi şudur: Adamın öldürmek istediği kişiyi bir iş bahanesiyle evine alması ve sonra karısıyla zina ettiği iddiasıyla onu evinde öldürmesi mümkündür. Keza karısını öldürmek isteyen bir kimse onu öldürüp, sonra bir adamla zina halinde gördüğü için öldürdüğünü iddia etmesi mümkündür. İşte bu gibi kötülükleri önlemek ve canları korumak için İslamiyet böyle bir gerekçe ile öldürmeye izin vermemiştir. Ancak zina suçunu anlatılan şekilde ispatlayan kimse karısını veya onunla zina eden erkeği öldürürse bir şey lazım gelmez.

 

Bazı selef alimlere göre öldürülen adam zinakarlıkla meşhur olduğu için veya kadının geçmişte bazı kötü halleri bulunduğundan dolayı kadının kocasının zina iddiasında doğruluğunu kanıtlayıcı bazı belirtiler varsa veya dürüst bir tabibin muayenesiyle sanıkların zina ettikleri meydana çıkarsa bunları katleden kadının kocası öldürülmez.

 

Hanbeliler'e ve Mali kiler'e göre iki şahid maktülün zina suçundan dolayı kadının kocası tarafından öldürüldüğünü ifade ederlerse ve maktul bekar değilse bu katil suçundan dolayı kadının kocası öldürülmez.