SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’D-DİYAT

<< 2648 >>

DEVAM: 15- KADININ (CİNAYET İŞLEMESİNDEN DOLAYI ÖDENECEK) DİYETİ ONUN ASABESİ (BABA) TARAFINDAN OLAN ERKEK YAKINLARI) ÜZERİNDEDİR VE KADININ MİRASI EVLADINADIR, BABI

 

حدّثنا مُحَمَّد بْنُ يَحْيَى.ثنا المُعَلَّى بْنُ أَسَدٍ. ثنا عَبْدُ الوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ. ثنا مُجالِدٌ عَنْ الشَّعْبِيِّ، عَنْ جَابِرٍ؛ قَالَ: جَعَلَ رَسُولُ اللَهِ صلى الله عليه وسلم الدِّيَةَ علَى عَاقِلَةَ القَاتِلَةِ. فَقَالَتْ عَاقَلَةُ المَقْتُولَةِ: يَا رَسُولَ اللهِ! مِيرَاثُهَا لَنَا. قَالَ:  ((لاَ. مِيرَاثُهَا لِزَوْجِهَا وَوَلَدِهَا.))

 

Câbir (bin Abdillah) (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diyeti, katile kadının âkilesi (baba tarafından erkek ve akıllı yakınları) üzerine yükledi.

 

Bunun üzerine öldürülmüş olan kadının âkilesi (baba tarafından olan erkek ve akıllı yakınları): Ya Resûlallah! Öldürülen kadının mirası bizedir, dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hayır. Mirası kocasına ve çocuklarınadır» buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu babın ilk hadisini Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Cabir (r.a.)'ın hadisi ise yine Ebu Davud tarafından da rivayet edilmiştir.

 

Bu hadislerde geçen Asaba kelimesini biraz daha açıklayalım: Feraiz kitabında görüleceği üzere mirasçılar asaba ve Zevi'lFurud, diye iki kısma ayrılır. Kur'an-ı Kerim'de belirli bir payı takdir ve tayin edilmiş bulunan mirasçılara Zevi'l-Furüd denilir. Böyle belirli bir payı olmayıp da paylardan artanı alan ve Zevi'l-Furud'dan kimse bulunmadığı takdirde ölünün terekesinin tamamını alan mirasçılara da Asaba denilir.

 

Akile kelimesi bu bablarda sık sık geçmektedir. Bu kelime ile ilgili geniş bilgi bu kitabın 7. babında verilmiştir. Orada beyan edildiği gibi alimler kişinin usul ve furuunu, yani babasını, baba babasını, oğullarını ve torunlarını AkHesi kavramının dışında tutmuşlardır. Burdaki iki hadis de kişinin babası ile dedesi, evladı ve eşinin Akile'den sayılmıyacağına delalet ederler.

 

HADİSLERDEN ÇIKAN HÜKÜMLER

 

1. Kadın bir cinayet işlediği takdirde ödenmesi gerekli diyet kadının baba tarafından olan erkek yakınlarına ödettirilir.

 

2. Asaba durumundaki yakınlar, belirli hisseleri bulunan mirasçılardan artan mala mirasçı olup bunun dışında mirasçılık hakları yoktur.

 

3. Kadın öldürüldüğü zaman onun kan bahası mirasçıları arasında taksim edilir. Eğer katili kasden öldürdüğü için kısas cezası verilecekse bu cezayı uygulama yetkisi, öldürülen kadının mirasçılarına aittir.

 

4. Kadın öldürüldüğü zaman mirası, kocasına ve çocuklarınadır, akilesine değildir. Yani baba tarafından olan erkek yakınlarına değildir. Bu husus, geniş izahat ister. B:u itibarla bunu FarAiz kitabına havale edelim.

 

5. Belirli hissesi bulunan mirasçılar ve evlad, kişinin Akilesi'nden sayılmaz.

Hattabi ilk hadisin şerhinde özetle şu bilgiyi verir: Yani asaba durumundaki akrabalar, katil erkeğin diyetini üst-' lendikleri gibi katile kadının diyetini de yüklenirler. Diyet ödemeyi gerektiren cinayetler ıster bir erkek tarafından ister bir kadın tarafından işlensin, bundan dolayı ödenecek diyet bunların asabasına yüklenir. Cinayet işleyenin erkek veya kadın olması diyetin yükleneceği akrabalarda bir değişiklik yaptırmaz. Bu hadis, baba ve baba babanın Akile ismi verilen gruptan sayılmayacağına delildir. Çünkü bunlara aItıda bir miras hissesi tayin edilmiştir. Akıla, amca ve bunun oğulları gibi asabalardır. Hadisin; ''Öldürülen kadının diyeti varisleri arasında taksim edilir" cümlesinden maksad şudur: Öldürülen kadının kan bahası, onun diğer malları gibidir. Kocası dahil bütün mirasçıları buna varis olurlar. Nitekim Resul-i Ekrem (s.a.v.) Eşyem ed-Dibabi'nin karısını onun diyetine mirasçı kıldı, (2642 nolu hadise bak) demiştir.

 

Hadisin bu cümlesinden çıkan hüküm şudur: Öldürülen kadının diyetine bütün mirasçıları varis olur. Mirastan belirli payı olanlar hisselerini alırlar. Artan malı asaba ismi verilen varisler alır. Şayet belirli payı olan mirasçılardan kimse yok ise diyetin tamamını asaba denilen mirasçılar alır.