SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’D-DİYAT

<< 2685 >>

DEVAM: 31- MÜSLÜMANLARIN KANLARI (KISAS VE DİYET HUSUSUNDA) EŞİTTİR, BABI

 

حدّثنا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. ثنا حَاشِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ، عَنْ عَبْد الرحم بْنِ عَيَّاشٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبيهِ، عَنْ جَدِّهِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّهِ صلى الله عليه وسلم:  ((يَدُ المُسْلِمِينَ عَلَى مَنْ سِوَاهُمْ. تتَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ. وَيُجِيرُ عضلَى المُسْلِمِينَ أَدْنَاهُمْ، وَيَرُدُّ عَلَى المُسْلِمِينَ أَدْنَاهُمْ، وَيَرُدُّ عَلَى المُسْلِمِينَ أَقْصَاهُمْ)).

 

Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Müslümanların (birlik ve beraberlik) eli onlardan olmayanlara (düşmanlarına) karşı (olmalı) dır. Müslümanların kanları (kısas ve diyet hususunda) ve malları eşittir. Müslümanların (mertebece) en düşüğü hepsinin adına (kâfire mal, can ve namus) teminatı verebilir ve (savaşta) müslümanlarm en uzak olanları (yâni düşmana en yakın olanları ele geçirdikleri ganimeti düşmana uzak olan) müslümanlara iade eder (yâni hisselerini verir).»

 

 

AÇIKLAMA:     Bu babın ilk hadisi ile ikinci hadisi Kütüb-i Sitte'nin kalanlarında göremedim. ilk hadisin mislini Ebu Davud ile Nesai (r.a.) 'den merfU olarak rivayet etmişlerdir. Son hadis ise Ebu Davud ve Tirmizi tarafından da rivayet edilmiştir. Tirmizi bunu ta'likan, yani senedini anmadan rivayet etmiştir.

 

Müslümanların kanlarının eşitliğine dair 'Olup üç hadiste de geçen cümlenin açıklaması ile ilgili olarak Avnü'l-Mablid yazarı, Şerhü's-Sünne'den naklen şöyle der:

Müslümanların kanlarının eşitliğinden maksad şudur: Müslümanların kanlan lnsas yönünden eşittir. Yani öldürülen müslüman eşraftan veya alimlerden olsa ve katil de eşraftan olmasa veya cahil olsa bile yapılacak iş yalnız katili öldürmektir. Katilden başkasını öldürmek söz konusu değildir. Cahiliyet devrinde durum böyle değildi. Eşraftan birisi öldürüldüğü zaman buna karşılık yalnız eşraftan olamayan katili öldürmekle yetinilmiyordu, katil ile beraber onun kabilesinden bir kaç kişi öldürüıüyordu. İslamiyet bu kötü adeti kaldırdı. Eşraftan olan ile olmayan, büyük ile küçük, alim ile cahil ve erkek ile kadın kısas bakımından eşit kılındı. Kısas bakımından hiç bir ayrıcalık bırakılmadı. Yukardaki cümle bunu belirtiyor.

 

Yine hadislerin' ''Müslümanlar başkalarına karşı tek el (hükmünde) dir.'' cümlesinin manası ile ilgili olarak Ebu Ubeyd: Yani müslümanlar birbirlerini düşmanlarına ezdirmemelidir. Hepsi birlik ve beraberlik içinde yardımlaşma ve dayanışma içinde olmalıdır, demiştir.

 

Hadislerin ''Müslümanların (kafirlere verecekleril teminatı (mertebece) en düşük olanı akdedebilir'' cümlesinin manası şudur: Müslümanlardan herhangi bir kimse, hatta bir köle veya bir kadın bir veya birden fazla kafire teminat verirse, yani malı, canı ve namusunun garanti altında olduğunu söylerse bu teminat geçerlidir, diğer müslümanlar buna uymak zorundadır. Kafire böyle bir teminat vermek için müslümanın eşraftan veya devlet yetkilisi ve etiketlisi olması şartı yoktur.

 

Hadislerin ''(Ganimet malı) en uzak olana iade edilir'' cümlesinden kasdedilen manayı tercemede parantez içi ilavelerle açıklamak istedim. Yani savaşa katılanların zayıfları ile kuvvetlileri, düşmana en yakın saflarda çarpışanlar ile geri saflarda ve düşmana uzak olanları ganimetten hisse almak bakımından eşittirler. Küfür diyarına giren gazilerin hepsinin ganimet malına istihkakları vardır.