SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’D-DİYAT

<< 2691 >>

DEVAM: 34- (BİR MÜSLÜMANI TEAMMÜDEN, KASDEN) ÖLDÜREN KİŞİYİ BAĞIŞLAMAK (KISAS OLARAK ÖLDÜRMEKTEN VAZGEÇMEK) BABI

 

حدّثنا أَبُو عَمَيْرٍ، عِيسى بْنُ مُحَمَّد النَّحَّاسُ، وَعِيسى بْنُ يُونُسَ، وَالحُسَيْنُ بْنُ أَب السُّرَى العَسْقَلاَنِيُّ، قَالُوا : ثنا ضَمْرَةُ بْنُ رِبِعَةَ، عَنْ ابْنِ شَوذَبٍ، عَنْ ثَابِتٍ البُنَانِيِّ، عَنْ أَنِسِ بْنِ مَالِكٍ؛ قَالَ: أَتَى رَجُلٌ يَقَاتِلِ وَلِيِّه إِلَى رَسُولُ اللَهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ النَّبِّي صلى الله عليه وسلم: ((اعْفُ)) فَأَبى. فَقَالَ: ((خذْ أَرْشَكَ)) فَأَبى. قَالَ:((اذْهَبْ فَاقْتُلْهُ فَإِنَّكَ مِثْلُهُ)) فَخَلّي سَبِيلَهُ. قَالَ، فَرُؤِىَ يَجُرُّ نِسْعَتَهُ ذَاهِباً إِلَى أَهْلِهِ. قَالَ، كَأَنَّهُ قَدْ كَانَ أَوْثَقَهُ. قَالَ أَبُو عَمَيْرٍ فِي حَدِيثِهِ: قَالَ ابْنُ شَوْذَبٍ، عَنْ عَبْد الَّرَحْمَنُ بنِ القاسِمِ: فَلَيْسَ لأَحَدٍ النَّبِّي صلى الله عليه وسلم أَنْ يَقُلَ: ((اقْتُلْهُ فِإِنَّكَ مِثْلُهُ)).

قَالَ ابْنُ مَاجَةَ: هذا حَدِيثُ الرَّمْلِييِّنَ، لَيْسَ إِلاَّ عِنْدَهُمْ.

 

Enes bin Mâlik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bir adam, velisinin katilini Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirdi. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (adama): «(Katili) bağışla,» buyurdu. Adam bağışlamaktan imtina etti. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Diyetini (kan bahasını) al,» buyurdu. Adam (bundan da) imtina etti. (Bu kere) Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Git katili öldür, şüphesiz sen (onu öldürür isen) onun mislisin,» buyurdu. Enes dedi ki: Sonra adam'a arkadan yetişildi ve kendisine denildi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Katili öldür. Şüphesiz sen (onu öldürürsen) onun mislisin,» buyurdu. Adam bunun üzerine katile yol verdi.

 

Enes (r.a.) dedi ki: Katil, (bağlı bulunduğu ve son anda çözülen) kayışını yederek, ev halkının yanına doğru gider vaziyette görüldü. Enes (r.a.) dedi ki; maktulün velîsi galiba katili bağlamıştı.

 

(Müellifin şeyhi) Ebû Umeyr dedi ki: İbn-i Şevzeb, Abdurrah-man bin el-Kâsım'in şöyie söylediğini rivayet etti: Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Seîlem)'den sonra (yâni O'ndan başka) hiç kimse (maktulün velisine): «Katili öldür, şüphesiz sen de (onu öldürürsen) onun mislisin» diyemez.

 

İbn-i Mâceh dedi ki: Bu, Kemlilerin hadîsidir. Yalnız onların yanında bulunur,  (onlardan başka hiç kimsenin yanında bulunmaz.)

 

 

AÇIKLAMA:     Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmiştir. Enes (r.a.)'ın hadisini Nesai de rivayet etmiştir. Müslim, benzerini de Vail etmişlerdir.

 

Hadislerde geçen "Nis'a" deve ve benzeri hayvanların ~Tularında kullanılan bir nevi kayış manasınadır.

 

Hadislerde söz konusu cinayet zahiren kasden işlendiği için Peygamber (s.a.v.) katili maktülün velisine kısas için teslim etmiştir. Katil kasden öldürmediğine yemin edince, Resul-i Ekrem (s.a.v.) maktülün velisini uyarmıştır. Peygamber Cs.a.v.)'in ''Eğer katil doğru söylüyor ise'' emri, şu hükmü ifade eder: Zahirine göre kasden işlenmiş bir cinayetin kasden olmadığına dair katilin yaptığı savunma müteber değildir. Ama maktülün velisine uygun ve ihtiyatlı olanı o katili öldürmekten vazgeçmesidir. Çünkü katil bu savunmasında samimi ve doğru sözlü ise maktülün velisi onu öldürmekle günaha girmiş olur.   - ..

 

İkinci hadiste sözü edilen cinayet alayında Peygamber (Aleyhi'ssalatü ve 's-selam) katilin bağışlanmasını, sonra diyetin alınmasını maktülün velisine teklif etmiş ise de veli bu iki teklife rıza göstermeyince katil, kısas edilmek üzere kendisine teslim edilmiş ve bu arada Peygamber (s.a.v.) : ''Katili öldür sen de (katili öldürürsen) onun mislisin'' buyurmuştur. Parantez içi ifade diğer rivayetlerden yararlanılarak ilave edilmiştir. Bu cümle ile ilgili olarak şöyle bir soru hatıra gelir: Bir müslümanı kasden öldürmek büyük bir günahtır. Bu cinayeti işleyen kişiyi öldürmek ve kısas hükmünü tatbik etmek meşrudur. Maktulün velisi bunu öldürmekle günah işlemiş olmaz. Halbuki bu hadiste Resul-i Ekrem maktülün velisine: ''Sen katili öldürürsen sen de onun misli olursun'' buyurmuştur. Bu nasılolur?

 

Buna cevaben Sindi: Yani adam öldürme bakımından ikisi aynidir. İkisi' de adam öldürmüş olur. Ama birisi haksız ve zulüm olarak cinayet işlemiş olur. Diğeri ise haklı olarak öldürmüş olur. Resul-i 'Ekrem (s.a.v.) arayı bulmak ve bağışlamaya teşvik için bu ayınmı yapmadan bu buyruğu söylemiştir. Bu gibi hallerde tarizde bulunmak caizdir. Kasdedilen mana şu olabilir: Katil, maktülü .kasden öldürmediğine yemin ediyor. Eğer bu sözünde doğru ise katili öldürmek caiz değildir. Yani manevi yönden mes'uliyetli bir iştir, demiştir.

 

Nevevi de bu cümlenin yorumu hakkında: Sıhhatlı yorum şudur: Sen katili öldürürsen, bir tarafın diğer tarafa bir üstünlüğü ve bir ikram ile iyiliği yoktur. Çünkü maktülün velisi katili öldürmekle hakkını tam olarak almış olur. Fakat katili bağışlarsa, üstünlük, minnet, iyilik, bol sevab ve dünyada bol takdir kazanmış olur. Bir kavle göre bundan maksad şudur: Katili öldürmekle maktulün velisi de adam öldürmüş olur. Fakat birinci cinayet haram olan bir cinayettir. İkincisi ise helal olan bir cinayettir. Bununla beraber ikisi de öfkeye uymak, nefsi arzüyu gerçekleştirmek hususunda eşittir. Özellikle Resul-i Ekrem (s.a.v.), katili bağışlamayı talep ettiğine rağmen maktülün velisi bu taleb'e rıza göstermeyip katili öldürme yolunu tercih ederse ne değeri kalmış olur, diye bilgi vermiştir.

 

BU İKİ HADİSTEN ÇIKARILAN HÜKÜMLER

 

1. Maktülün velisi kasden cinayet işleyen katili, öldürmek, kan bahasını almak ve katili bağışlamak hususunda muhayyerdir.

 

2. Devlet yetkilisi, kısası gerekli katili bağışlamak için maktulün velisinden ricada bulunabilir.

 

3. Kısas edilmesi gerekli katilin kaçması endişesi bulunduğu takdirde onu bağlamak caizdir.

 

4. Bağlı olan sanığın bu durumda, yani bağlı olduğu halde ifade vermesi caizdir.

 

5. Katil bağışlandığı zaman, tazir ismi verilen cezaya çarptırılması şart değildir. Yani bağışlanan katilin, teşhir, tahkir, dayağa çe~mek gibi cezalarla cezalandırılması mecbüriyeti yoktur. Hattabi'nin anlattığına göre Malik bin Enes: Bağışlanan katil yüz değnekle dövülür ve bir yıl süre ile hapsedilir, demiştir.

 

Son hadisi Müellifimize üç zat rivayet etmiştir. Bunlar Remli oldukları için Müellifimiz, bu hadisin yalnız Remlilerin yanında bulunduğunu ifade etmiştir.

 

Abdurrahman bin el-Kasım'ın hadisin sonunda rivayet olunan sözünün manası şudur: Kasden bir müslümanı öldürdüğü sabit olan bir katili kısas olarak öldüren maktülün velisi hakkında: "Katili öldürürseh sen de onun gibi olursun" demeye kimsenin hakkı ve yetkisi yoktut-. Bu sözü ancak Resul-i Ekrem (AleyJ;Ü'ssalatü ve 's-selam) buyurmuştur. Başkası böyle söyleyemez.

 

Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bu sözünün yorumu yukarda beyan edildi. Başkası bu sözü söyleyip maktülün veHsi• ni katile benzetemez. Çünkü katilin cinayeti gayri meşrüdur, haramdır. Maktülün veHsinin yaptığı iş ise meşrüdur ve bir hakkı kullanmaktan ibarettir.