DEVAM: 3- BİR GAZİYİ
(SAVAŞA GİDECEK MÜSLÜMANI) TECHİZATLANDIRANIN (SEVABININ BEYANI) BABI
حدّثنا
عَبْدِ اللهِ
بْنُ سَعِيدٍ.
ثنا عَبْدَةُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
عَنْ عَبْدِ
المَلِكِ
بْنِ أَبي
سُلَيْمَانَ،
عَنْ
عَطَاءٍ،
عَنْ زَيْدِ
بْنِ خَالِدٍ
الْجُهْنِيِّ:
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم: ((مَنْ
جَهَّزَ
غَازِياً في
سَبِيل اللهِ
حَتَّى
يَسْتَقِلَّ
كَانَ لَهُ
مِثْلُ أَجْرهِ،
مِنْ غَيْرِ
أَنْ
يُنْقُضَ
أَجْرِ
الْغَازِي
شَيْئَاً)).
((4))
با ب فضل
النفقة في
سبيل اللهِ
تعالى
Zeyd bin Hâlid
el-Cühenî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim, Allah yolunda savaşan bir gaziyi
teczihatlandırırsa, o gazinin sevabından hiç bir şey eksiltmeksizin sevabının
bir misli o kimseye olur.»
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan Ömer (r.a.)'ın hadisini İbn-i Hibban da rivayet
etmiştir. Zeyd (r.a.)'ın hadisinin birer benzerini, Buhari, Müslim, Tirmizi ve
Nesai de rivayet etmişlerdir.
Gazinin
techizatlandırılması, onun binek hayvanmı ve savaş için gerekli araç ve
gereçleri ile diğer ihtiyaçlarını temin etmek, demektir.
Birinci hadiste
geçen istiklal masdarından alınma fiilin manası gazinin savaş araç ve
gereçlerinden hiç bir şeye muhtaç olmayacak biçimde savaşabilir duruma
gelmesidir.
Her iki hadis
de bir gaziyi savaşa hazırlamanın sevabının yüceliğine delalet eder. Asr-ı
Saadette müslümanlardan fakir olanlar, Resul-i Ekrem (s.a.v.) ve zengin olan
sahabiler tarafından techizatlandırılırdı. Techizatlandırılamayanlar savaşa
katılamıyorlardı. Bu gibi sahabiler bazen Medine-i Münevvere'de kalıp savaşa
giden müslümanların işlerine ve hizmetlerine bakarlardı.