SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Ş-ŞUF’A

<< 2501 >>

DEVAM: 4- ŞUF'A HAKKINI TALEP ETME BABI

 

حدثنا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ ثنا مُحَمَّد بْنُ الحرِثِ عَنْ مُحَمَّد بْنِ عَبْدِ الرَّحمَنِ الَبَيْلَمَانيِّ، عَنْ أَبيهِ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ ؛ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللهِ (( لاشُفَعَةَ لِشَرِيكٍ عَلى شَرِيكٍ إذَا سَبَقَهُ بِالشِّرَاءِ.وَلاَ لِصَغِيرٍ، وَلاَلِغَائِبٍ)).

 

في الزوائد: في إسناده البيلمانيّ، وقد تقدم الكلام فيه في الإسناد قبله.

 

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Bir ortak diğer bir ortaktan önce (üçüncü bir ortağın hissesini şuf'a yoluyla) satın aldığı zaman, diğer ortağın hisseyi satın alan ortak aleyhinde bir şuf'a hakkı yoktur. Erginlik çağına varmamış ortak ve gâib yâni hazır bulunmayan ortak için de şuf'a hakkı yoktur.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde el•Beylemani bulunuyor. Bundan önceki sened'den söz edilirken bu ravi hakkmda konuşuldu.

 

AÇIKLAMA:     Bu babta rivayet edilen her iki hadis de Zevaid türündendir. Senedlerinin zayıflığı notta belirtildi.

 

Birinci hadis te "Ikal" deveyi bağlamakta kullanılan ip manasınadır. "Hall" ise ipi çözmek manasınadır. Bu hadiste şuf'a, anılan ipi çözmeye benzetilmiştir. Bundan kasdedilen mana hakkında Sibki, el-Minhac'ın şerhinde şöyle demiştir: Meşhur olan mana şudur: İpi çözülen serkeş deve kaçırıldığı gibi zamanında kullanılmayan şuf'a hakkı da kaçırılır. Bir kavle göre hadisin manası şöyledir; Ortağın şuf'a hakkını kullanmayıp başkasına yapılan satışı kesinleştirmesi suretiyle bu hakkın çözülmesidir. Yani şuf'a hakkı bulunan bir malın satışı kesinleşmiş olmaz. Ancak şuf'a hakkı bulunankimse gelip şuf'a hakkından vazgeçtiğini beyan ederse yapılan satış akdi kesinleşmiş olur. Şu halde yapılan satışın kesinleşmesi şuf'a hakkı bulunan adamın takdirine bağlıdır. Adam bu hakkı kullanmıyacağını beyan edince bu bağ çözülmüş olur.

 

İlk yoruma göre şuf'a hakkı bulunan bir kimse bu hakkını geciktirmeden kullanmak durumundadır. Geciktirdiği takdirde onun hakkı kalmamış olur. Hanefi ve Şafii mezheblerinin en sahih görüşlerine göre şuf'a hakkı olan bir kimse satış haberini alır almaz, satılan hisseye talib olduğunu beyan etmesi ve durumu şahidlendirmesi gerekir. İstekliliğini ifade ve tevsik ettikten sonra satın almadaki gecikmesi sakıncalı değildir. Bu hususta değişik ve ayrıntılı hükümler vardır. Hanefi ve Şafii mezheblerine aid fıkıh kitabIarına müracaat etmek gereklidir.

 

İkinci hadisin baş kısmının manası şöyledir: Mesela bir akarda ortak olan üç kişiden birisi kendi hissesini bir ortağına sattığı zaman satılan bu hisse konusunda diğer ortağı şuf'a yoluyla bir hak taleb edemez.

 

Bu hadise göre erginlik çağına varmamış kimse ile hazır olmayan yani başka bir memlekette bulunan kimse için şuf'a hakkı yoktur. Gaib olan, yani hazır olmayan kimsenin şuf'a hakkının bulunduğuna dair gerekli bilgi sahih olan 2494 nolu hadis bölümünde verildi. Erginlik çağına varmayan çocuklara gelince İbn-i Ebi Leyla'ya göre onların şuf'a hakkı yoktur. Fakat bazı alimlere göre çocuğun da şuf'a hakkı vardır.

 

Hanefi ve Şafii mezheblerine göre hazır olmayan k~mse satışı duyduğunda o hisseye istekli olduğunu şahidlendirir. Böylece şuf'a hakkını kararlaştırmış olur: Malik'e göre o kimse satış işini duyar duymaz şuf'a hakkını taleb etmek üzere derhal yola çıkar veya bir elçi gönderir.