3- MÜKATEB KÖLE BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بءنُ أَبِي
شَيْتَةَ وَ
عَبْد اللهِ
بْنُ
سَعِيدٍ،
قَالا: ثنا
أَبُو
خَالِدٍ
الأْمَرُ،
عَنِ ابٍنِ
عَجْلاَنَ،
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ أَبِي
سَعِيدٍ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم:
((ثَلاثَةٌ
كُلُّهُمْ،
حَقٌّ عَلَة
اللهِ
عَوْنُهُ:
الغَازِي فِي
سَبِيلِ اللهِ.
وَالمُكَاتَبُ
الَّذِي
يُرِيدُ الأَدَاءَ.
وَالنَّاكِحُ
الَّذِي
يُرِيدُ التَّعَفُّفَ)).
Ebü Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir; «Üç kişi vardır ki Allah Teâlâ'nın bunların hepsine
yardım va'di vardır» Allah yolunda savaşan gazi, (âzadlanması için vermesi
gereken parayı - malı) ödemek isteyen mükâteb köle ve nefsini harama girmekten
menetmek isteğiyle evlenen adam.»
AÇIKLAMA: Bu hadisi Tirmizi, Nesai, Ahmed, İbn-i Hibban ve Hakim de rivayet
etmişlerdir.
Hadiste anılan
üç zümreye Allah Teala'nın yardım etmesinin Allah üzerine hak olmasının manası,
bu yardımın sabit olmasıdır. Ya da Allah'ın kendi ihsan ve keremiyle bunlara
yardım etmeyi kendi zatına vacib kılmasıdır. Yani va'd buyurmuş olmakla va'dini
gerçekleştirmesidir. Yoksa Allah Teala hiç bir şeyi yapmak zorunda ve
mecburiyetinde değildir. Her şeyi dileğiyle yapar. İrade ve dileği olmaksızın
hiç bir şeyin vuku bulması ve yaratması söz konusu değildir. Hadis bu üç
zümreye Allah'ın yardımcı olduğunu müjdeler.