DEVAM: 2-
ÜMMEHATÜ'L-EVLAD (YANİ SAHİBİNDEN ÇOCUĞU OLAN) CARİYELER BABI
حدثنا
مُحَمَّد
بْنُ بَحْيَى
وَ إِسْحَاقُ بْنُ
مَنْصُور،
قَالاَ: ثنا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
عَنِ ابْنِ
جُرَيْحٍ.
أَخْبَرَنِي
أَبُو
الزُّبَيْرِ؛
أَنَّهُ
سَمِعَ
جَابِرَ بْنَ
عَبْدِ اللهِ
يَقُولُ:
كُنَّا
نَبِيعُ سَرَارِينَاَ
وَأُمَّهَاتِ
أَوْلاَدِنَا،
وَالنَّبِيُّصلى
الله عليه
وسلم فِنيَاحَيٌّ.
لاِنَرَى
بِذَلِكَ
بَأْساً.
في الزوائد:
إسناده صحيح،
رجاله ثقات.
Câbir bin
Abdillah (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
aramızda, hayatta iken biz, çocuklarımızın anaları olan cariyelerimizi
satardık. Bunda bir sakınca görmezdik.
Not: Bunun
senedinin sahih ve ravilerinin sika zatlar olduğu, Zevaid'de belirtilmiştir.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisi Ahmed de rivayet etmiştir.
Bu hadise göre
kişi, kendisinden çocuğu olan cariyesini satabitir. Bundan önceki hadisin izahı
bölümünde bazı sahabilerin bu görüşte olduklarını ve Cabir (r.a.)'ın da bu
görüşte olduğunun rivayet edildiğini belirtmiştir.
Serari:
Sürriyye'nin çoğuludur. Cariyeler manasınadır. Bazıları ev kadını olarak
kullanılan cariye manasına kullanıldığını ifade ederler. Ümmehatü'l-Evlad'ın
sahibinden çocuğu olan cariyeler manasına olduğunu yukarda anlatmıştım. Elde
mevcut sünen nüshalannda Serari kelimesi ile Ümmehat kelimesi arasında atıf
harfi olan "Ve" vardır. Bu harfin varlığı dikkate alınırsa cümlenin
manası "Biz cariyelerimizi ve bizden çocuğu olan cariyelerimizi satardık. ..
" olur. Kişinin kendi cariyesini satabildiği bilinen bir şeydir. Hadisten
kasdedilen mana bu olmayıp sahibinden çocuğu olan cariyenin satılabilmesidir
kanısındayım. Avnü'l-Mabud'da müellifimiz ile Ahmed tarafından rivayet edildiği
bildirilen bu hadis nakledilirken atıf harfi olan "Ve" kelimesi
yoktur. Bu nakle göre bazı nüshalarda bu harf yoktur. O nüshaları dikkate
alarak tercemeyi sundum. Çünkü mana bakımından daha uygundur.
Ebu Davud da
başka bir senedIe Cabir (r.a.)'den buna benzer bir hadis rivayet etmektedir.
Oradaki metin şöyledir; "Cabir (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre şöyle
demiştir: Resulullah (s.a.v.) ile Ebu Bekir (r.a.)'ın dönemlerinde biz
Üınmehatü'l-Evıad (yani bizden çocuğu olan cariyeler) i sattık. Ömer (r.a.)
(halife) olunca bizi (bundan) menettL Biz de (bundan) sakındık,"
el-Münziri bu
hadisi rivayet ettikten sonra özetle şöyle der: "Bazı alimler şöyle
demişlerdir: Sahibinden çocuğu olan cariyeler muhtemelen Resul-i Ekrem (s.a.v.)
zamanında çok az satıldığı için O'nun bundan haberi olmamış olabilir. Şu
ihtimal de vardır: Belki ilk zamanlarda bu nevi cariyelerin satılması caiz idi.
Sonra yasaklandı. Ebu Bekir (r.a.) ise konulan yasağı duymamış olabilir veya
onun döneminde bu nevi olay vuku bulmamış olabilir. Çünkü onun dönemi kısa
sürdü. Bu dönemde mürted olanlar olduğu için Ebu Bekir bir taraftan bunlarla
savaşmakla meşguldü. Diğer taraftan İslami hizmetler konularında yoğun bir
çalışma içinde idi. Ömer (r.a.) halife iken, bu konu hakkında Resul-i Ekrem
(s.a.v.) tarafından buyurulmuş olan sahihhadisler kendisine intikal edince bu
yasağı koydu."
Avnü'l-Mabud
yazarı İbn-i Kudame'nin de şöyle dediğini nakleder: "Sahibinden çocuğu
olan cariyeyi satmanın caiz olmadığı yolunda sahabilerin icma'ı vardır. Ali,
İbn-i Abbas ve İbn-i Zübeyr'in bunu caiz gördüklerine dair yapılan rivayet,
nakledilen icma'ı gölgelemez. Çünkü bu zatların bu görüşten rücu ettikleri
kendilerinden rivayet edilmiştir."
Bu ifadenin
akabinde konuya ilişkin rivayetler nakledilmekte ise de bunları buraya
aktarmaya gerek görmüyorum. Çünkü günümüzde bu nevi meseleler görülmez. Cariye
işi tarihe karışmıştır.