27- MÜŞRİKLERDEN YARDIM
İSTEMEK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرٍ
بْنُ أبِي
شَيْبَةَ وَعَلِيُّ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
قَالاَ: ثنا
وَكِيعٌ. ثنا
مَالِكُ بْنُ
أَنَسٍ عَنْ
عِبْدِ اللهِ
بْنِ
يَزِيدَ،
عَنْ
دِيْنَارٍ، عَنْ
عُرْوَةَ
بْنِ
الزُّبَيْرِ،
عَنْ عَائِشَةَ؛
قَالَتْ:
قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم: ((إِنَّا
لاَ
نَسْتَعِيْنُ
بِمُشْرِكٍ)). قَالَ
عَلِيٌّ، فِي
حَدِيثِهِ:
عِبْدُ اللهِ
بْنِ
يَزِيْدَ
أَوْ زَيْدٍ.
Âişe (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Biz hiç bir
müşrikten şüphesiz yardım istemeyiz,»
buyurdu.
(Râvî) Ali kendi
rivayetinde dedi ki: (Râvi) Abdullah'ın
babası Yezîd veya Zeyd'dir.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Müslim, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai ve Ahmed de rivayet
etmişlerdir. Müslim'deki rivayet uzuncadır ve meali şöyledir; "Aişe
(r.anha}'dan rivayet edildiğine göre Peygamber {s.a.v.} Bedir tarafına çıktığı
zaman (Medine-i Münevvere'ye yaklaşık dört mil mesafedeki) Harretü'l-Vebre
{denilen semtel vardığı zaman cesur ve kahraman olduğu anlatılan bir adam
arkadan gelip Peygamber (s.a.v.)'e yetişti. Resulullah (s.a.v.)'in arkadaşlan o
adamı görünce sevindiler. Adam Peygamber {s.a.v.)'e yetişince O'na: Sana tabi
olmak (yani seninle beraber düşmanlarınla savaşmak) ve seninle beraber ganimet
kazanmak için geldim, dedi. Resulullah (s.a.v.), adama:
''Sen Allah'a
ve Resulüne inanıyor (mu}sun?" buyurdu. Adam:
Hayır, dedi.
Peygamber (s.a.v.): Öyle ise geri dön. Çünkü ben hiç bir müşrikten yardım
istemeyeceğim, dedi. Aişe demiştir ki: Sonra Peygamber {s.a.v.} geçti. Nihayet
biz eş-Şecere'de iken adam (tekrar) Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e yetişti ve O'na
ilk defa söylediği gibi teklifte bulundu. Peygamber {s.a.v.} de ilk defa
söylediği gibi ona: O halde geri dön. Çünkü ben bir müşrikten yardım
istemeyeceğim, buyurdu. Ravi demiştir ki: Sonra adam geri döndü. Daha sonra
el-Beyda'da {yine gelip} Peygamber {s.a.v.}'e ulaştı. Peygamber {s.a.v.} ilk
defa buyurduğu gibi {tekrar} adama:
Sen Allah'a ve
Resulüne inanıyor {mu} sun, diye sordu. Adam: Evet, diye cevab verdi. Bunun
üzerine Resülullah (s.a.v.l adama: O
halde yürü (yani bize katıl), buyurdu,"
Bu hadis
müslümanların savaş için müşriklerden yardım istemelerinin mekruhluğuna delalet
eder.
Nevevi,
Müslim'in şerhinde şu bilgiyi verir: "Diğer hadiste Peygamber (s.a.v.)'in
Safvan bin Ümeyye'den müslüman olmadan önce yardım istediği rivayet olunmuştur.
Alimlerden bir cemaat birinci hadisi her durumda tutmuşlardır. Yani durum ne
olursa olsun müşriklerden yardım istenmez. Şafii ve başka alimler: Eğer kafir
kişinin görüşleri müslümanlarca beğenilir ve onun yardımına ihtiyaç duyulursa
ondan yardım istenir. Aksi takdirde ondan yardım istemek mekruhtur,
demişlerdir. Bu alimler bu iki hadisi anılan iki duruma yorumlamışlardır. Kafir
kişi verilen izin sonucunda müslümanlarlaberaber savaşa katılırsa, ona müslüman
mücahidler gibi ganimet hissesi verilmez. Fakat ganimetten uygun görülecek bir
mikdar verilir. Ebu Hanife, Şafii, Malik ve cumhürun görüşü böyledir. Zühri ve
Evzai'ye göre kafire de müslüman mücahid gibi ganimet hissesi verilir."