29- HASMI İLE DÖVÜŞMEK
ÜZERE SAVAŞÇININ MUHAREBE MEYDANINA ÇIKMASI VE SAVAŞÇININ BERABERİNDE BULUNAN
EŞYA (NIN HÜKMÜNE DAİR HADİSLER) BABI
حدّثنا
يَحْيَى بْنُ
حَكِيْمٍ
وَحَفْصث بْنُ
عَمْرٍو، قَالاَ:
ثنا عِبْدُ
الْرَّحْمِنِ
بْنُ مَهْدِيٍّ.
ح
وَحَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ إِسْمَاعِيْلَ.
أَنْبَأَنَا
وَكِي}عٌ
قَالاَ: ثنا
سُفْيَانُ
عَنْ أبِي
هَاشِمٍ
الرُّمَّانِيّ
((قَالَ أَبُو
عِبْدِ اللهِ:
هُوِ يَحْيَى
بْنُ
اْلأَسْوَدِ))
عَنْ أَبِي
مِجْلَزٍ،
عَنْ قَيْسِ
بْنِ
عُبَادٍ؛
قَالَ:
سَمِعْتُ
أَبَا ذَرٍّ
يُقْسِمُ:
لَنَزَلَتْ
هَذِهِ
اْلآيَةُ فِي
هَؤُلاَءِ
الرَّهْط
السِّتَّةِ
يَوْمَ بَدْرٍ
((هّذانِ
خَصْمَانِ
اخْتَصَمُوا
فِي رَبَّهِمْ))
إِلَى
قَوْلِهِ
((إِنَّ اللهَ
يَفْعَلُ مَا
يُرِيْدُ))
فِي حَمْزَةَ
بْنِ عِبْدِ
الْمُطَّلِبِ،
وَ عَلِيَّ
بْنِ أَبِي
طَالِبٍ،
وَعُبَيْدَةَ
بْنِ
الْحَرِثِ،
وَعُتْبَةَ
بْنِ
رَبِيْعَةَ،
وَ شَيْبَةَ
بْنِ رَبِيْعَةَ،
وَالوَل}دِ
بْنِ
عُتْبَةَ.
اخْتَصَمُوا
فِي
الْحُجَجِ،
يَوْمَ
بَدْرٍ.
Ebû Zerr(-i
Ğifârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre : Kendisi yemin ederek şöyle
demiştir: ''Hiç şüphesiz
karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir ayet, bir işaret ve ibret vardır.
Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kafirdi ve karşılarındakini
göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla
dilediğini destekliyordu. Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir
ibret vardır.'' [Al-i İmran 13] âyeti Bedir (savaşı) günü şu
altı kişilik topluluk hakkında indi: Bunlar Hamza bin Abdilmuttalib, Ali bin
Ebî Tâlib, Ubeyde bin el-Hâris (r.a.) ile (hasımları olan) Utbe bin Rebîa,
Şeybe bin Rebîa ve el-Velîd bin Utbe'dir. Bunlar Bedir (savaşı) günü din
uğrunda cedelleştiler.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir.
Hadiste
isimleri geçen üç sahabi ile onlarla dÖğüşen üç kafir KureyŞ kabilesindendir.
Hamza (r.a.) ile Ali (r.a.) Haşim'in Oğullarındandır. Ubeyde (r.a.) da
Muttalib'in oğullarındandır. Müşrik olan hasımları ise Abd-i Şems bin Abd-i
Menaf'ın oğullarındandır.
Ebu Davud
"Mübareze" babında Ali (r.a.)'den rivayet ettiği bir hadiste Bedir
savaşında bunların döğüşmeleri ile ilgili olarak şu bilgi verilmiştir: Hadisin
meali şöyledir:
"Ali
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre (Bedir savaşı günü) Utbe bin Rebia
(kafirlerin saffından çıkarak) ileri geldi. Arkasında oğlu (Velid) ve kardeşi
(Şeybe) geldi. Sonra Utbe (meydan okuyarak): Kim (bizimle) cenkleşmeye çıkacak?
diye bağırdı. Bunun üzerine Ensar-i Kiram'dan üç genç (onlarla cenkleşmek
üzere) meydana fırladllar. Utbe:
Siz kimsiniz?
diye sordu. Gençler kimler olduklannı ona bildirdiler. Utbe:
Sizle görülecek
bir işimiz yok. Biz amca oğullarımızı istiyoruz (yani Kureyş'ten olan emsalimiz
meydana çıksın), dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): Kalk Ya Hamza, kalk ya
Ali, kalk ya Ubeyde bin el-Haris (bin el-Muttalib), buyurdu. Bunun üzerine
Hamza, Utbe'ye doğru gitti, ben de Şeybe'ye yöneldim. (İkimiz hasımlarımızı
öldürdük) Ubeyde ile Velid biribirine birer darbe indirip ikisi de biribirini
yaraladılar. Sonra biz, Velid'e yönelip onu da öldürdük ve (yaralanan)
Ubeyde'yi taşıdık."
Avnü'l-Mabüd
yazarı bu hadisin şerhinde özetle şu bilgiyi verir: "Şerhü's-Sünne'de: Bu
hadis, kafirlerle yapılan savaşta mübareze, yani hasmı ile döğüşmek üzete
mücahidin meydana çıkıp döğüşmesinin caizliğine delalet eder. Mübareze,
kumandanın izniyle olduğu zaman bunun caizliği husüsunda ihtilM yoktur. Fakat
kumandanın izniyle olmadığı zaman bunun caizliği husüsunda ihtilM vardır: Bir
cemaata göre yine caizdir. Malik ile Şafii de bu görüştedir, diye bilgi
verilmiştir.
Hattabi de
özetle şöyle der: Hadis, kumandanın izni olsun veya olmasın mübarezenin
caizliğine delalet eder. Çünkü Hamza (r.a.) ile Ali (r.a.)'ın mübarezeye
çıkmaları Peygamber (s.a.v.)'in izniyle idi. Ensari gençlerin mübarezesi, yani
meydana çıkmaları Peygamber (s.a.v.)'in izniyle değildi. Buna rağmen Peygamber
(s.a.v.), o gençlerin çıkmalarına itiraz etmedi.
Hadiste anılan
ayet Hac süresinın 19. ayetidir. Bu ayetin meali şöyledir: "Bu iki zümre
(mü'min, kafir) iki hasımdır ki, kendi Rableri hakkında cedelleştiler. O
küfreden zümre için. ateşten elbise biçilmiştir. Başlarına da kaynar su
dökülecektir."
Bu hadise göre
anılan ayet, Bedir savaşında döğüşen ve isimleri hadiste anılan üç sahabi ile
üç hasımları hakkında nazil olmuştur. Ayetin iniş sebebi hakkındabaşka
rivayetler de vardır. Tefsir kitablarında geniş bilgi mevcuttur.
Bir noktayı
belirteyim: Hadiste bu ayetin devamı gibi' görülen; "Süphesiz, Allah
istediğini yapar" nazm-i ceIili ayni sürenin 14. ayetinin sonudur. Bunun
19. ayet ile beraber anılmasının hikmetini ve sebebini bilemedim. Ancak şu
ihtimal hatıra gelir: Bilindiği gibi ayetlerin iniş sırası Mushaf'daki sıraya
göre değildir. Bu itibarla 14. ayet 19. ayetle beraber ve ayni sebeple inmiş
olabilir. Bu rlurum incelenmelidir. Allah en iyi bilendir.