DEVAM: 29- HASMI İLE
DÖVÜŞMEK ÜZERE SAVAŞÇININ MUHAREBE MEYDANINA ÇIKMASI VE SAVAŞÇININ BERABERİNDE
BULUNAN EŞYA (NIN HÜKMÜNE DAİR HADİSLER) BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
ثنا مُعَاوِيةَ.
ثنا أَبُو
مَالِكٍ
الأَشْجَعِيُّ
عَنْ نَعِيْمِ
ابْنِ أَبِي
هِنْدٍ، عَنِ
ابْنِ سَمُرَةَ
بْنِ
جُنْدُبٍ،
عَنْ
أَبِيهِ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم: ((مَنْ
قَتَلَ
فَلَهُ
السَّلْبُ))
في الزوائد:
في إسناده
سليمان بْنُ
سمرة بْنُ جندب.
ذكره ابن حبّان
ف يالثقات.
وقال ابن
القطان: حاله
مجهول. وباقي
رجاله موثقون.
Semüre bin Cündüb
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Kim (bir kâfiri) öldürürse seleb (yâni o kâfirin
beraberindeki eşya) o kimseyedir.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Süleyman bin Semüre bin Cündüb bulunur.
İbn-i Hibban onu sika zatlar arasında anmıştır. İbnü'l-Kattan da: Onun hali
mechuldur. demiştir. Senedin kalan ravileri güvenilir zatlardır.
AÇIKLAMA: Seleme (r.a.) ile Semure (r.a.)'ın hadisleri Zevaid türündendir. Ebu
Katade (r.a.)'ın hadisi ise Buhari, Müslim ve Tirmizi tarafından da rivayet
edilmiştir.
Seleb: Savaşan
kimsenin beraberinde bulunan giyecek, silah ve diğer eşyalardır. Cumhur böyle tarif
etmiştir. Ahmed'e göre savaşan kişinin beraberinde bulunan hayvanı selebten
sayılmaz. Şafii' ye göre ise seleb silahtan ibarettir. Yani savaşçının
beraberinde bulunan diğer eşya selebe dahil değildir.
Bu hadislere
göre savaşta müslüman mücahidin öldürdüğü düşman üzerinde ve beraberinde
bulunan eşya ganimet malına dahil edilmeyip öldüren mücahide verilir.
Tirmizi, Ebu
Katade (r.a.)'ın hadisini rivayet ettikten sonra: Peygamber (s.a.v.)'in
ashabından ve başkalarından teşekkül eden alimlerden bir grub bu hadisle amel
etmişlerdir. Evzai, Şafii. ve Ahmed'in fetvaları da böyledir. İlim adamlarından
bazıları da: Devlet başkanı seleb'den beşte bir hisseyi çıkarabilir, yani
dilerse seleb'in beşte dördünü katil mücahide verir ve kalan beşte birini uygun
gördüğÜ yolda harcayabUir, demiştir. Sevri de der ki: Nefel: Devlet başkanının:
Kim (savaşta düşmanların malından) ne elde ederse o mal, o kimseyedir ve kim
bir kafiri öldürürse onun selebi, yani beraberindeki mal o kimseyedir,
demesidir. Bu hüküm caizdir ve bu nevi maldan humus, yani beşte bir hisse,
çıkarılınaz. İshak da şöyle demiştir.:
Seleb, katilin
hakkıdır. Ancak büyük bir meblağ tutarsa devlet 'başkanı onun beşte birini ci
lakoyabilir Nitekim Ömer bin el Hattab (r.a.) öyle yapmıştır, diye bilgi verir.
Tuhfe yazarının
beyanına göre Hanefiler ile Malikiler: Kafiri öldÜren. mücahid, selebi alma
hakkına sahip d'eğildir. Ancak devlet başkanı selebin öldürene ait olduğunu
söylemişse o zaman seleb katilin hakkı olur, demişlerdir.
Tuhfe yazarı bu
arada şöyle der: Cumhüra göre katil mücahid, seleb'i alına hakkına sahibtir.
Mücahidlerin başında bulunan kumandan selebin katile ,iit olduğunu önceden
söylemiş olsun veya olmasın netice değişmez. Cumhür, bu görüşünde Ebu Katade
(r.a.)'ın hadisine dayanır Açık olan hüküm de budur.