DEVAM: 39- İMAM'A
(DEVLET BAŞKANINA) İTAAT BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ
بَشَّارٍ.
حدّثنا مُحَمَّدُ
بْنُ
جَعْفَرٍ.
حدّثنا
شُعْبَةُ عَنْ
أَبِي
عِمْرانَ
الجَوْنِيِّ،
عَنْ عَبْدِ
اللهِ بْنِ
الصَّامِتِ،
عَنْ أبِي
ذَرِّ؛
أَنَّهُ
انْتَهَى
إِلَى
الرَّبَذَةِ،
وَقّدْ
أُقِمَتِ الصلاةُ.
فإِذَا
عَبْدٌ
يَؤُمُّهُمْ.
فَقِيلَ: هذَا
أَبُو ذَرٍّ.
فَذَهَبَ
يَتَأَخَّرُ،
فَقَالَ
أَبُو ذَرٍّ:
أَوْصَانِي
خَلِيلي صلى
الله عليه
وسلم أَنْ
أَسْمَعَ
وَأُطِيعَ. وَإِنْ
كَانَ
عَبْداً
حَبَشِيّاً
مُجَدَّعَ
الأَطْرَافِ.
Ebû Zerr(-i
Ğifârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi er-Rebeze'ye vardı. O
sırada namaz için ikâmet ediliyor ve bir köle (cemaata) namaz kıldırmaya
hazırlanıyordu. Bu (gelen zât) Ebû Zer'dir denilince köle (Ebû Zer' namaz
kıldırsın diye) geri çekilmeye başladı. Bunun üzerine Ebû Zer' (r.a.) şöyle
dedi:
İmâm (burnu ve
kulağı gibi) etrafı kesik habeşi bir köle bile Olsa onun emirlerini dinlememi
ve ona itaat etmemi, dostum (Nebi) (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana tavsiye
buyurmuştur.
AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir.
Enes (r.a.)'ın hadisi ise Buhari'de de rivayet edilmiştir.
Ümmü'l-Husayn
(r.anha)'nın hadisi ile Ebu Zer (r.a.)'ın hadisleri yine Müslim tarafmdan,
ayrıca Ümmü'l-Husayn (r.anha)'nın hadisi Tirmizi tarafından da rivayet
edilmiştir.
Bu hadisler
İslam devlet başkanına, valisine, kumandanına ve diğer amirIerine itaat etmeyi
ve emirlerini dinlemeyi vacib kılar. Müslüman olan amirIerin Allah ve Resulünün
emirlerine aykırı olmayan talimatlarına uymanın vacibliği hususunda icma
bulunduğunu Nevevi nakletmiştir. Allah'a isyan ve günah sayılan talimatlarda
ise amirIerin emirlerine itaat edilmesinin haramlığı hususunda da icına
bulundUğU Kadı iyaz tarafından nakledilmiştir. Günah olan talimatlara
uyulmamasına ait hadisler bundan sonra gelen babta rivayet edilmiştir. Bu
itibarla afuirlere itaat edilmesine dair bu babtaki hadisler Şer-i Şerif'e
aykırı olmayan emir ve talimatlar hakkındadır.
Peygamber
(s.a.v.)'e itaat veya isyfmm AIlah'a itaat veya isyan sayılmasının sebebi
Allah'ın Peygamber (s.a.v.)'e itaat etmeyi emretmiş olmasıdır. İslam devlet
başkanına itaat etmenin Peygamber (s.a.v.)'in emrine itaat, keza devlet
reisinin emrine isyan etmenin Peygamber (s.a.v.)'in emrine isyan sayılması
sebebi ise Peygamber (s.a.v.)'in devlet reisine itaat etmeyi emretmiş
olmasıdır. Bu itibarla İslam devlet başkanı tarafından verilen ve dine aykın
olmayan emirlere itaat etmek Allah ve Resülü'nün emirlerine itaat sayılır. Keza
onun emirlerine isyan etmek Allah ve Resülü'nün emirlerine isyan sayılır.
Enes (r.a.)'ın
hadisinden de amir durumunda olan kişi siyah bir köle de olsa onun emirlerini
dinlemenin ve ona itaat etmenin vacibliği hükmü çıkanlıyor. El-Hafız'ın da
beyan ettiği gibi bu hadiste geçen "İstimal" ifadesi umümi bir manayı
taşır. Yani vali, kumandan, cami imamı ve benzeri amirler bu hükmün içine giriyor.
Bu hadiste amir
atanacak kölenin başı kuru üzüm taneciğine benzetilmiştir. Yani amir
durumundaki şahıs süreten çirkin, önemsiz ve aklı, zekası noksan bir köle bile
olsa ona itaat edilecektir.
Nevevi de: Bir
kölenin amir, vali, kumandan olması iki şekilde düşünülebilir: Devlet başkanı
tarafından böyle bir kimse bir göreve atanmış olabilir. Ya da bir köle herhangi
bir yolla memleket idaresini eline geçirir. Yoksa normal bir seçimle bir köleyi
emir ve devlet başkanı yapmak caiz değildir. Çünkü emirin, yani devlet reisinin
hür olması şarttır, der.
Hattabi: de:
Vukü bulması düşünülmeyen misaller bazen verilir. Bu ve benzeri hadisler de bu
nevidendir. Yani dinen düşünülmüyor ise de faraza başa geçen imam, devlet
başkanı, böyle bir kimse bile olsa mutlaka itaat edilmesi gereklidir. İtaatin
önemi mahiyetinde bu misal verilmiş, der.
El-Hafız'ın
beyan ettiği bir kavle göre Enes (r.a.)'ın hadisinden maksad şudur: Devlet
başkanı habeşi bir köleyi bir yere vali - kaymakam tayin ettiği zaman o köleye
itaat ed il- / mesidir. Maksad kölenin devletin başına getirilmesi değildir.
Hadiste böyle bir ifade yoktur. Şöyle de denilebilir: Devletin başına usülü
dairesinde getirilen kişi önceden köle iken azadIanmış ve hür bir kimse haline
gelmiş ise ona itaat edilmesi vacibtir.
Ümmü'l-Husayn
(r.anha)'nın hadisİı:İ Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Veda haccı esnasında
buyurduğu. Müslim'in rivayetinde belirtilmiştir. Yine Müslim'in bir rivayetine
göre bu hadis Mina veya Arafat'ta buyurulmuştur. Bu hadiste de Enes'in
hadisinde olduğu gibi bir göreve atanan devlet yetkiliSine itaat edilmesi
emrolunmuştur. Ancak o amirin toplumu Allah'ın kitabı olan Kur'an-ı Kerim'e
uygun biçimde sevk ve idare etmesi şart koşuluyar. Bu hadiste geçen
"Mücedda" burnu ve kulağı kesik kişi manasına yorumlanmıştır.
Bazıları ise bu kelime vücudunun herhangi bir tarafı kesik alandır, diye
yorumlamışlardır .
Tuhfe yazan bu
hadisin şerhinde özetle şöyle der; "Bu hadis, Ulü'l-Emr, yani devlet
yetkilileri ile iyi geçinmeyi, onların talimatlanna uyulmayı ve fitne ile
parçalanmadan sakınmayı emreder. EI-Mecma'de deniliyar ki; Şöyle bir soru
sorulabilir; İmamın hür olması, Kureyş'ten olması ve vücudunda bir sakatlığın
bulunmaması şartı vardır. Oysa bu hadise göre bu şartlar olmasa da itaat
edilecek ve bu şartları taşımayan kimse de imam olabilir? Bu soruya şöyle cevab
verilir: Evet normal şartlar içinde dinen imamı seçme yeteneğine sahib
kimselerin görüşleriyle imam seçildiği takdirde anılan şartlar aranır. Fakat
böyle değil de cebir ve baskı kullanmak suretiyle imam olan bir kimse köle veya
fas ık bir müslüman da olsa ona muhalefet edip memlekette isyan çıkarmak
haramdır. Onun verdiği talimatlar geçerlidir. Diğer taraftan şunu da belirtmek
gerekir: Hadiste böyle bir kimsenin imam, yani devfet başkanı olmasından söz
edilmemiştir. Hadiste devlet başkanı böyle bir kimseyi bir işe amir tayin
ettiği zaman onun emrine itaat edilmesi isteniyor."
Ebu Zer
(r.a.)'ın hadisinde geçen "Rebeze" Medine-i Münevver e ile Mekke arasında
ve Medine-i Münevvere'ye yaklaşık üç konak mesafede bir köyün ismidir. Ebu
Zerr-i Gifari (r.a.), Hz. Osman (r.a.) tarafınaan bu yerde ikamete memur
edilmişti. Ebu Zer, bu münasebetle Rebeze'ye vardığı zaman o köyde bir kölenin
imamlık ettiğini görmüş ve imam namaz kıldıracağı zaman Ebu Zer (r.a.)'ın
teşrifi dolayısıyla imam uyarıImış. Bunun üzerine imam geri çekilmek istemiş ve
Ebu Zer (r.a.) bu esnada bu hadisi rivayet etmiştir. Nevevi bu hadisin şerhinde
özetle şöyle der: Ebu Zer şunu demek istemiş: Emir kim olursa olsun, hatta
vücüdunun herhangi bir tarafı kesik, siyah bir köle de olsa ben onun emirlerini
dinler ve itaat ederim. Çünkü itaatı vacibdir.
el-Hafız da
el-Fetih'te Enes (r.a.)'ın hadisini izah ederken' bir münasebetle Ebu Zer
(r.a.)'ın bu hadisini naklederek: Bu hadis, Peygamber (s.a.v.)'in Ebu Zerr'e
özel mahiyette böyle bir tavsi yede bulunmasının hikmetini beyan eder,
demiştir. Yani Ey Ebu Zer! Günün birinde bir köleye uymak durumu ile
karşılaşırsan onu dinle ve ona itaat et.