4- RAHL (DEVE PALANI)
ÜSTÜNDE HAC YOLCULUĞU BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حدّثنا وَكِيعٌ
عَنِ
الرَّبِيعِ
بْنِ صَبِيحٍ
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ
أَبَانٍ،
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ؛
قَالَ: حَجَ
النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم عَلَى
رَحْلٍ رَثٍّ.
وَقَطِيفَةٍ
تُسَاوِي
أَرْبَعَةَ
دَرَاهِمَ،
أَوْ لاَ
تُسَاوِي. ثُمَّ
قَالَ
((اللّهُمَّ!
حِجَّةٌ لاَ رِيَاءَ
فِيهَا
وَلاَسُمْعَةَ)).
Enes bin Mâlik
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eski bir palan
ve dört dirhem eder veya etmez bir örtü üstünde hac yolculuğu etti ve:
«Allahım! (Bu), riyasız ve gösterişsiz bir hac'dır,» dedi.
AÇIKLAMA: Buhari bu hadisin baş kısmını başka bir senedie Enes (r.a.)'den rivayet
etmiştir. Buhari' deki metin şöyledir: "Resülullah (s.a.v.) bir palan
üstünde hac yolculuğu etti. O'nun biniti. azığını ve yolculuk eşyasını da
taşırdl." Müellifimizin senedindeki ravi Yezid bin Eban zayütır.
Hadiste geçen
"Rahı" deve palanı manasınadır. Binit olarak kullanılan deveye de
"Rahile" denilir.
Katife: Kadife
manasına geldiği gibi örtü manasına da gelir. Hadisin ifade tarzı ikinci manaya
daha uygundur. Bu takdirde bundan kasdedilen mana, deve palanı üstüne atılan
örtüdür. Şu halde hadisden kasdedilen mana şöyledir:
Peygamber
(s.a.v.) mütevazi bir şekilde hac yolculUğU etti. O'riun binitinin palanı eski
idi ve palanın üstündeki örtü de yaklaşık olarak dört dirhem değerinde idi.
Katife kelimesi
elbise manasına kullanılmış olabilir. Bu takdirde Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in üstündeki
elbisenin ancak dört dirhem değerinde olduğu ifade edilmek istenmiştir.
Hadis, hac
yolculuğunun gösterişten ve riyakarlıktan uzak tutulmasının önemini ifade eder.
Şu noktayı da belirteyim: Gösterişsiz ve mütevazi bir kıyMetle yolculuk etmek
ayn şey, kirli ve pis kokulu elbise veya araçla yolculuk etmek ayn şeydir. Yani
hac yolculuğuna çıkan kimsenin temizliğe son derece dikkat etmesi kaydıyla
müteveizi ve gösterişsiz bir halde olmalıdır.
Hadisin son
kısmında Peygamber (s.a.v.)'e ait cümle iki şekilde yorumlanabildiği için bu
durumu parantez içi ifade ile işaret ettim. Her iki yoruma göre bu cümleden
maksad yapılan hac ibadetinin kabul olunmasını dilemektir.