56- ARAFAT'TA DUA ETME
(FAZİLETİNİN BEYANI) BABI
حدّثنا
أَيُّوبُ
بْنُ
مُحَمَّدٍ
الْهَاشِمِيُّ.
حدّثنا
عَبْدُ
الْقَاهِرِ
بْنُ السَّرِيّ
السَّلَمِيُّ.
حدّثنا
عَبْدُ اللهِ
ابْنُ
كِنَانَةَ
بْنِ عَبَّاسِ
بْنِ
مِرْدَاسٍ
السَّلَمِيُّ؛
أَنَّ أَبَاهُ
أَخْبَرَهُ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم دَعَا
لأِمَّتِهِ
عَشِيَّةَ
عَرَفَةَ
بِالْمَغْفِرَةِ.
فَأُجِيبَ:
إِنِّي قَدْ
غَفَرْتُ
لَهُمْ، مَاخَلاَ
الظَّالِمَ.
فَإِنِّي
آخُذُ لِلْمَظُلُومِ
مِنْهُ. قَالَ
((أَيْ رَبِّ!
إِنْ شِئْتَ
أَعْطَيْتَ
الْمَظُلُومَ
مِنَ
الْجَنَّةِ.
وَغَفَرْتَ
لِلظَّالِمِ))
فَلَمْ
يُجَبْ
عَشِيَّتَهُ. فَلَمَّا
أَصْبَحَ
بِالْمُزْدِلَفَةِ
أَعَادَ
الدُّعَاءَ.
فَأُجِيبَ
إِلَى مَا سَأَلَ.
قَالَ
فَضَحِكَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم،
أَوْ قَالَ
تَبَسَّمَ.
فَقَالَ لَهُ
أَبُو بَكْرٍ
وَعُمَرُ:
بِأَبِي
أَنْتَ وَأُمِّي!
إِنَّ هذِهِ
لَسَاعَةٌ
مَاكُنْتَ
تَضْحَكُ
فِيهَا. فَمَا
الَّذِي
أَضْحَكَكَ؟
أَضْحَكَ
اللهُ
سِنَّكَ! قَالَ
((إِنَّ
عَدُوَّ
اللهِ
إِبْلِيسَ،
لَمَّا
عَلِمَ أَنَّ
اللهَ، عَزَّ
وَجَلَّ،
قَدِ
اسْتَجَابَ
دُعَائِي، وَغَفَرَ
لأُمَّتِي،
أَخَذَ
التُّرَابَ
فَجَعَلَ
يَحْثُوهُ
عَلَى
رَأْسِهِ
وَيَدْعُو
بِالْوَيْلِ
وَالثُّبُورِ.
فَأَضْحَكَنِي
مَارأَيْتُ
مِنْ
جَزَعِهِ)).
في
الزوائد: في
إسناده عبد
الله بن
كتانة، قال
البخاريّ: لم
يصح حديثه.
ولم أر من
تكلم فيه بجرح
ولا توثيق.
Abbas bin Mirdas
es-Selemi (r.a.)'den; şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),
Ümmeti için Arefe günü akşamı (Arafatta) mağfiret duasında bulundu. O'na,
(Allah tarafından) şöyle cevap verildi: Zalim müstesna, onları bağışladım.
Çünkü ben mazlumun hakkını zalim'den şüphesiz alırım. Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem): «Ey Rabbim! Eğer dilersen mazluma (hakkını) cennetten verir ve
zalimi bağışlarsın, » diye dua etti. Fakat o akşam bu duası kabul olunmadı. Sonra
Resul-i Ekrem (ertesi gün) Müzdelife de sabahlayınca anılan duayı tekrarladı ve
duası kabul olundu. Abbas bin Mirdas: Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) güldü, dedi. veya gülümsedi. Bunun üzerine Ebu Bekir ve Ömer (r.a.)
(Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem))'e:
Babam ve anam
sana feda olsun! Bu saatte gülmezdin. Seni güldürüren nedir? Allah seni
sevindirsin, dediler. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allah
düşmanı İblis, Allah Azze ve Celle'nin benim duamı kabul ettiğini ve Ümmetimi
bağışladığını bilince toprağı alıp başına dökmeye ve mahvoldum, helak oldum
diye bağırmaya başladı. Gördüğüm onun bu sabırsızlığı ve üzüntüsü beni
güldürdü, buyurdu.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Abdullah bin Kinane bulunur. Buhari, onun
hadisinin sahih olmadığını söylemiştir. Fakat ben onu cerh veya tevsik eden
kimseyi görmedim.
AÇIKLAMA: Zevaid nevinden olan bu hadisi Beyhaki de rivayet etmiştir. Sindi bu
hadisin izahı ile ilgili olarak özetle şu bilgiyi verir: Resul-i Ekrem
(Aleyhi's-sahitü ve's-selam)'in Arafat'ta ümmeti için ettiği duanın hacc'a
giden ve gitmeyen bütün ümmeti için edildiği muhtemelolduğu gibi ümmetinden hac
görevini ifa edenlere mahsus olması ihtimali de vardır. ÜçüncÜ bir ihtimal o
yıl Veda haccına katılan sahabilere mahsus bir dua olmasıdır.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in "Ey Rabbim! Dilersen mazlum'a cennetten verirsin"
mealindeki duasının zahirine göre O, müslümanların birbirlerine ettikleri
haksızlıkların bağışlanmasını istemiş, zimmilere, yani gayri müslimlere edilen
haksızlıkların bağışlanmasını söz konusu etmemiştir. Çünkü bir gayri müslime,
uğradığı haksızlığa karşı cennet'ten bir nimetin verilmesi dilenmez, onlar
cennet nimetlerinden tamamen mahrumdurlar. Gerek müslümanlar arasındaki
haksızlıkların gerekse gayri müslimlere edilen haksızlıkların tümünün
bağışlanması kasdediImiş olabilir. Bu takdirde "Cennet'ten verirsin"
sözü bir misal anlamında kullanılmış olur. Yani haksızlığa uğrayan müslümana
cennetten ve haksızlığa uğrayan gayri müslimlere azablarının hafifletilmesi
hususunda ikramda bulunursun. Allah daha iyi bilir.
İbnü'l-Cevzi bu
hadisi mevzu hadislerden saymış ise de İbn-i Hacer buna karşı çıkarak, mevzu
olduğu sabit değildir. Fakat zayıf olduğu söylenebilir. Bu hadis müteaddid
senedlerle rivayet edildiği için bunların toplamından bir kuvvet meydana gelir.
Ebu Davud bunun bir kısmını rivayet etmiştir. Beyhaki de bunu rivayet ettikten
sonra: Bu hadisi teyid eden hadisler vardır. Şevahid durumundaki hadisler sahih
iseler bu hadis delil sayılır. Aksi takdirde şöyle söylenir: Allah Teala,
şiI'k, yani Zatına ortak koşma günahını bağışlamaz. Bunun dışında kalan
günahları dilediği kulları için bağışlar. Zulümler, şirk günahı dışındadır,
der.
Hacc'ın
fazileti ve günahların bağışlanmasına vesile oluşu ile ilgili bilgi bu kitabın
3. babında rivayet olunan 2888 ve 2889. hadisler bölümünde geçti.