SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-MENASİK

<< 3073 >>

DEVAM: 83- AY BAŞI ADETİ GÖREN KADIN VEDA TAVAFI ETMEDEN MEKKE'DEN ÇIKABİLİR, BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. قَالاَ: حدّثنا أَبُو مُعَاوِيَةَ. حدّثنا الأَعْمَشُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنِ الأَسْوَدِ، عَنْ عَائِشَةَ؛ قَالَتْ: ذَكَرَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم صَفِيَّةَ فَقُلْنَا: قَدْ حَاضَتْ  فَقَالَ ((عَقْرَي! حَلْقَي! مَا أُرَاهَا إِلاَّ حَابِسَتَنَا)) فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ! إِنَّهَا قَدْ طَافَتْ يَوْمَ النَّحْرِ.  قَالَ ((فَلاَ، إِذَنْ. مُرُوهَا فَلْتَنْفِرْ)).

 

Âişe (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Safiyye (bint-i Huyey)'den söz etti. Biz de onun ay başı âdeti hâline girdiğini söyledik. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «(Yahûdî olan kavmine) uğursuzluk getiren kadın! Ben onu ancak yola çıkmamızı engelleyici sanırım (Yâni galiba onun yüzünden Medine'ye hareketimiz gecikecek)», buyurdu. Bunun üzerine benj:

 

Yâ Resülallah! Safiyye Kurban bayramının ilk günü ifâda tavafı etti, dedim. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «O zaman (Medine'ye hareket etmemize) engel yok. Ona söyleyin yollansın.» buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Aişe (r.anha)'nın bu hadisleri Buhari, Müslim, Malik, Şafii, Ebü Davüd, Tirmizi, Tahavi ve Beyhaki tarafından değişik senedler ve benzer lafızlarla rivayet edilmiştir.

 

İkinci hadis metninde geçen; ''Akra halka'' kelimeleri ile lügat manaları kasdedilmemiştir. Bunların masdarlan olan Akr, boğazlama, yaralama gibi manalara gelir. Halk da saç ve saka! tıraşı gibi manalara gelir. Bu iki kelime Arap dilinde beddua, yani bir kimse aleyhinde dua etmek manasında kullanılır. Lügat manaları kasdedilmez. ...... ve ..... sözleri de böyledir, lügat manaları kasdedilmez, dua anlamında kullanılır. Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in bu sözü zevcesi Safiyye bint-i Huyey hakkında kullanması sebebi hakkında bazı ilim adamları şöyle derler; Hz. Safiyye o sıralarda boğazından rahatsızdı. Resül-i Ekrem (s.a.v.); Seriin dilin uzundur, ağzından çıkan nahoş sözlerin cezasıdır bu, demek istemiştir.

 

El-Hafız'ın beyanına göre Kurtubi: Bu kelimeler yahüdilerin hayız gören kadınlar hakkında kullandıkları sözlerdir. Bu kelimelerin aslı budur. Sonra Arablar bunları başka alanlarda da kullanmışlar ve lüga; mfmalarını kasdetmemişlerdir, diyor.

 

Zemahşeri de: Bu kelimeler uğursuz sayılan kadınlar hakkında kullanılır. Yani uğursuz kadın yüzünden kavmi helak olur ve sanki kadın kendi kavmini boğazlamış, kökünden kazımış olur, der.

 

Bazıları bu kelimeleri burada uğursuzluk manasına yorumlamışlardır. Şöyle ki : Resül-i Ekrem (s.a.v.) Safiyye (r.anha)'nın ifada, yani haccın farz olan tavafını etmediğini sanmıştı' Hayız hülinde de bu tavafı ifa etmek mümkün olmadığına göre onun bu halden temizlenmesi ve temizlendikten sonra ifcida tavafı etmesi için beklenecek ve onun yüzünden halk Medine'ye hareket edemeyecekti. İşte halkın Medine 'ye hareketinin gecikmesine sebep olduğu gerekçesiyle Safiyye hakkında uğursuzluk anlamını ifade eden bu kelimeler kullanılmıştır. Ben acizane bu yorumu uygun görmüyorum. Çünkü Hz. Safiyye ifada tavafını ifa etnıiş, sonra adet görmüştü ve halkın hareketinin gecikmesine sebebiyet vermemişti. Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in da uğursuzluk anlamında bu kelimeleri kullanmış olma ihtimali bence uzaktır. Bu nedenle bence Hz. Safiyye (r.anha)'nin yahüdi olan kavmi için uğurlu olmadığı manasını tercih etmek daha uygundur. Bilindiği gibi Hz. Safiyye, Hayber yahüdilerinin eşrafındap idi ve Hayber'in fetih günü esir alınarak bilahare Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in zevceleri arasında yer almak şerefine mazhar olmuştu. Bu itibarla kavmi için uğurlu olmayışı manüsı düşünülebilir. Allah en iyi bilendir.

 

HADİSLERDEN. ÇIKARILAN HÜKÜMLER

 

1. İfada tavafı haccın rükünlerindendir. Buna Ziyaret tavafı da denilir. Bu ta vafın sıhhati ve geçerliliği için taharet şarttır. Yani cünüblül{, aybaşı adeti, lohusalık hali ve abdestsizlik buna manidir. Bir kadın anılan durumda iken tavaf edemez. Bu itibarla henüz bu tavafı etmemiş iken adet halini gören kadın, temizleninceye kadar beklemek zorundadır. Kafile başkanı da böyle kadınlar için hareketini geciktirmelidir. Bu konuya ilişkin fıkhi hükümler için fıkıh kitabIanna baş vurulmalıdır.

 

2. Henüz veda tavMı etmemiş iken adet gören kadın bu tavafla mükellef değildir. Bunu yapmadan memleketine hareket edebilir. Bu durumdaki kadının, veda tavMını terkettiğinden dolayı herhangi bir fidye ödemesi de söz konusu değildir.