DEVAM: 26- MEKKE'YE
GİRME (ADABlNIN BEYANI) BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى.
حدّثنا عَبْدُ
الرَّزَّاقِ.
أَبْنَأَنَا
مَعْمَرٌ عَنِ
الزُّهْرِيِّ،
عَنْ عَلِيِّ
ابْنِ الْحُسَيْنِ،
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
عُثْمَانَ،
عَنْ
أُسَامَةَ
بْنِ زَيْدٍ؛
قَالَ،
قُلْتُ: يَا
رَسُولَ
اللهِ! أَيْنَ
تَنْزِلُ
غَداً؟
وَذِلكَ فِي
حَجَّتِهِ. قَالَ
((وَهَلْ
تَرَكَ لَنَا
عَقِيلٌ مَنْزِلاً؟))
ثُمَّ قَالَ
((نَحْنُ
نَازِلُونَ
غَداً بِخَيْفِ
بَنِي
كِنَانَةَ
((يَعْنِي
الْمُحَصَّبَ))
حَيْثُ
قَاسَمَتْ
قُرَيْشٌ
عَلَى الْكُفْرِ)). وَذِلكَ
أَنَّ بَنِي
كِنَانَةَ
حَالَفَتْ قُرَيْشاً
عَلَى بَنِي
هَاشِمٍ أَنْ
لاَيُنَا
كِحُوهُمْ
وَلاَ
يُبَايِعُوهُمْ.
قَالَ
مَعْمَرٌ:
قَالَ
الزُّهْرِيُّ:
وَالْخَيْفُ
الْوَادِي.
Usâme bin Zeyd
(r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Ben, (Resûl-i Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e): Yâ Resûlallah! Yarın (Mekke'de) nereye
ineceksin, (evinize mi)? diye sordum. Bu soruyu sormak O'nun (Veda) haccı
sırasında idi. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Akîl (Mekke'de)
bize mesken bıraktı mı? buyurdu. Sonra: (înşâallah) biz yarın Kinâne
oğullarının yurduna (yâni el-Muhassab'a) ineceğiz. Kureyş (müşrikleri) küfür
üzerine bu yerde ahd etmişlerdi. Bu ahid ve andIaşma Kinâne oğulları ile Kureyş
(müşrikleri) arasında Hâşim oğulları (ve Muttalib oğulları) aleyhine:
"Bunlarla kız alıp vermemek, alış veriş etmemek üzere" akdedilmişti.
(Hâşimîlerle Muttalibiler, Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Kureyş
ile Kinâne'ye itaat etmeye ikna edinceye kadar bu akid devam edecekti.)
(Râvi)
el-Ma'mer demiş ki: Zührî, el-Hayf'ın dere olduğunu söyledi.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
Peygamber (s.a.v.)'in amcası Ebu Talib'in oğlu Akil'in Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e
mesken ve ev diye bir şey bırakmadığına dair bir hadis Feraiz kitabının 6.
babında 2730 numarada geçti. Orada gerekli bilgi verildiği için bu hususla
ilgili bilgileri tekrarlamaya gerek görmüyorum. Oraya bakılabilir.
Kureyş ile
Kinane oğulları arasında akdedilen andlaşmanın mahiyeti ve amacı siyer
kitablarında etraflıca anlatılmaktadır. Andlaşmadan amaç Resul-i Ekrem (s.a.v.)
'i İslam davasından vaz geçirmeyi sağlamaktı. Haşim oğulları akrabalık
duygusuyla Resül-i Ekrem (s.a.v.) 'i himaye etmekten vaz geçmeyince bunları
dize getirmek isteyen müşrikler bu sülaleye karşı boykot ilan etti. Artık
bunlara kız alıp vermek, alış veriş etmek yok, bu sülalenin bulunduğu mahalleye
gıda malları satıcılarını salmak yoktu. Akdedilen andlaşma imzalandıktan sonra
Ka'be-i Muazzama'nın iç duvarına asıldı ve uygulanmaya konuldu. Haşim oğulları
bu boykottan geniş çapta zarara uğradılar. Mahsur kalan bu sülale yiyecekten,
içecekten ve her nevi ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakıldı. Çocukların ve
kadınların açlık feryadı Mekkeşehrini inletiyordu. Nübüvvetin yedinci yılı
başında ilan edilen boykot üç yıl sürdürüldü. Sonra Cenab-ı Hak andlaşmanın
yazılı olduğu sahifeye bir kurt musallat edip onda yazılı ne kadar batıl ve
yersiz fıkralar ve kelimeler varsa hepsini imha ettirdi ve Ka'be duvarına içten
asılı bu sahifenin son halini Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Resül-i Ekrem
(s.a.v.)'e bildirdi. Kurt, sahifede yazılı mukaddes kelimelere dokunmamıştı.
Resül-i Ekrem (s.a.v.) de bu durumu amcası Ebu Talib'e bildirdi. Ebu Talib de
Kureyş'e hitaben: Benim kardeşim oğlu Muhammed, Ka'be'nin içine astığınız
boykot sahifesi hakkında bana şu bilgiyi verdi: Allah anılan boykot sahifesine
bir kurt musallat etti. Ondaki batıl ve yersiz fıkraları o kurt silip imha
etti. Yalnız sahifede yazılı Allah'ın ismi kaldı. Ey Kureyş! Ka'be'ye girip
bakınız. Eğer yeğenimin sözleri doğru ise bu zulmünüzü, kötü davranışlarınızı
bırakınız. Şayet yeğenimin sözleri yalan ise ben onu size teslim edeceğim.
İster onu öldür.ünüz, ister diri bırakınız, dedi. Müşrikler gidip baktılar.
Peygamber (s.a.v.)'in verdiği haber doğru çıktı. Ellerindeki sahife yere düştü
ve kendileri de mahcub kaldılar.
Bu olay hızla
Mekke'ye yayıldı ve böylece boykot da sona erdi.
Nevevi de bu
olayı özetle anlatır ve: Müşrikler; Resül-i Ekrem (s.a.v.)'i ve Haşim oğulları
ile Muttalib oğullarını Kinane oğullarının yurduna, yani el-Muhassab'a sürgün
etmeye and etmişlerdi. Resül-i Ekrem (s.a.v.) Veda hacc'ında alenen ve açıkça
Mekke'ye girme nimetini veren Allah'a şükür etmek üzere Mina dönüşünde Kinane
oğullarının yurduna inmeye karar vermiştir, der.
Kinane
oğullarının yurdu, Mekke-i Mükerreme ile Mina arasında geniş bir alanın
ismidir. Bu alan Mina'ya daha yakındır. Bu semte El-Muhassab, Ebtah ve Batha da
denilir.