DEVAM: 38- HAC VE
UMRE'Yİ BERABER EDA EDEN (YANİ HACC-l KIRAN NiYETİYLE İHRAMA GİREN) E AİT
HADİSLER BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حدّثنا أَبُو
مُعَاوِيَةَ.
حدّثنا
حَجَّاجٌ
عَنِ الْحَسَنِ
بْنِ سَعْدٍ،
عَنِ ابْنِ
عَبَّاسٍ؛
قَالَ: أَخْبَرَنِي
أَبُو
طَلْحَةَ
أَنَّ
رَسُولَ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم قَرَنَ
الْحَجَّ وَالعُمْرَةَ.
في الزوائد:
في إسناده
حجاج بن
أرطاة، ضعيف
ومدلّس. زقد
رواه
بالعنعنة.
Ebû Talha
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
hac ve umre'yi beraber ifâ etti (yâni hacc-ı kırân'ı edâ etti.)
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Haccac bin Ertat bulunur. Bu ravi zayıf ve
tedlisçidir ve bu hadisi an'ane ile rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Enes (r.a.)'ın ilk hadisi Nesai, ikinci hadisi ise Müslim, Tirmizi, Ebu
Davud, Nesai ve Beyhaki tarafından da rivayet edilmiştir.
Es-Subay
(r.a.)'ın hadisini müellifimiz iki senedle rivayet etmiştir. Nesai de bunları
rivayet etmiştir. Ebu Davud ise ilk senedIe rivayet edilen metnin daha genişini
rivayet etmiştir. Ahmed ve Beyhaki ise bunun benzerini rivayet etmişlerdir.
Ebu Talha
(r.a.)'ın hadisi, notta belirtildiği gibi Zevaid nevindendir.
Bu babtaki
hadisler Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in Hacc-ı Kıran şeklinde menasikini ifa
ettiğine delalet eder. Hanefiler, Sevri ve İshak bu hadisleri delil göstererek
Hacc-ı Kıran'ın Hacc-ı Temettü ve Hacc-ı İfrad'dan dahafaziletli olduğunu
söylemişlerdir. Şafiiler'den Nevevi, el-Müzeni, İbnü'l-Münzir ve Takiyü'd-Din-i
Sibki de Hacc-ı Kıran'ın daha faziletli olduğunu söylemişlerdir.
Gerek bu babta
rivayet edilen hadisler, gerekse benzeri hadisler Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in
Hacc-ı Kıran ettiğine açıkça delalet ederler. Bu durum sahabilerden bir
cemaattan rivayet edilmiştir. İbn-i Ömer, Aişe, Cabir, Ömer bin el-Hattab, Ali,
İmran bin Husayn ve Süraka bin Malik (r.a.) anılan cemaattandır. Bundan önceki
babta rivayet edilen hadislerin zahirine göre ise Resül-i Ekrem (s.a.v.) Hacc-ı
İfrad etmiştir. Hicretten sonra Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in yalnız bir defa hacca
gittiği sabittir. Bu da hicretin 10. yılı edilen meşhur Veda haccıdır.
Tekmile
yazarının beyanına göre bu babta rivayet edilen hadisler ile bundan önceki
babta rivayet edilen hadisler arasında görülen zahiri ihtilM şu şekilde
halledilmiştir:
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in Hacc-ı İfrad ettiğini rivayet eden sahabiler O'nun hac için Lebbeyk
duasını işitmişler. Bu nedenle Hacc-ı İfrad ettiğini anlamışlardır. Hacc-ı
Kıran hadislerini rivayet edenler ise O'nun hac ve umre için Lebbeyk duasını
işitmişler ve böylece diğer grubun işitmediği umre ile ilgili Lebbeyk kısmını
hıfzetmişlerdir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bir söz veya fiilini hıfzedip
belleyen sahabrnin rivayeti bunu bellemeyen ve hıfzetmeyen sahabinin rivayetine
tercih edilir. Peygamber (A!eyhi's-salatü ve's-selam)'in Hacc-ı Kıran ettiği şu
sebeblerle ağırlık kazanır :
1.. O'nun
Hacc-ı Kıran ettiğini rivayet eden sahabiler, Hacc-ı İfrad ettiğini rivayet
eden sahabilerden fazladır.
2. O'nun Hacc-ı
Kıran ettiğine dair hadislerde, Hacc-ı İfrad ettiğine ait hadislerde bulunmayan
ziyadelik vardır. Güvenilir ravinin ziyade ve ekleri kabulolunur. Özellikle bu
ilave bir çok sıhhatli yollarla, sahabilerden oluşan bir cemaattan rivayet
edildiği zaman.
3. Hacc-ı
Kıran'a dair rivayetlerin tevili muhtemel değildir. Fakat Hacc-ı Hracı'aait
rivayetlerin tevili muhtemeldir.
4. Resül-i
Ekrem (s.a.v.) Veda haccı seferinde sahabilerden beraberinde kurbanlık
getirenlere Hacc-ı Kıran'ı emretmiştİ. O da kurbanlık getirmiş iken kurbanlık
getiren sahabilerina Hacc-ı Kıran'ı emredip kendisinin Hacc-ı Kıran'dan başka
bir hac şeklini eda etmesi mÜnasib görülmez.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in Hacc-ı Kıran ettiğine delalet eden başka deliller de mevcuttur. Biz
bu kadarlık bilgi ile yetinelim
2970 nolu
hadiste Selman bin Rebia ile Zeyd bin Suhan'ın Hacc-ı Kıran'a başlamış bulunan
Subey bin Ma'bed hakkında: "Bu adam devesinden daha sapıktır"
demelerinden maksadlan onun Hacc-ı İfrad'ın daha faziletli olduğunu bilmemesini
yadırgamaktıf. Herhalde Selman ile Zeyd, Ömer (r.a.)'ın Eacc-ı Kıran'dan
hoşlanmadığını sandıkları için böyle söylemişlerdi. Halbuki gerçek böyle
değildi. Nitekim Ömer (r.a.) Subeyy'in niyetlendiği Hacc-ı Kıran'ın Resul-i
Ekrem (s.a.v.)'in sÜllnetine uygun olduğunu ifade etmiştir. Ömer (r.a.) Hacc-ı
Temettü veya hac niyetiyle ihrama girildikten sonra bunu umre'ye çevirmeyi
tasvib etmiyordu.
BU HADiSTEN ŞU
HÜKÜMLER ÇıKAR
1. Hacc-ı Kıran
sünnet'e uygundur.
2. Dini bir
meseleyi bilmeyen kimse, bu alanda ehil ve liyakatlı ilim adamlarına baş
vurmalıdır.
3. Dini
meseleler hakkında yeterli bilgisi bulunmayan bir kimsenin dini vecibelerini
ifa eden kimseye rastgele sataşmamalıdır. Böyle sataşan kimseler yetkililerce
kınanmalıdır.
Bu hadiste sözü
edilen ravi Subey bin Ma'bed et-Tağlibi (r.a.) bu hadisi Ömer (r.a.)'den
rivayet etmiştir. Ravileri ise Ebu Vail, Mesruk, Ebu İshak es-Sübeyi, Şa'bi ve
İbrahim en-Nahai'dir. Bu zat muhadram olan tabiilerdendir. Yani Resul-i Ekrem
(s.a.v.) zamanında müslüman olmakla beraber O'nu görme şerefine nail
olamamıştır. Müslim bin Kasım, İbn-i Hibban ve başkası bunun sıka, yani
güvenilir olduğunu söylemişlerdir. Ebu Davud, İbn-i Mace ve Nesai onun hadisini
rivayet etmişlerdir.