54- (MİNA'DAN ARAFAT'A
GİDERKEN) ARAFAT (YAKININ)DA KONAKLAMA YERİ (NİN BEYANI) BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ،
وَعَمْرُو
بْنُ عَبْدِ
اللهِ،
قَالاَ:
حدّثنا
وَكِيعٌ.
أَنْبَأَنَا
نَافِعُ بْنُ عُمَرَ
الْجُمَحِيُّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ حَسَّانَ،
عَنِ ابْنِ
عُمَرَ؛
أَنَّ
رَسُولَ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم كَانَ
يَنْزِلُ بِعَرَفَةَ
فِي وَادِي
نَمِرَةَ.
قَالَ: فَلَمَّا
قَتَلَ
الْحَجَّاجُ
ابْنَ
الزُّبَيْرِ،
أَرْسَلَ
إِلَى ابْنِ
عُمَرَ: أَيَّ
سَاعَةٍ
كَانَ النَّبِيُّ
صلى الله عليه
وسلم يَرُوحُ
فِي هذَا
الْيَومِ؟
قَالَ إِذَا
كَانَ ذلِكَ
رُحْنَا.
فَأَرْسَلَ
الْحَجَّاجُ
رَجُلاً يَنْظُرُ
إِلَى
سَاعَةِ
يَرْتَحِلُ. فَلَمَّا
أَرَادَ
ابْنُ عُمَرَ
أَنْ يَرْتَحِلَ
قَالَ:
أَزَاغَتِ
الشَّمْسُ؟
قَالُوا: لَمْ
تَزِغْ بَعْدُ.
فَجَلَسَ.
ثُمَّ قَالَ:
أَزَاغَتِ
الشَّمْسُ؟
قَالُوا: لَمْ
تَزِغْ
بَعْدُ.
فَجَلَسَ. ثُمَّ
قَالَ:
أَزَاغَتِ
الشَّمْسُ؟
قَالُوا: لَمْ
تَزِغْ
بَعْدُ.
فَجَلَسَ.
ثُمَّ قَالَ:
أَزَاغَتِ
الشَّمْسُ؟
قَالُوا:
نَعَمْ. فَلَمَّا
قَالُوا: قَدْ
زَاغَتِ،
ارْتَحَلَ. قَالَ
وَكِيعٌ:
يَعْنِي
رَاحَ.
İbn-i Ömer
(r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Arafat da nemire deresinde konaklardı.
İbn-i Ömer
dediki: Haccac(-ı zalim), İbn-i Zübeyr (r.a.)'i öldürünce İbn-i Ömer'e adam
göndererek: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu gün (arafat günü) öğleden
sonra hangi saatte (memire'den urn deresine) hareket ederdi? diye sordurdu.
İbn-i Ömer (r.a.): Öğleden sonra o saat olunca hareket ederiz (ve sana haber
veririz), diye cevap verdi. Sonra İbn-i Ömer hareket etmek isteyince: Güneş
(tepeden) batıya eğildimi? diye sordu.
Yanındakiler:
Henüz eğilmedi,
dediler. Bunun üzerine İbn-i Ömer oturdu. Bir süre sonra: Güneş batıya eğildi
mi? diye sordu. Yanındakiler: Henüz eğilmedi, dediler. İbn-i Ömer oturdu. Biraz
sonra İbn-i Ömer: Güneş batıya eğildimi diye sordu. Yanındakiler: Güneş hala
batıya eğilmedi, dediler. Bunun üzerine İbn-i Ömer oturdu. Bir müddet sonra:
Güneş batıya eğildimi? diye sordu. Orada bulunanlar: Evet, diye cevap verdiler.
Oradakiler: Güneş batıya eğildi, deyince İbn-i Ömer hareket etti.
(Ravi) Veki' demiştirki : Yani İbn-i Ömer öğle vakti
girdikten sonra hareket etti.
AÇIKLAMA: Bu hadisi Ebu Davud ve Ahmed de rivayet etmişlerdir. Buhari ve Nesai de
bunun benzerini rivayet etmişlerdir.
Buhari ile
Nesai'nin Salim bin Abdillah bin Ömer (r.a.)'den rivayet ettikleri hadisin baş
kısmında şu ilave bulunur: (Halife) Abdülmelik bin Mervan, (Mekke valiliğine ve
hac emirliğine atadığı) Haccac (-ı Zalim)'e bir talimat göndererek, hac ile
ilgili meseleIerde İbn-i Ömer'e muhalefet etmemesini emretmişti."
Nemire: Mekke
ile Arafat arasında bir dağın ismidir. Harem mıntıkasının sınırını tesbit eden
dikili alametler bu dağın üstünde bulunur. Nemire Vadisi de Harem-i Şerif
mıntıkasının dışında kalan ve Arafat mıntıkasına yakın bir derenin ismidir. Bu
dere ne Harem-i Şerif'ten ne de Arafat' tan sayılir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)
Arefe gÜnü güneş doğduktan sonra Mina'dan hareket ederek Nemire deresine varıp
orada bir süre durmuş ve güneş tepeden bati tarafına eğilince, yani öğle vakti
girince oradan Urene Vadisi denilen yere hareket etmiş ve oraya varınca önce
hutbe okumuş, sonra öğle ve ikindi namazlarını birleştirerek beraber kılmış,
yani Öğle namazını kıldırdıktan sonra ara vermeden ikindi namazını da
kıldırmıştır. Bu husus sünenimizin 3074 nolu hadisinde açıklanmıştır.
İbn-i Ömer
(r.a.) bu esnada gözlerini kaybetmiş durumda olduğu için güneşin tepeden batıya
doğru eğilip eğilmediğini, yani öğle vaktinin girip girmediğini yanındakilere
sormuştur. İbn-i Ömer bu soruyu dört defa tekrarlamıştır. Bunun sebebi öğlenin
ilk vaktinde Nemire'den Arafat'a hareket etmek suretiyle Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'e tam manasıyla uymaktır.
AbduIIah bin
Zübeyr (r.a.) hicretin 64 veya 65. yılı Hicaz'da halifeliğini ilan etmiş ve
Hicaz halkı ona biat ettiği gibi Mısır, Irak halkı ile Suriye halkının bir
kısmı da ona bağlanmıştı. Hieretin 72. yılı Emevı halifelerinden Abdülmelik bin
Mervan, Haccac-i Zalim'i Abdullah bin Zübeyr'i öldürmek üzere Mekke'ye
göndermiş ve Haccac, hieretin 73. yılı Cemaziyel ahir ayının ortalarında
AbduIIah bin Zübeyr (r.a.)'i Mekke 'de öldürüp mübarek cesedini asmıştı. O
sıralarda Abdullah bin Zübeyr (r.a.) 72 yaşında idi. Haccac-i Zalim, Abdullah
bin Zübeyr'i öldürdüğü haberini halife Abdülmelik'e bildirince halife, hac ile
ilgili dini meselelerde Abdullah bin Ömer (r.a.)'in emirlerine muhalefet
etmemesini istemişti. Bu nedenle Haccac-i Zalim, ResuI-i Ekrem (s.a.v.)'in
Nemire'den Arafat'a hareket saatini İbn-i Ömer (r.a.)'den öğrenmek istemişti.
"İrtihal":
Yolculuğa devam etmek, yolculuğa çıkmak manasını ifade eder. Ama bu yolculuğun
günün hangi zamanında olduğunu ifade etmez. "Revah" ise öğleden sonra
gitmek manasını ifade eder. ibn-i Ömer (r.a.) Nemire'den öğleden sonra hareket ettiği
için ravi Veki hadisin metninde bulunan İrtihal fiilinin Revah fiili anlamında
kullanıldığını belirtmek istemiştir.
Hadis. AbduIIah
bin Ömer (r.a.)'ın faziletine, devlet yetkililerinin onun fıkıh bilgisine ne
derece önem verdiklerine, Mina'dan Arafat'a giderken Nemire'de Mola vermenin
sünnet olduğuna ve Arafat vakfesinin Arefe günü öğleqen sonra olduğuna delalet
eder.